Cihaner’in avukatı Kazan’dan HSYK’ye çarpıcı başvuru

İlhan Cihaner'in avukatı Turgut Kazan, Erzincan Ergenekon davası ile ilgili savcı ve hakimlerin kaçmasının önlenmesi için adli kontrol tedbiri uygulanmasını istedi.

KEMAL GÖKTAŞ

Erzincan'daki Ergenekon davasında yargılanarak beraat eden CHP milletvekili İlhan Cihaner'in avukatı Turgut Kazan, HSYK’ya verdiği dilekçede Erzincan Ergenekon davasındaki kumpasta yer alan önemli isimlerin halen görevlerinin başında olduğunu ve sadece piyonların soruşturulduğunu belirterek “Biz, böyle bir adalet anlayışının kabul edilemeyeceğini belirtiyoruz” dedi. Kazan, yürütülen soruşturmalarda bazı sanıkların firar ettiğini de anımsatarak benzer bir olayın yaşanmaması için kumpasta yer alan hakim ve savcılar ile HSYK üyeleri hakkında yurt dışına çıkma yasağı ve adli kontrol kararlarının alınmasını istedi.

Erzincan Başsavcısı iken Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve uzun süren bir yargılamadan sonra beraat eden Cihaner’in avukatı Turgut Kazan HSYK’ya çarpıcı bir dilekçe verdi. Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 13 Kasım 2015’de verdiği beraat kararından sonra Erzincan Ergenekon davasına ilişkin “kumpas” iddiaları ile ilgili suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan Kazan, aradan geçen 6,5 ayda bir gelişme olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Sadece, Erzincan’da gizli tanıklar Bayram Bozkurt, Serkan Zirek ve Ahmet Koç aleyhine dava açıldı ve cemaat okulu müdürü Ahmet Demir ile TEM Şube Müdürü Murat Günbeyi hakkında soruşturma başlatıldı. Şüpheli ve sanıklar için tutuklama/yakalama kararları verildi. Tabii, sorumluluğu ağır olan İliç Savcısı Bayram Bozkurt ile TEM Şube Müdürü kayıplara karıştı, yakalanamıyor. Böylece, piyonlardan (sözümona) hesap sorulmuş oluyor. Öte yanda, Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin baş sorumlu saydığı savcı Osman Şanal Düzce’de, Taner Aksakal Bursa’da savcılık görevini, yargıçlar da yargıçlık görevini sürdürüyor. Biz, böyle bir adalet anlayışının kabul edilemeyeceğini belirtiyoruz.”

Kazan Yargıtay kararı doğrultusunda, savcılar Şanal, Aksakal ve Rasim Karakullukçu, yargıçlar Mustafa Karatay, İsmail Şahin, Muzaffer İren, Bayram Bozkurt’u başka kimlikle mesleğe kabul eden HSYK üyeleriyle, iki muhbirden sahte ifade aldığı gerekçesiyle Cihaner hakkında kovuşturma izni veren ancak aynı ifadede imzası bulunan Savcı Hasan Can’ı Başsavcılığa, eşi Nalan Can’ı Ergenekon davasını yürüten İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne atayan HSYK üyeleri için gereğinin

"ivedilikle" yerine getirilmesini istedi. Kazan “böylece benzer örneklerde yaşanan firarlar dikkate alınarak, (tutuklama hariç) yurt dışına çıkma yasağı ve adli kontrol gibi, kaçma ihtimalini önleyici bir imkan yaratılmasını diliyorum” dedi.

Kazan ayrıca dilekçesinin sonuna eklediği notta, savcı Aksakal'ın Fethullah Gülen’in kardeşi ve yeğeninin de şüpheli olduğu, çok ağır bir tecavüz olayını, inanılmaz ve akılalmaz yöntemlerle kapatan savcı olduğunu savunarak "Sadece, 29 Ocak 2008 günlü kovuşturmaya yer olmadığı kararına bakınca, durum anlaşılıyor. Bu nedenle, sorun medyaya yansıdı ve Erzurum’da soruşturma başlatıldı, polisler tutuklandı, haklarında dava açıldı. İddianameyi okuyunca, hemen her satırında savcı Taner Aksakal'ı görüyoruz. Ama polisler yargılanıyor, Taner Aksakal savcılık yapıyor. Bu nasıl bir adalet vurgusuyla bilgilerine sunuyorum" ifadelerini kullandı.