Cinsiyet ayrımcılığına ''akıllı işaret'' önerisi

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu bünyesinde oluşturulan alt komisyon, RTÜK'ün Akıllı İşaretler uygulamasında, ayrımcılık ya da eşitsizlik işaretinin de yer almasını önerdi.

cumhuriyet.com.tr

Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinde Medyanın Rolü konulu alt komisyon, taslak raporunu tamamladı.

Alt komisyon çalışmaları ve raporla, medyanın üretim süreci ve içeriğini, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine katkı sağlayacak biçimde, eşitlikçi bir gözden geçirme sürecine tabi tutmanın amaçlandığı ifade edildi.

Taslak raporda, Türkiye'de bir vatandaşın günlük ortalama televizyon izleme süresinin 4,3 saat, internet kullanımının 1 saatten fazla olduğuna işaret edilerek, bu sürelerin, kişilerin medyayla ne kadar yoğun ilişki kurduğunu, aileleri ya da arkadaşlarıyla geçirdiği zamandan daha fazlasını medyayla geçirebildiğini ortaya koyduğu vurgulandı.

Eşitlikçi ve etik değerlere yaslanan bir medyanın, Türkiye'de kadınlara yönelik ayrımcılıkla mücadelede büyük öneme sahip olacağına işaret edilen taslak raporda, ''Ancak zihinsel değişimlerin bir anda olmasını, bir çok mecradan oluşan, çok çeşitli arka planlara sahip olabilen medyanın, bugünden yarına değişmesini beklemek gerçekçi değildir. Fakat tüm medya kuruluşlarının altına imza koydukları etik ilkelerde yer alan din, ırk, mezhep, cinsiyet ayrımı yapmama ölçütlerine nasıl ırkçılık, dinsel ya da mezhepsel ayrımcılık anlamında önemli ölçüde uyuluyorsa aynı hassasiyeti kadına karşı ayrımcılık anlamında da gösteren bir zemine olan ihtiyaç da çok nettir'' denildi.

Medya çalışanlarına etik eğitimler verilmesi

Tespitlerin ardından önerilerin yapıldığı taslak raporda, tüm kademelerdeki medya profesyonellerine etik eğitimler verilmesi önerildi. Eşitlikçi ve etik değerleri içselleştirmiş bir medya için dünyada olduğu gibi tüm kademelerdeki medya profesyonellerine yönelik etik eğitimler, bilgilendirme toplantılarının gerçekleştirilmesinin istenildiği taslak raporda, bu eğitimler için RTÜK bütçesinden belirli bir yüzde kaynak ayrılması talep edildi.
Yerel medya çalışanlarına, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddet konularında farkındalık kazandırmayı amaçlayan eğitim çalışmalarının da önemine işaret eden taslak raporda, medya konusunda çalışan kamu kurumlarını, toplumsal cinsiyete duyarlı hale getirmek gerektiği belirtildi.

Başta RTÜK olmak üzere, medyayla ilgili tüm kamu kuruluşlarına yönelik olarak toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddet ve medya konularında eğitimler gerçekleştirilmesi önerildi.

''Toplumsal Cinsiyet ve Medya dersi zorunlu olsun''

59 iletişim fakültesinden sadece 11'inde seçmeli ders olarak ''Toplumsal Cinsiyet ve Medya'' dersinin okutulduğuna işaret edilen taslak raporda, bu dersin tüm fakültelerde okutulması gerektiği vurgulandı.

İletişim fakülteleri öğrencilerinde yaratılacak farkındalığın, medyayı da değiştireceği vurgulanan taslak raporda, ''Bugünün İletişim Fakülteleri öğrencileri, birkaç yıl içerisinde medya sektörünün çalışanı olarak katkı sağlayanlarıdır. Bu nedenle buradaki öğrenciler için ilave çalışmalar yapılmalıdır'' denildi.

Medya okuryazarlığı


Medyanın doğru analizinin, demokratik bir ülke için büyük öneme sahip olduğuna dikkati çekilen taslak raporda, okullardaki medya okuryazarlığı dersi kapsamında kullanılan materyallerin yetersiz olduğu, öğretmenlerin bu alandaki formasyon eksikliklerinin de ciddi boyutta olduğu vurgulandı.

