Cumhuriyet 02.10.2008 ‘Sosyal Devlet’ Kavramı Doğru Algılanmalı

cumhuriyet.com.tr

Sayın Başbakanın 26 Temmuz 2008 tarihli gazetelerde bir demecini okudum. Demeç;... Özel olarak kömür yardımlarına(giyim, yiyecek ve benzeri yardımları da aynı kapsamda düşünmek mümkündür) ilişkindi.Ben kamyona binip kömür dağıtıyorsam, benim valim de kamyon şoförünün yanına binip kömür dağıtmalıdırdiyor. Ve bunun tam da sosyal devlet uygulaması olduğunu söylüyordu.

Klasik liberal demokrasinin ekonomik ve siyasal temellerini değiştirmeden sosyal güvenliğin sağlanması, işsizliğin önlenmesi, emeği ile yaşayanların korunması ve yaşam düzeylerinin yükseltilmesi yoluyla sosyal eşitsizlikleri giderme işlevini yüklenen devlet sosyal devlettir. Kapitalizmin yarattığı sosyal dengesizlik ve bunalımlara karşı emekçi sınıflardan gelen güçlü tepkinin ürünü olarak 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bu mücadele birikimini yansıtan ve daha çok Avrupaya özgü olan bu kavram; devlete, sosyal bakımdan zayıf sınıflara yardım ederek sosyal adaleti ve insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyini sağlama ödevini yükler. Bu ödev devletin sosyal ve ekonomik yaşama müdahale etmesini zorunlu kılar.

Bu açıdan da daha çok Angloamerikan dünyasındaki karşılığı olan refah devleti kavramına oranla daha politik ve dinamik bir içeriği çağrıştırır, onun en gelişkin biçimini oluşturur. Sosyal devlet kavramının gelişmiş ülkelerle azgelişmiş ülkelerdeki anlamları arasında da önemli bir fark vardır. Gelişmiş ülkelerde sosyal devletten beklenen, kapitalizmin iç ve dış kaynakları kullanarak yarattığı zenginlikleri biraz daha adaletli biçimde yeniden paylaştırması, emekçilerin ve sosyal bakımdan zayıf sınıfların yaşam koşullarını iyileştirmesidir. Bu politika söz konusu sınıfların tepkilerinin yumuşatılması ve böylece temel düzenin korunması işlevini de görür. Azgelişmiş ülkelerde ise sosyal devlet bu klasik ödevinin yanında, ulusal zenginliklerin yaratılması için kalkınmayı sağlamak gibi yapıcı ve dinamik bir işlev de yüklenmiştir. Bu da, devletin yasama ve özellikle yürütme (yönetim) organının etkin davranarak köklü reformları gerçekleştirmesini gerektirir... Sosyal devlet kavramının kısaca kuramsal tanımı bu.

Sosyal devlet olabilme öyle Sayın Başbakanın kömür dağıtması ile, yiyecek paketi dağıtması ile, Kurban Bayramı’nda bir-iki öğünlük et dağıtılması ile sağlanacak basit bir demokratik devlet ilkesi değildir. Bu kömür mömür dağıtımı oy avcılığından başka bir şey değildir. Lokantada dolgun bahşiş veren maganda kılıklı, kültürsüz zengin; bahşişi, garson için değil, kendisi için verir.

Garsonun kendisine, mutat hizmetin dışında özel muamele etmesini bekler. Lafı uzatmayalım, bu gibi davranışlar birçok alanda gözlenebilir. Siyaset erbabı ise o sözde yardımları sadece ve sadece oy için kullanır.