'Danıştay ideolojik tavır içinde'

AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Danıştay'ın 2010 Akademik Personel ve Lisans Üstü Eğitim Giriş Sınavı (ALES) sonbahar dönemi kılavuzundaki kılık kıyafetle ilgili düzenlemelerin yürütmesini durdurmasını "Danıştay'ın ideolojik tavır içinde olduğunu görüyoruz" şeklinde değerlendirdi.

cumhuriyet.com.tr

AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş Meclis'te gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Danıştay'ın ALES kılavuzundaki kılık kıyafetle ilgili düzenlemelerin yürütmesini durdurmasına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Elitaş, üniversiteye girebilen öğrencilerin ALES'e girme hakkının bulunmadığını kabul eden bir Danıştay'la karşı karşıya olduklarını ifade etti.

Konuyla ilgili kişilerin Danıştay'a müracaat etmesi gerekirken, "zerre" kadar ilgisi olmayan bir sendikanın müracaatı üzerine böyle bir karar alındığını belirten Elitaş "Anayasamız, erkler ayrılığı ilkesini benimsemiş. Yasama yasaları yapacak, yürütme yapılan yasalara uygun bir şekilde faaliyetlerine devam edecek, yargı da yürütmenin yaptığı icraatların yasalara uygun olup olmadığı konusunu denetleyecek" dedi. Danıştay'ın ilgisiz şahısların müracaatıyla karar verme gereğini hissettiğini ve "ideolojik tavır" içinde olduğunu belirten Elitaş, "Türkiye'de demokrasiyi, özgürlüğü, insan haklarını ileri seviyeye ulaştırmak için gayret göstereceksek, öncelikle adaletin adil olması gerekir. Adalet adil olmadığı, ideolojik davrandığı sürece Türkiye'de yargıya olan güvenin zafiyete uğradığını, yargının güven verici ortamdan uzaklaştığını görürüz ki, en büyük tehlike buradadır. Üst yargı mensupları adalete olan güveni artırmak için gayret gösterme mecburiyetindedir" diye konuştu.
 

'Yargı organlarını denetleyecek bir organın olması gerekir'

ÖSYM ve YÖK'ün Danıştay'ın kararını değerlendireceğini de ifade eden Elitaş, "Bu konuyla ilgili yeni bir düzenleme yapma ihtiyacı ortaya çıkacak. Yargı kararları ne kadar yanlış olursa olsun Anayasamız gereğince yargı kararlarına uymak zorundayız. Ama Anayasa'ya da herhalde bir hüküm koymak gerekir. Yargı kararlarını denetleyecek bir organın olması gerekir diye düşünüyorum" dedi. Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkilerine ilişkin yaptıkları düzenlemede bu anlamda bir hüküm bulunduğunu ifade eden Elitaş, yüksek yargının bir kısmının, kendisinin denetimine gösterdiği tepkinin nereden kaynaklandığını da son Danıştay kararının ortaya çıkardığını ifade etti. Elitaş, "İlgisiz şahısların müracaatını kabul edip yargılamaya başvuran bir yargının herhalde kararının da denetlenmesi gerekir. TBMM'nin yaptığı Anayasa değişiklikleri denetlenebiliyorsa, yaptığı kanunların Anayasa'ya uygun olup olmadığı denetlenebiliyorsa yargının da verdiği kararların Anayasa'ya uygun olup olmadığı denetlenebilmelidir" diye konuştu.

'Grupta çalışmamız yok'

Elitaş bir gazetecinin AKP'nin darbe mağdurlarından "özür dilenmesi" konusunda bir yasa hazırladığı içinde olduğuna ilişkin haberleri hatırlatması üzerine YAŞ mağdurlarıyla ilgili bir düzenleme üzerinde çalıştıklarını ancak "darbe mağdurlarından özür dilenmesi"ne ilişkin herhangi bir çalışma içinde olmadıklarını söyledi. Bu konuda çalışma yapan milletvekilleri olabileceğini ancak AKP grubuna ulaşan bir düzenlemenin olmadığını kaydeden Elitaş, "Benim şahsıma 'olabilir mi' diye sorarsanız, 'Niye olmasın' derim ama grupta henüz bir çalışmamız yok" dedi.
 

