'Ciğeriniz varsa savcının önünü açın'

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, MHP'nin iktidar ortağı olduğu dönemde de PKK ile görüşmeler yapıldığı yönündeki iddialara tepki göstererek, "Yüreğiniz, ciğeriniz varsa savcının soruşturmasının önünü açın" çağrısında bulundu.

cumhuriyet.com.tr

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında MHP'nin koalisyon ortağı olduğu dönemde de bölücü terörist örgütle görüşmeler yapıldığı iddialarına yanıt verdi. AKP döneminde ortaya çıkan bölücü terörist örgütle yapılan müzakereler, ses kayıtları ve imzalandığı öne sürülen protokollerle MİT mensuplarının ifadeye çağrılmasına neden olan savcılığın KCK iddialarını hatırlatan Vural, bunları açıklamaya yürekleri olmadığını söyledi. Ses kayıtları, protokoller ortaya çıktıktan sonra girilen bataklıktan çıkmak için çamurun MHP'ye sıçratılmaya çalışıldığını öne süren Vural, "MHP inançlı ve imanlı bir partidir. Çamur bize bulaşmaz. Sıçratmaya çalıştınız çamurlar sizi daha derinlere itecektir. Açığa çıkan ses kayıtları protokolleri milletle paylaşacak cesaretiniz yok. Çünkü siz er meydanında siyaset yapmayı bilmeyen karpuz siyaseti yapan insanlarsınız" dedi.

'Ey ağlak suratlılara sesleniyorum...'

Hükümeti PKK'in siyasi uzantısı BDP'nin ağzı ile konuşmakla suçlayan Vural, "Ey Başbakan, ey hedonist olduğunu söyleyen Ömer Çelik, ey şeytanla görüşürüm diyen Hüseyin Çelik'lere, ey ağlak suratlılara sesleniyorum. İmralı ile MHP'nin koalisyon ortaklığı döneminde görüşüldüğünü el yazılarının MHP ile paylaşıldığı iddialarını ileri sürdünüz. Buna hak ettiğiniz cevabı verdim. Şimdi şeref ve haysiyeti olanlar bu iddialarının arkasında durabilmelidir. Devleti yönetiyorsunuz. Çıkarttığınız planlar oldu Balyoz gibi. Eğer sizin elinizde koalisyon hükümeti döneminde İmralı ile görüşüldüğüne dair belge varsa bunu savcılığa vermeniz millete açıklamanınız millete karşı en azından size oy verenler açısından namus borcudur" dedi.

MHP döneminde de görüşüldüğünü iddiası için "Hodri meydan" diyen Vural, "AKP hükümetinin bir yüreği varsa, bu girdiği müzakere ve diyalog bataklığının çamurlarıyla ilgili her şeyin açığa çıkmasını istiyorsa bu konuda savcının soruşturmasının önünü kesmeyin. Savcıya izin verin. Bu kadar yüreğiniz varsa ciğeriniz varsa. Geçmişten bugüne kiminle görüşülmüş, hangi protokoller imzalanmış hangi yol haritaları çıkartılmış. Bırakınız millet eğriyi doğruyu öğrensin. Hak ve hakikat ortaya çıksın" çağrısı yaptı. Bunun bir namus ve şeref borcu olduğunu söyleyen Vural, savcının açtığı soruşturmanın önünü açılmasını, bu yapılmazsa müfteri olunacağını söyledi.

Elinde, üzerinde "Özel Yetkili Savcılıktan Başbakanlık makamına" yazılı zarfı gösteren MHP'li Vural, zarfın içinden Oslo görüşmeleri, Demokratik Çözüm Protokolü ve mutabakatla ilgili Başbakanlık'a yöneltilen sorular olduğunu belirterek bu sorularla ilgili cevabı halkın beklediğini söyledi.

Bir MİT mensubunun görüşmelerin MHP tarafından siyasete alet edilmesinin yanlış olduğunu yönünde sözleri olduğunu anımsatan Vural, "Sen kim oluyorsun. Yüreklice AKP'nin politikalarının brozancıbaşı olduğunu açıkla. Burası muz cumhuriyeti mi? Milil mücadele ile kazanılan birliğin siyasi projelerle yabancıların gözetiminde peşkeş çekilmesinin siyasete alet edilmesi doğru değilmiş. Sen kim oluyorsun. Kendine gel" diye tepki gösterdi.
 

Çiçek'in özel yetkili mahkemelerle ilgili sözleri

MHP'li Vural, Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in özel yetkili mahkemelerle ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Özel Yetkili Mahkemelerin kurulduğu 2004 yılında kimin Adalet Bakanı olduğunu sordu" ve soruya Çiçek yanıtını verdi. Vural, "Yapıyorlar yapıyorlar, kullanıyor kullanıyorlar sonra tepki gelince az oldu çok oldu. Çiçek'in değerlendirmeleri ve yaklaşımları bir öngörü eksikliğini ortaya koyuyor. TCK değişikliği ile kurulmuş o mahkemelerle ilgili durumu o zaman görememişler. Umarım Sayın Çiçek aynı zamanda Özel Yetkili Mahkemeler değil sadece, yargının tarafsız ve bağımsız olması konusunda da kuvvetler ayrılığı prensibine de sahip çıksa iyi olurdu. Hukuk dışı ilişkiler içindeki kamu görevlilerini sorgulanmasını engelleyen yasa çıktığı zaman da 'Meclis'in bu işlere girmesi doğru değildir' diyerek yargının bağımsızlığını savunmasını beklerdik. Anlaşılıyor ki Çiçek'in de bazı kısıtları var" dedi.

Özel Yetkili Mahkemeler, gizli tanıklarla birlikte Türkiye'de bağımsız ve tarafsız yargıyı oluşturma noktasında bir adım atılması gerektiğini düşündüklerini söyleyen Vural, "Çiçek'in bu ifadesi bir rahatsızlığın belirtisi, ama işin özü kaçırılmamalı. Asıl korunması gereken husus yargının bağımsız ve tarafsız olmasını temin etmek. Öncelikle yargıyı yürütmeyi yargının güdümüne sokan düzenlemeler değiştirilmeli" dedi.
 

'Devletin kurumları yan gelip yatıyor'

Vural'a zorunlu eğitimin kademelendirilerek 12 yıla çıkartılmasıyla ilgili teklif de soruldu. Eğitim gibi önemli bir konunun bir partinin grup başkanvekillerinin imzaladığı bir teklifle gelmesini eleştiren Vural, "devletin kurumları yan gelip yatıyor. Kapatın bunları" diye tepki gösterdi. Söz konusu düzenlemenin ilgili kurumların görüşü alınarak tasarı şeklinde getirilmiş olması gerektiğini belirten Vural, konunun siyaset değil Türkiye'nin geleceği sorunu olduğunu söyledi.

Konunun imam hatip liseleri üzerinden tartışılmasının da doğru olmadığını belirten Vural, "Eğitim öğretim stratejiktir. Beşeri sermaye en önemli sermayedir" dedi. Zorunlu eğitim süresinin arttırılması ve kabiliyetlere göre yönlendirmeyi desteklediklerini ifade eden Vural, bunun sınavsız bir üniversiteyi de planlayarak yapılması gerektiğini söyledi. Vural, "Çocuklar okula mı, eve mi, tamirhaneyi mi gidecek?" endişelerini hatırlatan Vural, "Çocuklar hepimizin çocukları. Bunlarla ilgili ortak aklı kullanalım. Bu akılla çocukların geleceğini kuralım" dedi.