ÇMO: Gaziemir’de 100 bin ton radyoaktif atık ve tehlike var
Çevre Mühendisleri Odası, 5 Haziran Dünya Çevre Günün öncesinde hazırladığı “2019 Dünya Çevre Günü Türkiye Raporu”nu açıkladı. Raporda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, çöpten nükleere ve radyoaktif atıklara kadar büyük çevresel sorunların ortaya konmasına karşın Sıfır Atık Dairesi’ni mayıs ayında kapattığına dikkat çekildi.
Sena YaşarÇMO Başkanı Bozoğlu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü öncesinde hazırladıkları “2019 Dünya Çevre Günü Türkiye Raporu” açıkladı. Bozoğlu’nun açıkladığı raporda dikkat çeken başlıklar ise şöyle:
Iğdır ve civarında nükleer risk: Ermenistan’da bulunan Metsamor nükleer santrali Iğdır il sınırına 16 km uzaklıkta, depreme karşı bir önlemi ve Çernobil nükleer santrali gibi koruma havzası yok. Nükleer santralde yaşanabilecek olumsuzluğa karşı il sınırındaki iller dahil hiçbiri hazırlıklı değil. Olası kazada kullanılması gereken ‘iyot tabletlerine’ dair hazırlıklı olunup olunmadığı bir soru işareti.
816 belediye atıksuyu arıtmıyor: Türkiye’nin yüzey sularının yaklaşık yüzde 74’ü kirli. Termik santral kaynaklı atıksu oluşumu yüzde 57’ye çıktı. Bin 397 belediyenin 1338’inde kanalizasyon şebekesi var, 59 tane belediyede kanalizasyon şebekesi yok. Ayrıca, TÜİK verilerine göre 816 belediyede atıksular arıtılmadan doğaya veriliyor.
Meriç-Ergene tükeniyor: 8 su havzasında (Susurluk, Meriç - Ergene, Konya Kapalı, Büyük ve Küçük Menderes, Gediz, Kuzey Ege ve Burdur) toplam 750 dere ve gölün sadece 6 tanesi kirlenmemiş durumda. Meriç-Ergene Havzası’nda bulunan yeraltı sularının yarısının tükenmeye başladığı ve tamamının kirlenmiş olduğu görülüyor. Aydın ve Denizli illerini de kapsayan Büyük Menderes Havzası’nda yer altı sularının yarısı, İzmir’in de bulunduğu Küçük Menderes havzasında yer altı sularının yaklaşık üçte ikisi, Manisa’yı da kapsayan Gediz Havzası’nın yer altı sularının yaklaşık dörtte biri, Bursa’yı kapsayan Susurluk Havzası’nın yer altı sularının üçte ikisi yoğun miktarda kirli.
Gaziemir zehir saçıyor: İzmir Gaziemir’de 2007 yılında bir kurşun geri kazanım fabrikasından çıkan, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından tespit edilen ve 2012 yılında kamuoyunun gündemine oturan radyoaktif ve tehlikeli atıklar hala bölgeden kaldırılmadı ve rehabilitasyon gerçekleştirilmedi. Miktarının 100 bin ton olduğu raporlarda belirtilen radyoaktif atıkların üzerine 2015’te bilim dışı bir uygulama ile toprak döküldü. 2017 yılında atıkların kaldırılması ve rehabilitasyon için alınan ÇED olumlu kararına rağmen hala herhangi bir çalışma yapılmadığı görülüyor.
Kazaya 10 yıl erteleme: 2010’da AB uyum sürecinde Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik yayımlanmıştı. Bu yönetmelikle son zamanlarda artan endüstriyel kazaların (yangın, patlama v.b.) önlenmesi hedeflenmişti. Ancak yönetmeliğin uygulanması 2013, 2016, 2017 ve son olarak 2019’da yine ertelendi.
