Çiçek, Ergenekon'u değerledirdi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, CNN Türk kanalında Ergenekon soruşturması ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Çiçek, ''Soruşturmanın gizliliğine riayet edilmiyor. Bunun gereğini yapmak da yine yargı makamlarının işidir'' dedi.
cumhuriyet.com.trDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, CNN Türk'te yayımlanan ve Taha Akyol'un sunduğu ''Eğrisi Doğrusu'' programına konuk oldu. Ergenekon soruşturmasının içeriğine ilişkin yapılan yayınları değerlendiren Çiçek, hukuka uymak noktasında kimsenin bir ayrıcalığı olmadığını söyledi.
Çiçek, şöyle devam etti: ''Soruşturmanın gizliliğine riayet edilmiyor. Bunun gereğini yapmak da yine yargı makamlarının işidir. Bizim ceza kanunumuzda şikayete bağlı suçların dışındaki suçların soruşturması doğrudan doğruya yargı makamlarındadır. Eskiden Adalet Bakanları, bu tip davalarda savcılar soruşturma başlatmıyorsa 'bu konuda soruşturma başlat' diyorlardı. AB'ye uyum çerçevesinde bunlar kalktı ortadan. Şikayete bağlı bir kaç küçük suç dışında bu toplumda herhangi bir suç işleniyorsa bir hüküm ihlal ediliyorsa bunun soruşturması yargı makamlarına aittir ve bu işin hukuki, tarihi ve toplumsal sorumluluğu soruşturma makamlarının omuzundadır. Hiç kimse sağa sola kaytarma yapamaz. Bunu çok net açık olarak söyleyeyim. Siz insanları niye savcılığa davet ediyorsunuz, kanunlara uymadı diye. Kanunlara diğerleri de uymuyorsa onlarla ilgili işlemlerin yapılması gerekiyor. Türkiye'nin bu konuda kötü bir imtihan verdiği muhakkak. Herkes konuşuyor.''
''Tehditleri yapanlar, şimdi hukuksuzluktan bahsediyor"
Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında yer alan hükümlerin evrensel olduğunu ve soruşturmanın gizliliğine ilişkin hükümlerin Fransız ve Alman hukukunda da olduğunu anlatan Çiçek, Türkiye'de geçmişte yargının ''şöyle karar vermezseniz, memlekette kaos çıkar'' diyerek tehdit edildiğini dile getirdi.
Yargıdan yerindelik denetimi yapılması istendiğini ancak yargının denetiminin hukuki olduğunu vurgulayan Çiçek, ''Bu ülkede (böyle karar vermezseniz...) diye yargılama yaparken tehditler yapıldı, kimsenin sesi soluğu çıkmadı. Aynı tehditleri yapanlar, şimdi bir başka yerdeki hukuksuzluktan bahsediyor. Tabiatıyla birilerinin yaptığı hukuksuzluk, bir başkasının hukuksuz işlemlerine, eylemlerine, sözlerine de gerekçe teşkil etmez. Bu konuda çok yönlü yapılan eksiklikler, hatalar var'' diye konuştu.
Yargılama sırasında usulden ya da esastan hata yapılabileceğini ancak ilgili usul yasalarında bu tip hataları telafi etmenin yolu olduğuna dikkati çeken Çiçek, şunları kaydetti: ''Kaldı ki şu an Türkiye'de olup bitene bakıldığında, bir kişi daha savcı tarafından davet edildiğinde, gözaltına alındığında, birinci gün birinci saatinden itibaren mahkum ilan ediliyor, hüküm giydiriliyor. Daha insanlar gözaltına alınır alınmaz, bir saat içerisinde mahkumiyet kararları veya beraat kararları veriliyor. Ben hangi ideolojiye mensupsam, siyaseten hangi pozisyonda bulunuyorsam, nerede bulunuyorsam, gözaltına alınan eğer benim safımdaysa, o mutlaka beraat ediyor, birinci saatte. Ya da tersi bir görüşteyse daha birinci saatte mahkum ediliyor. O zaman hakime, savcıya, yargılamaya ne gerek var. Bu işlerden kurtulmanın yolu, herkesin hukuk çerçevesinde düşünmeye, yazmaya, konuşmaya, söylemde bulunmaya riayet etmesi gerekir. Aksi halde bunun bir anlamı yok.''
''Herkes görevini layıkıyla yapmalı"
Taha Akyol'un ''Meselenin bir de basın özgürlüğü tarafı var. Karar verecek olan yargıdır'' sözleri üzerine, Çiçek, soruşturmanın gizliliğini sağlayacak olanın yargı makamları olduğunun altını çizdi.
Herkesin diline sahip çıkması gerektiğini anlatan Çiçek, ''Yargının kendi sorumluluğunu hükümete, hükümetin sorumluluğunu bir başka yere aktaracaksak bu işin içinden çıkılması zor olur. Herkes görevini layıkıyla yapmalı, yaparken de hukuku uygulayanlar dahil herkes hukuka uymak mecburiyetindedir. Bunun istisnası yoktur'' dedi.
Köşk'teki yemek
Çiçek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Çankaya Köşkü'nde yasama, yürütme ve yargı organlarının başkanlarına verdiği yeni yıl yemeğinde ''yargı bağımsızlığıyla ilgili bir şikayetin dile getirilip getirilmediği'' sorusunu yanıtlarken, yemeğin ne maksatla yapıldığı bilinmeden, ''3 erk mensubu temsilcileri falanca olayı konuşacak'' denildiğini söyledi.
''Zaten yargıda kadro eksikliği ortada"
Çiçek, "Ergenekon soruşturmasını yürütecek savcılara ilave savcı olacak mı? Cumhurbaşkanlığı'ndaki yemekte bu gündeme geldi mi?'' sorusunu üzerine genel kuralların dışında bu davayla ilgili uzaktan yakından hiçbir şeyin konuşulmadığını ifade etti. Bu konunun yemekte konuşulmasının yargının yaptığı işlere müdahale anlamına geleceğini belirten Çiçek, ''Bu talebin muhatabı yok ki? Kim arttıracak? Cumhurbaşkanı mı, Başbakan mı arttıracak? Hakimler Savcılar Kurulu kendileri takdir eder, bu talebin muhatabı yok. Muhatabı olmayan bir konunun konuşulması hukuken de doğru değil'' dedi.
Soruşturmanın, bir polis soruşturması haline geldiği yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Çiçek, ''bazı kişilerin hukukun kurallarını bilmeden kendi mantığına göre konuştuğunu'' ifade etti. Çiçek, ''Bu işlerden sorumlu olan savcıdır. Onlar savcıya yardımcı olmak üzere bu işin içinde bulunurlar. Savcı bir kısım evrakları aldı, getirdi. Savcının nezaretindeki güvenlik birimleri ona yardımcı oluyorsa bunda hukuka aykırı bir durum yok'' diye konuştu.