CHP'li Gürsel Tekin: Bakanlar Kurulu'nun yarısı 'hayır'cı

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, 16 Nisan'da yapılacak referandumda AKP'den de hayır oyu verecek kişiler olduğunu belirterek, "Ben Bakanlar Kurulu'nun yarısının hayırcı olduğunu biliyorum" dedi.

DHA

Gürsel Tekin, İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, Parti Meclisi Üyesi Ali Öztunç ve eski milletvekilleriyle birlikte CHP Kahramanmaraş İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi. İlk olarak Türkiye ile Almanya arasındaki krize değinerek, iktidarın CHP gibi onurlu davranması gerektiğini söyleyen Tekin, "CHP olarak tavır koyarken bir tarafta Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan Hitler olarak suçlarken, öbür tarafta bir başka Bakanın Almanya'ya teşekkür ettiğini görüyoruz. Bu rezil manzarayı hiç görmemiştik" dedi.

"BU SÜREÇTE MERKEL'İN ARABALARINA BİNMEYİN"

Başbakan Binali Yıldırım'a çağrıda bulunan Gürsel Tekin, şöyle konuştu:

"Halen Merkel ve Almanya ile de kavganız var. Bütün siyasetçilerin bindiği arabalar Merkel'in arabaları. Yani Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, saray ve bakanlıklara baktığınızda tamamı bu araçları kullanıyor. Referandum döneminde sizi vicdanlı olmaya davet ediyorum en azından bu dönem araçlarınızı bırakın. Hem adil bir yarış açısından çok önemli. Devletin arabalarını kullanarak 80 milyon yurttaşımızın ödemiş olduğu vergilerle benzin, mazotunu kullandığınız araçları en azından bu kampanya süreci içerisinde kullanmayın. Kullanırsanız hiç kimse hakkını helal etmese bile Gürsel Tekin olarak ben haram ediyorum."

"BU PAKET YERLİ VE MİLLİ DEĞİL"

Referanduma oylanacak paketin sahibinin de olmadığını ifade eden Gürsel Tekin şunları söyledi:

"Son 5 yıldır yerli ve milli bir araba beklentisi içindeyken önümüze yerli ve milli olmayan bir paket geldi. İçinde 18 madde ve tamamına baktığınızda iktidar mensupları bile anlayabilmiş değil. O kadar zorlanıyorlar ki o zorlanmadan derdini ve meramını da anlatamıyorlar. Bu 18 madde ne millidir, ne de yerlidir. Kim elinize sıkıştırdı, kimler verdi doğrusu biz de çok merak ediyoruz. Niye yerli ve milli değildir diyorum? Osmanlı dönemi dahil bin yıllık tarihimizin tamamına bakın, böyle ucube bir 18 madde göremezsiniz. Sayın başbakan başta siz sormak istiyorum, frensiz ve balatasız bir arabaya biner misiniz? Frensiz ve balatasız bir arabaya nasıl binilmiyorsa bu 18 maddeye de oy verilmeyecek. Bu 18 madde, fireni ve balatası olmayan adeta tam gazla giden ve bu aracın nerede hangi kazayı yapıp başımıza hangi belayı getireceğini kestirmemiz mümkün değildir?"

"15 TEMMUZ'UN TEMELİ 2010 REFERANDUMUNDA ATILDI"

Başbakan Binali Yıldırım'ın, CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 2010'daki referandumda oy kullanamadığını gündeme getirdiğini belirten Tekin, bunun sorumlusunun iktidar olduğunu öne sürdü. Yıldırım'a 2010 referandumunu gündeme getirdiği için de teşekkür eden Tekin, şöyle devam etti:

"15 Temmuz'daki depremin temel atma töreni' 2010 yılında yapıldı. Altını çizerek söylüyorum ki 2010 yılında o referandum geçmemiş olsa bu ülkede asla ve asla darbe olmayacaktı. Darbenin temel atma töreni 2010'da yapıldı. Nasıl oldu? Türk yargı sistemini bir gruba, bir cemaate, bir kişiye teslim ettiler. Uyarılar yapmadık mı, defalarca yaptık. Sayın Başbakana sorum şu; 2010'da referandumdan önce Sayın Genel başkanımızın ikametgahını polisler niye kontrol eder? Hadi polis kontrol edip karakola getirdi. O ilçe emniyetine o da ilçe seçim kuruluna gönderiyor. Oradan da önce ile daha sonra Yüksek Seçim Kurulu'na. Be vicdansızlar, bu devletin beş tane kurumu koskoca Türkiye Cumhuriyeti ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ismini fark edemediler mi? Kim bu tuzağı kurdu? İşte bugünkü iktidarın suç ortakları bu tuzağı kurdu. Şimdi Sayın Başbakan sizden rica ediyorum 2010'da bu tuzağı kuranlar ve bu tuzağa talimat verenlerin kim olduğunu soruşturun savcıya talimat verin ya da ben savcılara suç duyurusunda bulunmak istiyorum. Ortaklarınızla siyasi parti liderlerine tuzak kuracaksınız, bunu da utanmadan bir siyaset malzemesi haline getireceksiniz. Ne zaman bu duruma düştünüz, yazık günah size."

"YARIN SEÇİM OLSA YÜZDE 65 HAYIR ÇIKAR"

Referandum sürecinde insanların ekmeğiyle de oynanmaya başlandığını belirten Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O kadar zavallı duruma düşüyorlar ki, insanların ekmeğiyle oynanmaz. Hani 'Biz zenciyiz' demiyor muydunuz? Allah aşkına size ne oldu, ne içtiniz de bu hale geldiniz? Milletin ekmeğiyle oynanır mı kardeşim? Geçici işçi alıyorsunuz ve tehdit ediyorsunuz 'Köyünüzde şu çıkmasa yarın kapı dışarı ederiz' diye. Bu ne zalimliktir, bu ne zavallılıktır? Yarın seçim olsa şundan emin olarak söylüyorum yüzde 65 hayır çıkar, yüzde 35'inin de neye 'Evet' dediğini vallahi ben de bilmiyorum. İnanın onlar bilmiyor. Ben Bakanlar Kurulu'nun yarısının hayırcı olduğunu biliyorum ve bu son derce doğal. Yani akıbeti olmayan, nereye gittiği belli olmayan bir arabaya binilir mi Bakan olsam ben de binmem."

Büyük Birlik partisi Genel Başkanı Mustafa Destici'nin referandum için 'evet' diyeceklerine yönelik açıklamasını da değerlendiren Gürsel Tekin, "Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu Türk siyaset tarihinde önemli bir şahsiyettir. Ama sonra onun yol arkadaşlarının böyle sek sek durumuna düşmesi çok üzücü. Bugün sayın başkanın da demeci var; 'Ben sarayla görüştükten sonra karar verdim' demesi bir siyasi partinin otomatikman kendisini reddetmesi demektir" dedi.