'Çıplak ayaklı kemancı' İş Sanat'ta

Fazıl Say ile birlikte çalışmalarıyla tanınan Patricia Kopatchinskaja bu akşam İş Sanat'ta Champs-Elysées Orkestrası'na Beethoven keman konçertosuyla solist oluyor. Kopat-chinskaja "Çıplak ayak yıldızlara ulaşmayı teşvik ediyor" diyor.

cumhuriyet.com.tr

Günümüzün gözde kemancılarından Patricia Kopatchinskaja bugün İş Sanat’ta, Philippe Herreweghe yönetimindeki Champs-Elysées Orkestrası’na Beethoven keman konçertosuyla solist oluyor. Beethoven gecesi olarak adlandırılan konserin ikinci yarısı ise bestecinin 5. Senfonisi ile devam edecek.

Beethoven’in bu eserini bugüne kadar yazılmış en güzel keman konçertosu olarak nitelendiren Kopatchinskaja, kemanın orkestrayla olan söyleşisini bir kuşun engin bir manzara üstünde süzülmesi olarak betimliyor.

Moldova’da doğan ve Doğu Avrupa kültürünü özümsemiş müzisyen bir aile içinde büyüyen Kopatchinskaja, keman çalmaya küçük yaşlarda başlar. Moldova’da başladığı müzik eğitimine Viyana’da devam eder. Prof. Eröd ile bestecilik üstüne yaptığı çalışmalar müziği anlamasını ve aktarmasını şekillendirir.

Bugün kendini en çok modern müziğe yakın hisseden sanatçı için modern müziğin tarifi “aldığım nefes.” Bestecilerle yakın çalışmaları sayesinde eserlerin ortaya çıkış sürecini gözlemleme şansı bulan sanatçının en büyük zevklerinden biri ise eserleri daha mürekkebi kurumadan, otoriteler o eserin aslında nasıl yazılmış olması gerektiği hakkında yorumlar yapmadan çalabilmek.

Modern müzikle olan ilişkisi Kopatchinskaja’nın geçmiş dönemlere bakışını da etkilemiş. Sanatçı öncelikle eserlerin besteleniş sürecini inceleyip bestecinin hangi aşamalardan geçtiğini anlamaya çalışıyor ve daha sonra ona göre bir yorum getiriyor.

Kopatchinskaja’nın bugüne kadar çıkan albümlerinde müziğe olan yaklaşımının izini sürmek mümkün. Onun gözünde, birçok klasik müzik eserinin kökeni aslında halk müziği, dolayısıyla ailesiyle birlikte kaydettiği “Rapsodia” albümünde Doğu Avrupa halk ezgileri Ravel’in Çigan ve Enescu’nun 3. Keman Sonatı gibi eserlerle harmanlanmış.

Yakın zamanda piyasaya çıkan Bartok, Eötvös ve Ligeti keman konçertolarının yer aldığı albümde Peter Eötvös ile yakından çalışan Kopatchinskaja’nın besteci/şef Eötvös hakkında “derin bilgisi ve deneyimi olan gerçek bir beyefendi, onunla birlikte çalışmak büyük bir keyif” diye düşünüyor.

Türkiye’de klasik müzik severlerin birçoğu ise Patricia Kopatchinskaja’yı Fazıl Say ile çalışmalarından tanıyor. Say’ın “Haremde 1001 Gece” adlı Kopatchinskaja’ya adanan eserinin ilk çalınışı 2008’de İsviçre’nin Luzern şehrinde gerçekleşti.

Kopatchinskaja ve Say’ın birlikte kaydettiği Beethoven, Bartok, Ravel ve Say keman sonatlarının yer aldığı bir başka albüm ise ECHO-Klasik ödülünü kazandı.

“Fazıl çok büyük bir müzisyen” diyor Kopatchinskaja. “Müzikte varlığını bilmediğim ufukları açtı bana. Onunla sahnede en yoğun müziksel duygularımı paylaştım. Beni Türkiye, Fransa ve İtalya’daki dinleyicilere tanıttığı için minnettarım. Ümit ediyorum ki gelecekte birçok konserde yine birlikte çalacağız.”

Kopatchinskaja solistlik kariyerinin yanı sıra kemancı Pekka Kuusisto, viyolacı Lilli Maijala ve çellist Pieter Wispelwey ile birlikte kurduğu Quartet-lab adlı yaylı çalgılar dörtlüsünün üyesi. Dünyaca ünlü dört müzisyenin ortak amacı, yaylı çalgılar dörtlüsü için yazılmış nice zengin eseri, programlarında klasik ve moderni harmanlayarak çalabilmek. Dörtlü ayrıca geldikleri ülkelerin halk ezgileri üstünden birlikte doğaçlama yapmaktan da büyük keyif alıyor.

Sahneye çıplak ayak çıkmayı tercih etmesini “yerle doğrudan temas halinde olmak sahne korkusunu azalttığı gibi yıldızlara ulaşmayı da teşvik ediyor” diye açıklayan sanatçı, bu akşam 20.00’de İş Sanat sahnesinde olacak.