CHP'de Feyzioğlu gerginliği

 “Feyzioğlu yanlış yaptı” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu uyarıldı ve dün Meclis’te yapacağı basın toplantısını iptal etti. Loğoğlu’nun, “Savunamayacağım bir şey yok, sadece Feyzioğlu’nu değil, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nı da çok sert eleştirdim. Kurumsal onurlar ayaklar altına alındı” dediği öğrenildi.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Danıştay’da TTB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına sert tepki gösterip toplantıyı terk etmesi CHP içinde de tartışma yarattı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Feyzioğlu’na sahip çıkarken Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu’nun “Feyzioğlu saygısızlık yaptı” sözleri dikkat çekti.

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun bu açıklama üzerine Loğoğlu’nu uyardığı öğrenildi. Loğoğlu, dün TBMM’de yapacağı ilan edilen basın toplantısını da gelen uyarı üzerine iptal etti.

Edinilen bilgiye göre Loğoğlu, Kanal 7’deki tartışma yaratan sözleriyle ilgili olarak “Savunamayacağım hiçbir şey yok söylediklerimde. Feyzioğlu’nu eleştirilerimde hiçbir tereddüt yok. Kurumsal onurlar ayaklar altına alınmış. Ancak ben sadece Feyzioğlu’nu değil, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nı da çok sert eleştirdim. Medyada sadece Feyzioğlu eleştirisi öne çıkarıldı” dedi.

CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen de dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında bu konudaki sorular üzerine yargı sisteminin bir parçası olan baroların, hukuk devletiyle ilgili görüşlerini açıklamalarının doğal hakları olduğunu söyledi.

Türmen, “Bunu yapınca edep dışı mı davranmış oluyor Baro Başkanı? Bunu anlamakta biraz zorluk çekiyoruz doğrusu. AİHM kararları vardır. O kararlarda der ki, ‘ifade özgürlüğü sadece beğenilen, istenilen ifadelere ait değildir.’ Aynı zamanda incitici, şok edici, öfkelendirici ifadeler de ifade özgürlüğü kapsamına girer” dedi.

Loğoğlu’nun sözleriyle ilgili soru üzerine de Türmen, “O konuda genel merkez galiba bir açıklama yaptı. O konuda ben bir değerlendirme yapmayayım” demekle yetindi.

Bu arada, CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak da, Danıştay töreninde Feyzioğlu’nun gündeme getirdiği Van’daki konteynır kentlerle ilgili yazılı açıklama yaptı. Van’daki konteynır kentlerde kalan ve mal sahibi, ev sahibi olmayanlar için Başbakan’ın “kiracı olana ev verecek halimiz yok” dediğine dikkat çeken Toprak, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Başbakan, Van depremzedelerine, hak sahiplerine ev verdiklerini söylüyor, konteynır kentleri boşalttıklarını anlatıyor. 67 ailenin kiracı olduğunu, onlara ev verme mecburiyetleri olmadığını söylüyor. Kışın bu ailelerin elektriklerini, doğalgazlarını kestiler. Bu ailelerin ulaşımlarını engellediler.

Madem depremzedeler için 5 milyar harcadın, bu 67 aile mi devletin sırtına yük? Evi, barınacak yeri yoksa, sosyal devletin görevi, onları sokağa atmak mıdır? O insanları elektriksiz, susuz, doğalgazsız bırakmak mıdır? Bu hangi insani vicdana, inanca sığar?

Anayasanın amir hükmü, emredici hükümlerinden başta geleni, sosyal devlet ilkesidir. Başbakan rant kaymağı yemeye o kadar alışmış ki, bu 67 aileyi, sokağa atmakta bir sakınca görmüyor. Sosyal devlet ilkesini, devletin yükümlülüklerini görmek, anlamak istemiyor.

Kimse hükümete, ‘kiracılara ev verin’, demiyor. İstenilen şey, deprem felaketine uğramış, kirada oturduğu evi de yıkıma uğramış insanlara, devletin barınacak, insanca yaşayacak bir yer göstermesidir.”

Toprak, “hükümetin bir milyondan fazla Suriyeli sığınmacıya sınırları açtığını, hem maaş hem barınacak yer hem bedava sağlık, eğitim hizmeti sağladığını” vurgularken şu ifadeleri kaydetti:

“Örtülü ödenekten, bütçeden, AFAD ve Kızılay’ın bütçesinden, milyarlarca lira, muhtaç Suriyeliler için harcanırken, üstelik ülkemize terör ithal edilirken, güney sınırlarımızdan ülkenin dört bir yanına dağılan, kaç kişi olduklarını devletin bile kontrol edemediği bu insanlar için her türlü imkân seferber edilirken, Van’da 67 aileye yapılan bu muameleyi Başbakan kimseye izah edemez.”