Çiçek, krizi değerlendirdi

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, seçimin ardından katıldığı canlı yayın programında Bakanlar Kurulu'nda ve partisinde yaşandığı belirtilen krizle ilgili değerlendirme yaptı. İşte Çiçek'in konuşmasından satır başları...

cumhuriyet.com.tr

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, olası bir kabine değişikliğine ilişkin olarak, ''Başbakan'ın eli rahattır. Ne zaman istiyorsa bu değişikliği yapar ve biz de bu değişikliği yaparsa hiç tereddütsüz, hangi arkadaşımız olursa olsun, aldığı her karara destek veririz'' dedi.

Çiçek, NTV'nin canlı yayınına katılarak soruları yanıtladı. Yerel seçim sonuçlarına ilişkin bir soru üzerine Çiçek, AKP'nin elde ettiği sonuç dolayısıyla seçimin başarılı partisi olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin her yerinde var olan, Türkiye partisi niteliğindeki tek partinin AKP olduğunu belirten Çiçek, partisinin kurulduğu günden bu yana girdiği her seçimden başarıyla çıktığını, birinciliği elde ettiğini anlattı.

''AK Parti'nin oylarında düşüş başladığı ve artık hiç bir zaman geçmişte elde ettiği oranı yakalayamayacağı yönünde'' yorumlar olduğunun hatırlatılması üzerine de Çiçek, bunların başka partilerin kendi taraftarlarına moral vermek için yaptığı yorumlar olduğunu kaydederek, ''Belediyelerin yarısını biz kazandık, yarısını diğer tüm partiler kazandı, bu bir sonuçtur. Yüzde 39 biz oy aldık, yüzde 23 onlar aldı. 23 mü büyük, 39 mu?'' dedi.

Seçim sonuçlarını her partinin kendi içinde değerlendirmesi gerektiğini de vurgulayan Çiçek, bunun siyasete kalite getireceğini ifade etti. Çiçek, bir başka soru üzerine de Antalya'da elde edilen sonucun kendisini şaşırttığını belirterek, ''Demek ki rey verirken sadece hizmet dikkate alınmıyor'' dedi.

''Değişiklik söylentisi bürokrasiyi yavaşlatır"

Çiçek, Bakanlar Kurulu'nda revizyon iddialarına ilişkin soruyu da yanıtladı.
''Türkiye'de belli tarihler vardır, kabine revizyonu, bunu esas belirleyecek olan başbakandan önce, medyada çıkar'' diyen Çiçek, bunun örneklerinin geçmişte de sıklıkla yaşandığını anlattı. Anayasa'ya göre kabine değişikliğine karar verecek olanın Başbakan'ın kendisi olduğuna dikkati çeken Çiçek, şunları kaydetti:
''Bugün bir kabine değişikliği gerektiğinde bir MYK değişikliği, bir grup başkan vekilliği değişikliği gerektiğinde -ki bunlar sancılı süreçlerdir, en rahat kabine değişikliği yapabilecek başbakan bugünkü Sayın Başbakan'dır. Neden? Çünkü bizim kendisine güvenimiz var. Onun da bize güveni var. Ne zaman istiyorsa bu değişikliği yapar. Hiç birimizin bu noktada en ufak bir kırgınlığı dahi olmaz''

Çiçek, ''Bakanlar Kurulu'nda değişikliğe ilişkin haberlerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı neden kızdırdığı'' şeklindeki soruyu yanıtlarken her zaman seçim ve Bakanlar Kurulu'nda değişiklik lafları gündeme geldiğinde bürokraside yavaşlama yaşandığını söyledi. ''G-20 Zirvesine gidiyor bir hükümetin başı olarak. İçeride kabine değişikliği vesaire gibi laflarla gündemin böyle birden donuklaştırılması, durağanlaştırılması, bürokrasinin yavaşlatılması... Haberi yazanların da kötü maksatla yazdığını düşünmüyorum şahsen'' diyen Çiçek, hükümet değişikliklerinin yalnızca bakanların başarı ölçüsüyle gündeme gelmeyeceğini söyledi.

