'Çiçek'le kitap basımı için konuştuk'
Ergenekon davasında gizli tanık 'Tepe' Dursun Çiçek'le kitapların basımı konusunda konuştuğunu söyledi.
cumhuriyet.com.trEski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 65'i tutuklu 274 sanıklı ''Ergenekon'' davasının 226'ncı duruşması başladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili gazeteci Mustafa Balbay, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin ile gazeteci Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 47 tutuklu sanık katıldı.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Sedat Peker, emekli Albay Dursun Çiçek ve Yarbay Mustafa Dönmez'in de aralarında bulunduğu 18 tutuklu sanığın gelmediği duruşmada, bu davadan tutuksuz yargılanan ''Odatv'' davasının tutuklu sanığı Yalçın Küçük de hazır bulundu.
Duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Hüseyin Özese, tanık İhsan Balabanlı ile gizli tanık ''Tepe''nin hazır olduğunu ve beyanlarının alınacağını söyledi.
Sesi ve görüntüsü değiştirilerek ifadesi alınan gizli tanık ''Tepe'', sanıkları birebir tanımadığını, ancak dolaylı yollardan tanışıklığı olduğunu belirterek, ''Sanıkların bu işlere bulaşmış olmalarını hayretle karşılıyorum'' dedi.
Hiçbir baskı ve yönlendirmeye maruz kalmadan tanıklık ettiğini ve Cağaloğlu'nda yayıncılık yaptığı sırada bu kişileri tanıdığını aktaran ''Tepe'', ''Onların bu tür ilişkilere girdiklerini bilmiyordum. Onlarla iyi ki ilişki kurmamışım. Yoksa onlar gibi burada, sanık sandalyesinde oturabilirdim'' diye konuştu.
Başkan Özese tarafından, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde 26 Kasım 2009 tarihinde verdiği tanıklık beyanı okunan ''Tepe'', Kıbrıs, terör ve strateji konularında kitaplar yayınlayan yayıncı Adem Sarıgöl ile birlikte 2009 yılında Ankara'ya gittiklerini, orada Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na uğradıklarını, bir subayın gelip kendilerini kayıtsız bir şekilde içeri aldığını anlatarak, Sarıgöl'ün kendisinden ayrılarak 5-6 deniz subayıyla birlikte kitap basımıyla ilgili konuşmalar yaptığını ve subayların kendisine de ''matbaan var mı, kaç kitap yayınlıyorsunuz?'' gibi sorular sorduğunu öne sürdü.
''Tepe'', aradan 1 ay geçtikten sonra Ankara'da kendilerini karşılayan ''Celal'' isimli yüzbaşının kendisini telefonla aradığını ve onunla Ulus Parkı'nda buluştuklarını dile getirerek, ''Yanında Ankara'dan gelen bir albay vardı. Benimle konuşarak beni tanımaya çalışıyorlardı. Bana, 'Bazı subay arkadaşlarımızın kitapları var, 8 tane. Bunları müstear isim kullanarak sana bastırtacağız. Bu kitaplar biraz ortalığı karıştıracak kitaplar, gerçek isimlerle yayımlanmamalılar. Kaybedeceğin çok şey olabilir, dikkat et. Gerekirse parasal kaynak da sağlarız' dediler'' ifadelerini kullandı.
''Dursun Çiçek ile Ankara'da kitap basımıyla ilgili konuştuk''
Gizli tanık ''Tepe'', görüştüğü bu kişilerin yayınevi kurma çabalarının da olduğunu ve daha sonra yayıncı Sarıgöl ile birlikte tekrar Ankara'ya gittiklerini anlatarak, Deniz Kuvvetleri'nde kendilerini içeri alan yüzbaşıyla birlikte yine kayıtsız içeriye girerek, yemekhaneye gittiklerini, Ulus Parkı'nda görüştüğü albayla konuştuğunu ve albayın kitabın basım maliyetini sorduğunu kaydetti.
''Tepe'', 2009 yılının nisan ayında telefonuna bir albaydan mesaj geldiğini ve bu numarayı telefonla aradığını belirterek, ''Aradığım kişi, Dursun Çiçek olduğunu söyledi. Kitaplardan bahsetti. Doktora yaptığını, bir kitap basmak istediğini söyledi. Onunla Ankara'da Deniz Kuvvetleri'nde görüşerek yayın ve basım işleriyle ilgili konuştuk. Bana, kitapların basımı konusunda maddi destek sağlayacağını söyledi'' diye konuştu.
Duruşmaya, öğle arası verildi.