CHP'nin oy oranını açıkladı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin oy oranı ile ilgili olarak "Şuan yüzde 30 - 31 bandındayız" dedi. CHP lideri, CHP'nin oylarında "anlamlı" bir artış yakalanması durumunda kendilerini başarılı sayacaklarını söyledi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV'de katıldığı canlı yayında Banu Güven'in sorularını yanıtladı. DSP Genel Başkanı Masum Türker'in "Kılıçdaroğlu referandumda oy kullanamadığı için genel seçimde milletvekili adayı olamayacak" iddiasını değerlendiren Kılıçdaroğlu, bunun daha önceden de söylendiğini, kendilerinin konuyu incelettiğini ve bir sorun bulunmadığını belirtti.

"40 ilde nabız tutacağız"

Kılıçdaroğlu, milletvekili adaylarının belirlenmesi için önseçim yapılıp yapılmayacağına ilişkin bir soru üzerine ise kurultayda da önseçim yapacaklarını belirttiğini anımsattı. Sadece delegelerin değil, parti üyelerinin de görüşünü alacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu konuda bir çalışma başlattıklarını, hangi ilde önseçim yapılacağının bu çalışma sonucu belirleneceğini söyledi. Bazı illerde yoklaması yapmalarının mümkün olmadığını, bazı illerde ise eğilim yoklaması yapmalarının gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, 40'a yakın ilde parti üyelerinin ve delegelerin nabzını tutacaklarını açıkladı.

"Şu an yüzde 30 - 31 bandındayız"

Düzenli olarak kamuoyunun nabzını tutacaklarını bildiren Kılıçdaroğlu, şu anki kamuoyu yoklamalarında CHP'nin oyunun yüzde 30-31 bandında seyrettiğini, ancak hedeflerinin tek başına iktidar olduğunu belirtti. Seçimde CHP'nin oylarında "anlamlı" bir artış yakalanması durumunda kendilerini başarılı sayacaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, mevcut oy oranının altında ya da 1-2 puan üstünde bir oy almaları durumunda ise başarısız sayılacaklarını dile getirdi.

"Sorunun adı var"

Kılıçdaroğlu, "Kürt sorunu" ya da "Alevi sorunu" kavramlarını kullanmadığı yönündeki eleştirilere ise "Sorunun adı var, istediğiniz şekilde tanımlayabilirsiniz. Sorun yoktur demiyoruz zaten. Ama bu sorunların bir kısmı sadece onların etnik kimliklerinden kaynaklanan sorunlar, bir kısmı da diğer yurttaşların yaşadığı sorunlar. Yoksulluk doğuda da batıda da var. Kültürel haklar açısından talepler var. O talepleri görmeyeceğiz demiyoruz zaten. Ortak paydamızı genişletmek istiyoruz" diye konuştu.

Anadilde eğitimi desteklemediklerini ancak anadil öğrenimini desteklediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, SHP'nin 1989 raporunu güncelleştirdiklerini, ancak "Raporu niye acele yazmıyorsunuz?" tepkileriyle karşılaştıklarını kaydederek "Yıllardır süren bir sorunlar için bir çırpıda çalakalem bir rapor yazsak doğru olur mu?" diye sordu.

"Kürt" sözcüğünü kullanmadığı yönündeki eleştirilere de Kılıçdaroğlu, "Eğer Diyarbakırlı kardeşlerim 'Bize Kürt deyin' diyorsa derim, ne olacak" sözleriyle yanıt verdi.

CHP'nin sorunu insan hakları ve özgürlükler bağlamında ele aldığını, asimilasyona karşı ve entegrasyondan yana olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "AKP'nin bu konudaki çözümleri nedir, ben bilmiyorum. Bir Allah'ın kulu çıksın desin ki AKP'nin çözümü bunlar" dedi.

"Yargıdaki sorunların çözümü için AKP hiçbir şey yapmadı"

Kılıçdaroğlu, Ceza Muhakemeleri Kanunu'ndaki tutukluluk sürelerini düzenleyen maddenin yürürlüğe girmesinin ardından yaşanan tartışmaları da değerlendirdi. Cezaevlerinde yargıç yüzü görmeden tutuklu bulunan binlerce kişi olduğunu, bunun demokrasiyle bağdaşmadığını belirten Kılıçdaroğlu, sorunların, yargının var olan sorunlarından kaynaklandığını, sorunların çözümü için bugüne kadar AKP'nin hiçbir şey yapmadığını söyledi.

