"Daha önceki krizlerden kuvvetlenip çıktık"

Amerikan-Türk Konseyi (ATC), Türkiye'nin Amerikalı Dostları (AFOT), Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) ve Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) tarafından, bu yıl 28'incisi gerçekleştirilen ve Türk-Amerikan ilişkilerini konu alan konferans Washington'da başladı.

Konferansın bu yılki başlığı ''ABD-Türkiye: Değişim döneminde zorlukların üstesinden gelmek'' adını taşıyor. Açılış oturumuna katılanlar arasında, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy ve ABD'nin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey de yer aldı.

Konferansın açılışında konuşan Coca Cola Şirketinin Türk Başkanı Muhtar Kent, dünyanın çok önemli bir dönemden geçtiğini ve güçlü bir ABD ile güçlü bir Türkiye'ye ihtiyaç duyduğunu kaydetti. Konferansın ''değişim'' başlığının yerinde olduğunu belirten Kent, daha önceki ekonomik krizlerden Türkiye'nin çok daha kuvvetlenmiş bir ülke olarak çıktığını hatırlattı ve ''sonunda bu mevcut krizi de çözeceğimize inanıyorum. İş ortamı ve kurumlar daha da kuvvetlenecek'' dedi.

Küresel ekonomide halen ''karanlık tünelden çıkılmadığı'' değerlendirmesini yapan Kent, ''ancak bu paniğe kapılma zamanı değil. Kendimizi yeniden keşfetme zamanı. Türkiye daha önce ekonomik krizleri atlattığı gibi Adriatik'ten Çin'e kadar en geniş ekonomi olma özelliğini taşıyor'' dedi.

Son yıllarda Türkiye ve ABD'deki kamuoyu yoklamaları verilerinden rahatsızlık duyduğuna işaret eden Kent, iki ülke kamuoyularının birbirine bakışının, ABD Başkanı Barack Obama'nın TBMM'de gerçekleştirdiği konuşmasıyla daha farklı bir raya oturduğunu kaydetti.

Kent, Obama'nın, ''birlikte hareket edersek daha güçlüyüz'' sözlerini hatırlattı ve ''dünya kuvvetli bir ABD'ye ve Türkiye'ye ihtiyaç duyuyor'' dedi. İki ülke ilişkilerinin ekonomik boyutunun istenen düzeyde olmadığını belirten Kent, gelecek on yılda dünyada ekonomik, siyasi ve sosyal bir değişim görüleceğini, bunun yeni zorluklar ve yeni fırsatlar yaratacağını söyledi. Her ülke ve toplumun bundan etkilenmesinin beklenebileceğini belirten Kent, dünyada şehirleşmeye doğru bir trendin bulunduğunu ve bunun da ülkelere ek stres getireceğini belirtti. Türkiye ve ABD'nin, bu gelişmelerin tam merkezinde bulunduğunu belirten Kent, ulusal düzeyde, iş, eğitim, ticaret ve sosyal alanda liderliğe ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

İş çevrelerine karşı bütün dünyada finansal krizle birlikte olumsuz bir bakışın oluştuğunu ve bunun kendisini rahatsız ettiğini belirten Kent, globalleşme karşıtı hareketler, ekonomik korumacılıkla birlikte bütün bunların olumsuz bir hava oluşturduğunu ve bu ortamda hem Türkiye'de hem de Amerika'da, özellikle iş çevrelerine liderlik rolü düştüğünü söyledi.

Muhtar Kent, ''devlet benim için ne yapabilir yaklaşımı yerine ben ülkem için ne yapabilirim'' yaklaşımının benimsenmesinin sorumlu bir davranış olacağını kaydetti.

Scowcroft

ATC Başkanı Emekli General Brent Scowcroft da, konferansın açılışında, Obama'nın ilk denizaşırı ziyaretinde Türkiye'ye gitmesinin çok önemli bir işaret olduğuna değindi.

Scowcroft, bütün dünyada, ekonomik krizden enerji güvenliğine, aşırılık ve hoşgörüsüzlükten, kitle imha silahlarının yayılmasının engellenmesine kadar bir çok problemin yaşandığına dikkati çekti ve Türkiye ile ABD'nin ''yenilenen ortaklığının'', geleceğe ilişkin güven verdiğini söyledi.

TAİK Başkanı Haluk Dinçer de açılış konuşmasında, daha önce güvenlik anlayışına dayanan Türk-Amerikan ilişkilerinde ekonomik açının da güçlendirilmesinin zamanı geldiğini vurguladı. Dinçer, Türkiye'de çok büyük şirketlerin yatırım yaptığına veya yatırım yapma planı bulunduğuna işaret ederken, bu şirketler arasında, HP, Microsoft ve Best Buy'ı saydı.

Yalçıntaş: Krizden en hızlı Türkiye çıkacak

TOBB Başkan Yardımcısı Murat Yalçıntaş da konferansın ''değişim'' temasını çok yerinde bulduğunu belirtirken, ''krizden sonra Türkiye, en hızlı kendine gelen ülke olacak'' değerlendirmesinde bulundu.

Yalçıntaş, Türkiye'nin, Afganistan ve Irak'ın yeniden imarına çok büyük katkısı olabileceğine işaret etti. Murat Yalçıntaş, ''Irak'ın toprak bütünlüğü ve bölgede barış bizim için çok önemli. Ekonomik gelişme ancak barışla olur. Bu çerçevede de Türkiye, elinden gelen katkıyı gösteriyor'' dedi.