'Teklif önümüzdeki hafta komisyonda'

Elitaş, İmam Hatip Lisesi mezunlarına polis koleji yolunun açılmasına ilişkin AKP grubunun kanun teklifine yönelik bir soruya ise "İmam Hatip mezunlarının polis olmasının engellenmesinin eleştirilmesi gerekirken, İmam Hatip Lisesi mezunlarının polis olmasının önü açılıyor şeklinde eleştirel yaklaşım beni şaşkınlığa düşürüyor. Demokrasi için, özgürlük ve insan hakları için yaptığımız mücadelede, demokratik olmayan bir düzenlemenin ortadan kaldırılmasının desteklenmesini beklerken medyanın eleştirel bir yaklaşımla konuya bakması bana şaşırtıcı geldi. Kimin önünde hak mahrumiyeti varsa bunu düzeltmek siyasetin görevidir. Burada eğer bir eksik varsa bunu siyasete hatırlatmak da medyanın görevidir. Bunu eleştirmek yerine herhalde teşvik etmek gerekir. Bir haksızlığı, bir mağduriyeti gidermek adına bu düzenlemeyi yaptık" diye konuştu. Elitaş, teklifin önümüzdeki hafta komisyonda, ÖSYM Yasa Tasarısıyla birlikte görüşüleceğini ifade etti.
 

'Kılıçdaroğlu içi boş dosyayı iftira ve çamurla doldurmaya çalışıyor'

Elitaş, CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın, Kayseri Büyükşehir Belediyesi'ndeki yolsuzluk iddialarıyla ilgili İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş hakkında suç duyurusunda bulunduğu ve Cumhurbaşkanı Gül'ün kardeşinin de yolsuzluk iddialarında adı geçtiğinin hatırlatılması üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından ortaya atılan iddiaların içinin boş olduğunu söyledi. Elitaş, "Allahım hiç kimseyi iftira atanlardan eylemesin. Sayın Kılıçdaroğlu'nu kırmızı kaplı bir dosya verdiler. Dosyanın önünden aldılar, arkasından sakladılar, ortadan bir yeri Kılıçdaroğlu'nu verdiler. Kılıçdaroğlu da hazırlıksız şekilde içi boş dosyayı savunmak zorunda kaldı. Sayın Kılıçdaroğlu, elinde patlayan bombanın etkisini hafifletebilmek için, haksız saldığı namın ortadan kalkmasının psikolojik ezikliği içinde o dosyayı doldurmaya çalışıyor. Ama içini iftirayla doldurmaya çalışıyor, çamurla doldurmaya çalışıyor. Kılavuzunun nasıl biri olduğunu sorsun, tüm Kayseri, bataklığın içinde olduğunu ifade edecektir. Ama Sayın Kılıçdaroğlu o ezikliğin altında kıvranıyor" dedi.
 

'Kim hırsızlık yaptıysa yolsuzluk yaptıysa hesabını vermeli'

Elazığ'daki yolsuzluk iddialarıyla ilgili bir soru üzerine ise Elitaş, bu konuyla ilgili müfettişlerin verdiği bir rapor bulunduğunu, bu çerçevede Danıştay, soruşturma açılması için izin verdiğini kaydetti. Elitaş, "Kim hırsızlık yaptıysa, kim yolsuzluk yaptıysa, kim namussuzluk, şerefsizlik yaptıysa, tüyü bitmedik yetimin hakkını yediyse bunun hesabını vermeli. Ama kinle, hırsla, ihtirasla, sadece geleceğini kurtarma adına birilerine iftira atanlara da hiç kimse prim vermemeli" diye konuştu. Elitaş, herkesin hesap verebilmesi gerektiğini belirterek, "Ama kendi adıma söylüyorum. Allah'ım beni iftiracı olmaktan korusun" diye konuştu.