"İlseven gökten bulup getirdiğimiz bir insan değil"

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in CHP İstanbul İl Başkanlığına atanan Nebil İlseven'e yönelik eleştirilerine de "Bu, onun siyasetçi olmadığını gösteriyor" sözleriyle yanıt veren Kılıçdaroğlu, İlseven'e ilişkin "Gökten bulup getirdiğimiz bir insan değil, bizim partilimiz. Başarılı olmuş, özel sektörde önemli bir yere kadar çıkmış olabilir. Başarılı olan birini biz İstanbul İl Yönetimi'ne getirmeyelim mi? Bu, bizim Türkiye'yi daha iyi yöneteceğimizi gösterir" dedi. Kılıçdaroğlu, İlseven'in CHP Gençlik Kolları'ndan yetiştiğini ve özel sektörde başarılı olarak belli yerlere geldiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, CHP üyesi olan gazeteci yazar Oktay Ekşi'nin Basın Konseyi Başkanlığı'nı sürdürmesine yönelik tepkilere yönelik ise "Etik olarak o görevde kalır, kalmaz. Normalde Basın Konseyi'nde görevi varsa belki bırakacaktır o görevi" dedi.

"Belgeselle dizi arasındaki farkı bilmeyenlerin verdikleri ceza"

Kılıçdaroğlu, Muhteşem Yüzyıl dizisine RTÜK'ün verdiği cezaya ilişkin de "Bu bir dizi, bir belgesel değil. Belgeselle dizi arasındaki farkı bilmeyenlerin verdikleri ceza. Niçin ceza verildi? Sayın Bülent Arınç bu dizinin kaldırılmasını istedi. Bir başbakan bir heykelle niye uğraşır? Bunların hangi yetenekleri var, bunlar senaryo mu yazdılar, film mi çektiler?" dedi.

"Alkolü yasaklayacağız diye sosyal hayatı değiştirecek önlemleri almak doğru değil"

Kılıçdaroğlu, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu'nun alkol satışını ve kullanımını sınırlandıran düzenlemesini de değerlendirirken alkolün her yerde satılamayacağını, çocukların alkolden korunması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Ama alkolü yasaklayacağız diye sosyal hayatı değiştirecek önlemleri almak da doğru değil. Buna girmemek lazım. Önyargıyla olaya yaklaştığınız zaman toplumda tepki çekersiniz. Sorunun uzmanlarıyla yola çıkmak lazım. Ama siz normal herhangi bir lokantayı basarsanız, niye burada alkol satıyorsunuz diye baskı uygularsanız bunlar doğru değil" diye konuştu.

"Bütün dünyayla entegre olmalıyız"

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın Kuveyt'te Arap dünyasına yönelik söylediği "Biz bize yeteriz" mesajına ilişkin ise Türkiye'nin laik ve demokratik yapısıyla Arap dünyasına model bir ülke olduğunu, Arapların Türkiye'ye benzemek istediğini, daha demokrat, daha özgür bir yapı istediklerini belirterek şöyle konuştu:
"Biz bize yetiyor muyuz, hayır. Kimse kimseye yetmez. Çünkü, AKP'nin dünyasını bilmem ama biz bütün dünyayla entegre olmalıyız. Hindistan'la da Çin'le de, Rusya'yla da... Ama Ortadoğu'da bizim bir gücümüz var, gücümüzün farkına varmalıyız, gücümüzü bilmeliyiz. Ama o gücümüzün de gereğini yapmalıyız. Bizi farklı kılan, biz aynı zamanda Batı dünyasındayız. Biz yönümüzü batıya, çağdaş dünyaya, demokrasiye, özgürlüklere dönmüşüz. Arap dünyasında demokrasiler, özgürlükler, kadın erkek eşitliği hep tartışmalıdır. Biz bize yetmiyoruz. Biz daha iyiyiz. Biz dünyada demokrasimizi özgürlüklerimizi derinleştirmeliyiz. Biz AKP'den o yüzden ayrışırız."