Türkiye ABD’nin çöplüğü oluyor: Çin’in aldığı önlemler nedeniyle AB, ABD, İngiltere gibi bölgelerden Türkiye’nin gönderilen atıkların miktarı hızla artıyor. 2018’de Türkiye’deki ithal plastik atık miktarı yaklaşık 440 bin tona ulaştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ve Ticaret Bakanlığı’na çöp denetimi ile ilgili yazılan yazıları, iki bakanlık birbiri arasında pasladı ve sorulan sorulara ‘denetimin yapıldığına’ dair yanıt gelmedi.
Konya’nın toprakları yok oluyor: Konya Karapınar Bölgesi’ndeki yeraltı sularının kaçak ve kontrolsüz kullanılmasından dolayı yer altı suları çekilmiş ve bölgede obruklar oluşmaya başladı. 2019’un ilk 5 ayında bölgede 8 tane çapı ve derinliği geniş obruk oluştu.
‘Sıfır Atık’ yalan oldu: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından geçen sene kurulan Sıfır Atık Dairesi ve İklim Değişikliğine Uyum Dairesi 24 Mayıs 2019 itibarıyla tamamen kapatıldı.
Türkiye limiti aştı: 2018’de dünyanın bir yıldaki yenilenme kapasitesinin tükendiği gün anlamına gelen ‘Dünya Limit Aşım Günü’ 2 Ağustos’a denk gelirken, ülkeler bazında bakıldığında Türkiye, Limit Aşım Günü’nü dünya ortalamasından 21 gün önce 11 Temmuz’da yaşayarak limiti aşmış ve küresel kaynakları hızlı tükettiğini kanıtlamıştır.
‘Çernobil neyse Gaziemir o’
Gaziemir’deki radyoaktif atıklara 12 yıldır çözüm bulunamamış olmasına tepki gösteren Bozoğlu, “O bölgede yaşayan insanlar yıllardır risk altında. Çocuklar okullara giderken toprağın altında ve üstünde bulunan radyoaktif atıkların yanından geçiyor. Hükümet tarafından ‘Sıfır Atık’ projesinin tüm Türkiye’de uygulanacağı söylenirken 12 yıldır İzmir’de bulunan atıklara ne zaman çözüm bulunacak? Çevre Bakanı Murat Kurum’u artık göreve davet ediyoruz. Tehlikeli atıkları yönetemediğimiz sürece kimse Türkiye’de ‘Sıfır Atık’tan bahsetmesin. Sağlık Bakanlığı bizimle bölgenin sağlık verilerini paylaşmıyor. Ancak bölge halkı kanser ve çocuk düşürme vakalarının giderek arttığını söylüyor. Çernobil’de yaşanan etki ne ise Gaziemir’deki de odur. Eğer bakanlık çözmeyecekse İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in bu sorumluluğu üstlenmesini bekliyoruz.” dedi.
'Kömür değil doğalgaz yardımı’
Çevre sorunlarına dair önerilerini de sunan Bozoğlu, şunları kaydetti:
“2020 Dünya Çevre Günü’ne kadar hava kirliliğini azaltmaya yönelik sanayi tesisleri, yakıtların ve araçların denetimleri arttırılmalı. Doğalgaz imkanı olan ve hava kirliliği yaşayan bütün belediyelerde kömür yardımı yerine doğalgaz yardımına geçilmeli. Kamu yararı gözeten, ekolojik denge ve iklim değişikliğini ön gören bir Su Yasası TBMM’de yasalaşmalı. Bütün kurumların verilerini bildireceği ve kamuoyu ile paylaşılacak bir su bilgi sistemi kurulmalı. Belediyeler su kayıplarını engelleyici alt yapı çalışmalarını yaparak yüzde 20 seviyelerine çekmeli. ‘Sıfır Atık’ kapsamında yasada yer alan ‘Geri Kazanım Katılım Payına’ yönelik mevzuat çalışması tamamlanmalı. Çevresel denetimlerin artması için kamuda çevre mühendisi istihdamı artmalı.”