CHP'li Öztrak: Ekonomi torpilli damadın elinde dikiş tutmuyor
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek hayal olurken, Türkiye dünyada enflasyonu en yüksek 10 ekonominin arasına girmeyi başardı" diye konuştu. Öztrak poşetlerin ücretli olmasına ilişkin ise, “Vatandaşın 25 kuruş ödeyecek hali olmadığı ortaya çıktı" şeklinde konuştu.
cumhuriyet.com.trCHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken bir basın toplantısı düzenledi.
Öztrak, "Üzülerek söylüyorum, ekonomi saraydan torpilli damadın eline bırakıldığı günden buyana dikiş tutmuyor" diye konuştu.
Öztrak, MYK’nin gündeminde enflasyon verilerinin olduğunu aktardı. Marketlerde plastik poşetlerin 25 kuruşa satılmaya başlamasına ilişkin Öztrak, “Vatandaşın 25 kuruş ödeyecek hali olmadığı ortaya çıktı. Vatandaş markete el arabasıyla gidiyor. Marketten çıkarken poşet almıyor götürüyor montunun içine marketten satın aldığı malları sarıyor." ifadelerini kullandı.
Öztrak'ın açıklamasından satır başları şöyle:
'ENFLASYONUN EN YÜKSEK OLDUĞU 10 EKONOMİNİN ARASINA GİRMEYİ BAŞARDIK'
"Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek hayal olurken, Türkiye dünyada enflasyonu en yüksek 10 ekonominin arasına girmeyi başardı. Rakiplerimiz kim? Rakiplerimize bakarsanız Liberya, Sierra Leone, Zimbabve. Birde tabi G-20‘de IMF kapısında bulunan Arjantin’le birlikte Arjantin’den sonra en yüksek enflasyona sahip ikinci ülkeyiz. Üretici enflasyonu yine aynı dönemde yüzde 33,6 oldu. Bu da AKP’nin işbaşına geldiği 2002 yılı dahil en yüksek enflasyon. Yani az gidildi, uz gidildi 16 sene sonra bu ülkeye geldiğinden çok daha yüksek bir üretici enflasyonu AKP ve saray tarafından yaşatıldı."
'ENFLASYON HEDEFİNDEN %190 SAPMAYA BAŞARI DİYORLAR'
"Bütün bunlar bazı sektörlerde yapılan vergi indirimlerine, zorunlu ucuzluk kampanyalarına, zabıtayla stokçulara yapılan baskınlara ve TÜİK Başkan Yardımcısının değiştirilmesine rağmen gerçekleşti. Bu gerçekleşen enflasyon yüzde 7 denen hedeften yüzde 190 oranında bir sapmayı ifade ediyor. Bu bir eğer başarıysa benim buna söyleyecek hiçbir lafım yok. Aslında vatandaşın mutfağındaki enflasyonda bunun çok üstünde bunu biliyoruz. Şimdi bu makyajlı rakamlara göre memurlara, emeklilere enflasyon farkı verilecek. Göreceksiniz bu hiçbir şeye yetmeyecek, hiçbir derde deva olmayacak."
'VATANDAŞIN POŞETE 25 KURUŞ ÖDEMEYE HALİ KALMADI'
"Mutfakta yangın büyüyor ama mutfakta büyüyen yangın yetmezmiş gibi şimdi bir de alışveriş poşetlerini parayla satmaya başladılar. Saray vatandaştan 25 kuruş poşet parası toplayıp çevreyi koruyacakmış. Bir yandan İngiltere’den en çok plastik çöp ithal eden ülkelerden biri olacağız, diğer yandan da çevreciyiz deyip plastik poşeti vatandaşa parayla sattıracağız. Ben açık söyleyeyim, bu işi böyle götürmek mümkün değil. Bu iktidar eğer çevreyi korumakta samimiyse önce çevreye ihanetten vazgeçecek. Saray yandaşları ülkenin tüm doğal güzelliklerini, derelerini, ormanlarını, şehirlerini rant için talan ederken kimse bu poşet parasının çevre için, çevreyi korumak için çıkarıldığını bize anlatmasın. Bu uygulama sarayın milletten ne kadar kopuk olduğunu açık seçik ortaya koyuyor. Vatandaşın 25 kuruş ödeyecek hali olmadığı ortaya çıktı. Vatandaş markete el arabasıyla gidiyor, marketten çıkarken poşet almıyor götürüyor montunun içine marketten satın aldığı malları sarıyor.
Ben şimdi buradan bir öneride bulunacağım. Çevreyi korumak için iki tane yöntem vardır. Ya kirleteni cezalandırırsınız ya da kirletmeyeni ödüllendirirsiniz. Vatandaşımızın daha fazla mağdur olmasını önlemek için poşet kullanmayanı ödüllendirecek bir yöntemi, poşet kullananı cezalandıran yöntem yerine mutlaka getirmelerini öneririm. Bu pahalılıkta vatandaşın yarasına, derdine merhem olacak uygulama budur."
