'Çocuklarımız bizim çektiklerimizi çekmesinler'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülsün Bilgehan, parti olarak ''Kadınların en yüksek seviyede temsil edilmesine ve bunun kendi partileri içerisinde temsil edilmesine inandıklarını'' söyledi.
cumhuriyet.com.trPartisinin Kadın Kolları Genel Başkanı Zühal Samlı ve Kadın Kolları Genel Sekreteri Nazik Işık ile partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen Bilgehan, ''Kadın İmece Toplantısı'' için Diyarbakır'da bulunduklarını belirtti. Bu toplantıları 8 bölgede yapmayı amaçladıklarını anlatan Bilgehan, ''Daha önce bu toplantılarımızı Karadeniz ve Akdeniz Bölgelerinde yaptık. Şimdi de Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeyiz ve Diyarbakır'ı merkez seçtik. 11 ilden gelen arkadaşlarımızla burada görüşeceğiz. Bu bölgelerde, bölge kadınları ile CHP'li kadınları buluşturuyoruz. O bölgedeki kadınlarımızın sorunlarını yerinde dinlemek için buradayız. Biz konuşmayacağız, biz o bölgedeki kadınlardan o bölgenin sorunlarını dinleyeceğiz, hem de STK'larla buluşup onların da dileklerini ve önerilerini alacağız'' dedi.
Seçime çok az bir süre kaldığını belirten Gülsün Bilgehan, şöyle devam etti: ''CHP'nin yeni yönetimi kadın haklarına eskisinden de daha fazla önem veriyor. Biz kadın erkek eşitliğine inanan bir partinin temsilcileriyiz. Türk kadınları, birçok AB ülkesi kadınlarından önce önemli haklara kavuşmuşlardır. Sadece siyasal haklardan söz etmiyorum. Daha önemlisi medeni haklara da kavuşmuşlardır. Bugün genele baktığımızda eskisi gibi istenilen noktada olmadığımızı görüyoruz. Türk kadınları olarak BM raporlarına göre de, kendi hayatımızda da görüyoruz, uygulamada da çok gerideyiz. İstediğimiz alanda, istediğimiz sırada değiliz. Bugün 134 ülke arasında 126. sıradayız. Özellikle siyasal temsilde, Meclisteki temsil oranında, Atatürk döneminde dünya ikincisi iken, bugün dünyanın en son sıralarındayız. İş gücüne katılımda da yine çok gerilerdeyiz. Yani son yıllarda bakıyoruz değişik kültürlerde olan komşularımızdaki kadınlar bizi çok geçmişler. Biz bunların bu sorunların çarelerini ve özellikle çözümlerini arıyoruz.''
CHP'nin yeni yönetiminin en önemli projelerinden birinin Aile Sigortası olduğunu, yoksulluğun ve işsizliğin en çok kadınları vurduğunu bildiklerini ifade eden Bilgehan, ''Biz CHP olarak kadınların en yüksek seviyede temsil edilmesini ve bunun partimiz içerisinde temsil edilmesine inanıyoruz. Aile Sigortası bu bakımdan çok önemli. Bugün Türkiye'de 3 milyona yakın yoksul aile var. Yani asgari ücretin altında geliri olan aile var. O ailelerin kadınlarına genel olarak 3 milyon kadına en az 600 TL'den başlayarak, ihtiyaca göre yükselecek bir hak vermeyi düşünüyoruz. Bu bir yardım değil, bu bir sosyal hak. Kaynağımız hazır, aslına bakarsanız bütçenin sadece yüzde 1'i halka yardım için kullanılıyor. Biz bunun sosyal devletin görevi olduğuna inanıyoruz'' diye konuştu.
'Cumhuriyeti kuranlar ve yaşatanlar öncelikle kadınlardır'
Bilgehan, bu bölgelerin, CHP'nin 15-20 yıl önce en güçlü olduğu bölgeler olduğunu dile getirerek, ''Bugünkü CHP'nin yöneticilerinden biri olarak, bu geriye gidişin de nedenlerini samimiyetle ve açık bir şekilde bir kez daha, gözden geçirmemiz, kendi kusurlarımız ve eksiklerimizi samimiyetle görmemiz ve çareler aramamız gerektiğine inanıyorum'' dedi.
