'CHP'deki ulusalcı-milliyetçi kesim, barıştan rahatsızdır'
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluke yaptığı yazılı açıklamada, "Gerek CHP içindeki gerçek sosyal demokrat siyasetçilerin gerekse de CHP tabanının barışa dair beklentileri, bu partinin içerisindeki statükocu, ulusalcı, milliyetçi, tekçi, vesayetçi zihniyet tarafından engellenmektedir" dedi.
cumhuriyet.com.trBDP Grup Başkanvekili İdris Baluken açıklamasında, barış süreciyle ilgili yürütülen çalışmaların, bütün siyasi partiler açısından önemsenmesi, sahiplenilmesi gereken kutsal çalışmalar olduğunu ifade etti.
"Barışa sahip çıkmak halka karşı duyulan sorumluluğun bir gereğidir" diyen Baluken, BDP olarak yeni sürecin başarıya ulaşabilmesi için her türlü gayreti gösterdiklerini kaydetti.
Çalışmaları yürütürken tek referanslarının "gençlerin ölmemesi, anaların gözyaşı dökmemesi, halkların kendi kimliğini özgürce ifade edebilmesi" olduğunu belirten Baluken, ''Bunun, hem halkımız nezdinde hem de tarih önünde en ilkesel, en vicdani duruş olduğu kanaatindeyiz'' dedi.
Bu ilkesel duruşun aslında dünya siyaset tarihindeki tüm sol, sosyal demokrat partiler tarafından da en en temel rehber olarak kabul edildiğine dikkati çeken Baluken, şunları kaydetti:
"Ancak üzülerek görmekteyiz ki bu evrensel ilke bugün sosyal demokrat olduğunu iddia eden CHP'de halen içselleştirilememiş, politik bir tutuma dönüşmemiştir. Bunun en açık göstergesi bugünkü CHP'nin almış olduğu çözüm karşıtı politik tutum ve tavırdır. Gerek CHP içindeki gerçek sosyal demokrat siyasetçilerin gerekse de CHP tabanının barışa dair beklentileri bu partinin içerisindeki statükocu, ulusalcı, milliyetçi, tekçi, vesayetçi zihniyet tarafından engellenmektedir. CHP içerisindeki bu ulusalcı-milliyetçi kesim, barış sesinden adeta rahatsızlık duymaktadır.
CHP Grup Başkanvekili sayın Emine Ülker Tarhan'ın partimizi hedef alan açıklamalarına bakıldığında bu net olarak görülmektedir. CHP sözcüsünün, akan kanın durması, bu coğrafyaya barışın gelmesi için gecesini gündüzüne katan, her türlü fedakarlığı sergileyen, gördüğü onca baskıya rağmen inançlarından ve ilkelerinden asla taviz vermeyen partimizi küçümsemesi, önemsizleştirmeye çalışması aslında kendisinin bilinç altındaki ayrımcı, ötekileştirici zihniyetini ele vermektedir.
CHP sözcüsü, partimizi çocuk gelinlerden, sağlık sistemindeki çarpıklığa kadar toplumu ilgilendiren sorun alanlarıyla ilgili olarak çalışma yürütmemekle suçlamaktadır. Biz sadece Kürt sorunu değil, ekonomiden sağlığa, çevreden ulaşıma, kadın, çocuk haklarından yargıya varıncaya kadar Türkiye'nin önündeki en temel sorun alanlarıyla ilgili çalışma yürüten, proje üreten, öneri sunan bir partiyiz. Parlamentoya sunmuş olduğumuz çalışmalar referansımızdır. Hal böyle iken BDP'yi suçlamak, BDP'nin çalışmalarını görmemek, siyasi körlüktür, gerçekleri saptırmadır. CHP sözcüsü, partimize karşı takındığı bu hasmane tutumu derhal terk etmelidir.
Bizim önerimiz ve çağrımız CHP içindeki gerçek sosyal demokratlaradır. Çözüm karşıtı ulusalcı, tekçi zihniyet CHP'yi esir almaya çalışmaktadır. Çözümden, barıştan yana olan gerçek sosyal demokratlar ve barış isteyen sosyal demokrat taban sesini yükseltmeli ve çözüm için inisiyatif almalıdır. Unutulmamalıdır ki çözüme destek vermeyen, barışa katkı sunmayan, süreci engellemeye çalışanlar Kürt sorunuyla birlikte çözülecek ve tasfiye olacaktır."