'TORPİLLİ DAMADIN ELİNDE EKONOMİ DİKİŞ TUTMUYOR, TÜRKİYE IMF KAPISINA SÜRÜKLENİYOR'
"Üzülerek söylüyorum, ekonomi saraydan torpilli damadın eline bırakıldığı günden buyana dikiş tutmuyor. Acemice alınan kararlar piyasalarda belirsizliği ve risk primini daha da artırıyor. Türkiye hızla 1994 koşullarına dönüyor. Seçimler için yapılan her aspirin tedavisi Türkiye’yi hızla IMF kapısına doğru sürüklüyor. Zaten Saray da bu konuda sessiz kalarak, IMF ile anlaşma konusunda niyetini reddetmiyor herhalde.
Tüm bunlar, bugün seçim nedeniyle yapılan vergi indirimlerinin ve kamu mallarındaki fiyat indirimlerinin, seçimden sonra bir IMF programıyla misliyle geri alınacağını ortaya koyuyor.
Şimdi burada tekrar soruyorum: Seçimlerden sonra IMF ile bir anlaşma yapacak mısınız? Kapalı kapılar ardında sıcak paracılara, faiz lobilerine yaptığınızı duyduğumuz açıklamaları milletimize de yapmanız boynunuzun borcudur. "
VERDİKLERİ SÖZLERİN SONU HÜSRAN OLDU
"2018 yılının sonunda 10. Kalkınma Planı dönemini de tamamladık. 10. Kalkınma Planı 2014-2018 yıllarını kapsıyor. Yani Erdoğan’ın bu ülkede tek adam olma, parti devleti kurma hülyasının başladığı ve bittiği yıllar. Dolayısıyla ekonominin bu noktada gösterdiği performans bu rejimin bu milletin derdine ne kadar merhem olabildiğini de ortaya koyacaktır.
Bu planda AKP iktidarları ve Genel Başkanları Tayyip Erdoğan millete ne söz vermiş, bugün hangi tabloyla karşı karşıyayız kısaca sizlere bunu anlatmak istiyorum.
Planda denmiş ki, 2018 yılında ortalama dolar kuru 1 lira 97 kuruş olacak. Gerçekleşme 4 lira 81 kuruş. Sapma yüzde 144.
Yine planda 2018’de milli gelirimiz 1 trilyon 286 milyar dolar olacak denmiş. Şimdi kendi programlarında diyorlar ki 2018 yılında milli gelirimiz 763 milyar dolar olacak. O zaman bu taahhüt ettiklerinin neredeyse yarısı.
2018’de kişi başına düşen gelir 15 bin 996 dolar olacak demişler. Şimdi kendi programlarında bu kişi başına gelirin 9 bin 385 dolarda kalacağını söylüyorlar. Kişi başına düşen gelirde de hedefin ancak yarısını tutturabilmişiz.
2018’de işsizliği yüzde 7,2’ye indireceğiz demişler. Şimdi işsizliğin yüzde 11,3’e bu yıl çıkacağını söylüyor. Burada da hedeften sapma yüzde 57 arkadaşlar.
Hep söylüyorum, bu ucube tek adam parti devleti rejiminin millete hiçbir faydası olmaz, ancak zararı olur. Tartışmanın olmadığı, denetimin olmadığı, fren ve denge mekanizmalarının olmadığı bir sistem vatandaşa hayır getirmez. Nitekim, bu ucube sistem daha kuluçkadayken bile ekonomimize yaramamış, millete verilen sözler hiçbir şekilde yerine getirilmemiş.
Tabi bütün bu rakamlar aynı zamanda 2023 hedeflerinin de artık hayal olduğunu gösteriyor. Şimdi vaatleri hesaba uymayınca, hesabı vaatlere uydurmaya çalışılıyorlar."
İYİ PARTİ İLE İTTİFAK
"İYİ Parti’yle yapılan müzakereler olumlu bir şekilde devam ediyor. Ama hep söylüyorum, arkadaşlarımızın kapalı kapılar ardında yapmış oldukları müzakereleri müzakereler devam ederken nereye nasıl gelindi bununla ilgili açıklama yapmak o müzakerelere zarar verir. O nedenle ben İYİ Parti’yle yapılan müzakereler konusunda izin verirseniz bu kadarını söylemekle yetineyim."
BİNALİ YILDIRIM'IN ADAYLIĞI
"Sayın Binali Yıldırım’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olurken aynı zamanda TBMM Başkanı unvanını da ya da makamını da işgal etmesinin hukuken ne anlama geldiği kamuoyunda bence yeterince tartışıldı. Ama bu bir şeyi gösteriyor, sarayı artık İstanbul’u kaybetme korkusu "sarmıştır. Hem Belediye Başkanlığı, hem de TBMM Başkanlığını kaybedip evdeki bulgurdan olmamanın hesabını yapmaktadırlar.