Çarenin bu bölgelere gelip, insanlarla el ele oturup, onları dinlemekten geçtiğini ifade eden Bilgehan, ''Biz uzun zaman bunu ihmal etmişiz, eksik kalmış bu yönümüz. Bu yönü tamamlamanın şart olduğuna inanıyorum'' ifadesini kullandı.
Özellikle Türkiye'deki kadınların ''çok önemli özellikleri ile buluştuklarına'' inandığını belirten Bilgehan, şunları kaydetti: ''Cumhuriyeti kuranlar ve yaşatanlar öncelikle kadınlardır. Güneydoğu'daki de İzmir'deki de Karadenizdeki kadın da Kurtuluş Savaşı'nda birlikte savaştı. O kadınlardan bir tanesi de benim anneannem. Biliyorum ki benim ailemdeki gibi bu bölgede de pek çok aile de Kurtuluş Savaşı'nda mücadele etmiş, fedakarlık etmiş kadın var. Biz de onların torunlarıyız. Onun için bir ortak değerlerimizi biliyoruz. Bizim ortak değerlerimiz, geleneklerimiz, göreneklerimiz, inançlarımız, ailemize, çocuklarımıza, eşimize bağlılığımızdır. Ama, aynı zamanda evrensel değerlere, özgürlüğe, çağdaşlığa ve Cumhuriyetin temel kuruluş ilkelerine de bağlılığımızdır. Hiç kimsenin o kadınları bölmesine, o kadınlar arasında ayırımcılık yapmasına ve o kadınlar arasında kin ve nefret tohumları saçmasına izin vermeyeceğiz. Buna biz kadınlar engel olacağız.''
Bilgehan, kadınlarla görüştükten sonra STK'lar ile konuşacaklarını, çünkü seçim bildirgelerini yörenin ve halkın istekleri ile STK'ların önerileri doğrultusunda yazılmasını istediklerini bildirdi. ''Balyoz Planı'' davası sanıklarının aileleri ve yakınlarının, bazı sivil toplum örgütlerinin üyeleriyle Anıtkabir'i ziyaret ettiğini hatırlatan gazetecinin, ''Asker eşlerinin Anıtkabir'e yürüdüğünü'' ifade ederek değerlendirmesini sorması üzerine Bilgehan, şöyle konuştu: ''Eşleri tutuklu olan ve kendilerini savunamayacak durumda olan kişilerin aileleri tarafından savunulmasını anlıyorum. Bizim düşüncemiz, hukukun adil olması, tarafsız olmasıdır. Yargının siyasallaşmadan görevini yerine getirebilmesidir. Eğer bir ülkede yargıya olan güven azalırsa, bunun acılarını sadece cezaevlerindekiler ödemiyorlar. Bunun acısını çok daha fazla evlerde yaşayan aileler, çocuklar ve eşler çekiyorlar. 21. yüzyılda bu gibi hukuk ve özgürlük ihlallerinin olmaması gerektiğine inanıyorum. Türkiye'nin her bölgesinde insanlar bu hukuk ihlallerinin acılarını çekti. Biz istiyoruz ki ileriye gidelim, çocuklarımız bizim çektiklerimizi çekmesinler.''
BDP'nin, ''Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması'' için ''Hakikatleri araştırma komisyonu'' kurulması yönündeki talebine ilişkin soru üzerine Bilgehan, ''Tabii aynı amaçla yapılacak bütün çalışmalara memnuniyetle katılırız. AK Parti de kabul ederse, uzun zaman önce yapılması gereken bir çalışmayı yapmış oluruz'' dedi. Kadın Kolları Genel Başkanı Zühal Samlı da kadınların bölgenin de, hayatın da sorunlarını çok iyi bildiklerini, ekonominin, işsizliğin, acıların en çok vurduğu kesimlerin kadınlar olduğunu belirterek, Diyarbakır'da, Ankara'da ve Edirne'de de evladını kaybeden annenin yüreğinin aynı şekilde yandığını bildirdi.