''Seçim ve Bakanlar Kurulu'nda değişiklik laflarının bürokraside işleri yavaşlatan tehlikeli laflar olduğunu'' ifade eden Çiçek, Başbakan Erdoğan'ın tepkisinin de bundan kaynaklanabileceğini söyledi. Bazı konuların kaynağından teyit edilmeden gündeme getirilmesinin yanlışlığına dikkati çeken Çiçek, bunun Türkiye'deki temel yanlışlardan biri olduğunu kaydetti. Çiçek, ''Yetki Başbakan'ın. Ne zaman isterse yapar, ne kadar isterse yapar. Kimi isterse değiştirir, kimi isterse bırakır'' dedi.

''Sadece siyasi parti değil, bir kardeşler topluluğuyuz"

Çiçek, ''Sizin Sayın Başbakan'a elini rahatlatmak açısından sözlü olarak istifalarınızı vermeniz söz konusu mu?'' sorusuna da, şöyle yanıt verdi:
''Bizim böyle kimseye sözlüdür-yazılıdır diye bir şeye gerek yok. Bu partiyi değerlendiremeyenlerin yanıldıkları noktalardan bir tanesi şu; biz sadece bir siyasi parti değiliz. Aynı zamanda karşılıklı saygıya dayalı, geçmişte beraberliği, hukuku olan ve bu hukuku pekişmiş bir kardeşler topluluğuyuz. Biz bu partide her şeyi de formal düşünmüyoruz. Onun için formal bir şey tarzında 'Efendim ben istifa ediyorum, filanca istifa etsin yahut biz istifa ediyoruz. Sizin elinizi rahatlatalım'... Başbakan'ın eli zaten rahat. Sayın Başbakan'ın eli rahattır. Hükümet için de, parti için de, grup için de rahattır. Bu benim samimi kanaatimdir.

Bu noktada Başbakan'ı rahatlatmak adına özel bir paragraf açmaya gerek yok. Bu Başbakan'ın eli rahattır. Ne zaman istiyorsa bu değişikliği yapar ve biz de bu değişikliği yaparsa hiç tereddütsüz, hangi arkadaşımız olursa olsun, aldığı her karara destek veririz. Bugüne kadar da destek verdik.''

''Kim söylediyse onunla konuşmasını tavsiye ederim"

Çiçek, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in seçim sonrasında ''AK Parti'den bazı genel başkan yardımcılarının hatta bazı bakanların kendisine karşı kampanya yürüttüğü'' yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine, adaylık sürecinde kişilerin farklı görüşler beyan edebileceğini belirterek, bunların olumsuz bir görüş olarak değerlendirilmemesi gerektiğini kaydetti.

Kurul halinde değerlendirilen konularda kuruldaki farklı fikirlerin dışarıda çatışmaya, gruplaşmaya neden olmaması gerektiğine işaret eden Çiçek, ''Şahsen eğer onu söylediyse bu sözünü asla tasvip etmem, doğru da bulmam. Kim söylediyse onunla gidip konuşmasını tavsiye ederim'' dedi.

''Doğu ve Güneydoğu'da AK Parti'nin oy oranlarında düşüş olduğu'' ifade edilerek ''hükümetin o bölgelere yönelik politikasında değişiklik olup olmayacağının'' sorulması üzerine de Çiçek, demokratik açılımların her zaman ve her bölge içinde gündemlerinde olduğunu söyledi.

Seçim sonuçlarına ilişkin parti içi değerlendirmeleri siyaseten olduğu kadar bilimsel olarak da yapacaklarını belirten Çiçek, diğer partilerin de böyle bir eğilim içinde olduklarını, bunun teşvik edilmesi gereken bir yaklaşım olduğunu söyledi. Çiçek, ''Bu türlü değerlendirmeleri 'kayıp var, kaybın sebebini arıyor' diye sadece bununla sınırladığınız takdirde, o zaman hala 29 Mart'ta kalmış oluruz. Bu değerlendirmeler, önümüzdeki dönemin öncelikleri, yapacaklarımız, politikalar, bunların hepsinin tespitinin bu realiteler üzerine oturması lazım. Aksi halde biz bir parti olmayız, fikir kulübü oluruz'' diye konuştu.