Ders içeriklerinde eleştirel bir yaklaşım benimsenmemesinin önerildiği taslak raporda, ''Tam tersine hakim değerler pekiştirilmektedir. Oysa medya okuryazarlığı uygulamaları, bireylerin medyanın üretim ilişkileri konusunda daha bilgili, ötekine saygılı, duyarlı yurttaşlar olmalarına katkıda bulunmayı ve ötekileştirici değerleri ve mekanizmaları dönüştürmeyi hedeflemelidir. Medya okuryazarlığının bu bakış açısıyla ele alınması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin hayata geçirilmesinde önemli bir fırsat sunabilir'' görüşü ifade edildi.

Yetişkin kadın ve kız çocukları için internet ve bilgisayar okuryazarlığını geliştirmek üzere, bu alandaki eşitsizliği giderecek kullanım pratiklerini destekleyecek dijital okuryazarlık kursları verilmelisinin istendiği taslak raporda, böylelikle kadınların internet erişimlerini sağlamanın yanı sıra internette doğru aramayı ve farklı içeriklere yönelmeyi de kullanabilme kapasitelerinin geliştirileceği belirtildi.

Medya İzleme Merkezi

Taslak raporda sıralanan diğer önerilerden bazıları şöyle:
-Yetişkin kadın ve kız çocukları için yapılacak bu faaliyetlerin yanı sıra tüm vatandaşlara yönelik toplumsal cinsiyet eşitliğini de geliştirecek nitelikte medya okuryazarlığı kursları düzenlenmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak halk eğitim merkezlerinin, kurslar aracılığıyla iletişim fakültesi mezunlarının kadrosuz usta öğreticisi olarak istihdam edilmesiyle illerden ilçelere değin, okul binalarının boş olduğu uygun saat ve günlerde bu eğitimlerin verilmesi sağlamalıdır.

-İlköğretim 6, 7 ve 8. sınıflarda seçmeli olarak okutulan medya okuryazarlığı dersi toplumsal cinsiyet eşitlik ve medya konusunda çok önemli bir fırsat taşımaktadır. Medya okuryazarlığı dersinin içine RTÜK'e şikayet mekanizması eklenmeli, böylece çocuklar için küçük yaştan itibaren kendilerini rahatsız eden görüntüleri RTÜK'e şikayet etme bilincini kazanmalıdır.

-RTÜK'ün Akıllı İşaretler uygulamasında, AB üyesi ülkelerde (Hollanda, İzlanda) örneğinin görüldüğü ayrımcılık ya da eşitsizlik sınıfı/işareti de yer almalıdır.

-Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde kurulacak bir Medya İzleme Merkezi, medyayı toplumsal cinsiyet eşitliği, ailenin korunması ile kadın, çocuk ve özürlü hakları bağlamında etik ilkeler çerçevesinde izleyip, raporlar hazırlamalıdır.

-Kadın ve medya konusundaki farkındalığın artırılması amacıyla Medya ve Kadın Kampanyası gerçekleştirilmelidir.

-Sivil toplum kuruluşları aracılığıyla aileler için prime time televizyon rehberi ve toplumsal farkındalık arttırma çalışmaları yapılmalıdır.

-Televizyon dizileriyle ilgili olarak, senaryo aşamasından başlayarak belli temaların öne çıkarılması için bir çalışman gerçekleştirilmeli, kadın konusunda duyarlı, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya katkı öngörülen diziler, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenmesidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında bu çerçevede bir protokol imzalanarak, destek talep eden dizinin gerçekten eşitlik algısının güçlenmesine katkı sağlayıp sağlamayacağı, bakanlık tarafından oluşturulacak bilimsel kurul tarafından karara bağlanmalıdır.

Taslak raporda, Basın Kanunu'nda yapılacak değişiklikle, sosyal sınıfı, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayalı ayrımcılık yapanlara da para cezası öngörüldü.