Cenazeye cemaat damgası
Osmanlı padişahlarından II. Abdülhamit'in İstanbul'da böbrek ve solunum yetmezliği nedeniyle vefat eden torunu Ertuğrul Osman, son yolculuğuna uğurlandı. Törende İsmail Ağa cemaati mensupları polise zor anlar yaşattı.
cumhuriyet.com.tr''Osmanlı Hanedanının Reisi'' ve ''Son Osmanlı'' olarak da anılan Ertuğrul Osman için Sultanahmet Camisi'nde tören düzenlendi. Cenazeye katılanlar, giriş kapılarında polisin yaptığı aramalardan sonra avluya alındı. Kabe'nin eski örtülerinden bir parçasıyla örtülen tabuta, bir yurttaş tarafından Türk Bayrağı serilmek istendi. Türk Bayrağı, çevredeki yurttaşların da yardımıyla toplu iğneyle tabuta tutturuldu.
Törende, Ertuğrul Osman'ın eşi Zeynep Osman, Harun, Bülent, Kayıhan, Orhan ve Selim Osmanoğlu'nun da aralarında bulunduğu Osmanlı hanedanı mensupları ile taziyeleri kabul etti.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen de törene katılarak hanedan mensuplarına başsağlığı diledi.
Ertuğrul Osman için öğle namazının ardından cenaze namazı kılındı. Sultanahmet Camisi Başimamı Emrullah Hatipoğlu tarafından kıldırılan namaza, çok sayıda yurttaş katıldı.
Hatipoğlu, cenaze töreninde yaptığı konuşmada, her doğanın bir gün öleceğini belirterek, ''Mensup olduğu Osmanlı Hanedanı, yaptıklarıyla tarih önünde, insanlık önünde onlar hakkında gerekli şehadeti yapıyor ve yapacaktır. Şu içinde bulunduğumuz Sultanahmet Camisi gibi eserleri bize bırakanlara o eserler şahitlik ediyor. Çünkü onlar toprakların büyüklükleriyle değil, o topraklar üzerindeki hak, adalet ve insanlık değerlerinin zirve seviyesine çıkarıldıklarına şahitlik edeceklerdir.''
Ertuğrul Osman'ın cenazesi, burada kılınan namazın ardından yurttaşlar tarafından omuzlara alınarak cami avlusundan çıkartıldı ve cenaze aracına konuldu. Bu sırada Atalay, Çiçek, Yazıcı ve Günay da tabuta omuz verdi.
Sultanahmet Camisi'ndeki namazın ardından cenaze aracına konulan Ertuğrul Osman'ın naaşının II. Mahmut Türbesi'ne getirilişine yaklaşık 10 bin kişi eşlik etti. Türbe önünde omuzlara alınan cenaze, defnin yapılacağı haziredeki alana götürüldü.
Ertuğrul Osman'ın naaşı türbe haziresinde daha önceden hazırlanan mezara defnedildikten sonra üzerine çiçekler ekildi.
Zincirlikuyu Mezarlıklar Müdürlüğünde görevli Fatih Savaş ve Halil İbrahim Kurşun tarafından Kur'an-ı Kerim okunmasının ardından cenaze töreni sona erdi.
Bu arada, defni izlemek isteyen bazı yurttaşlar türbe çevresindeki duvarlara çıktı.
İsmail Ağacılar zor anlar yaşattı
Cenazenin cami avlusundan çıkarılışı sırasında, tekerlekli sandalyede bulunan İsmail Ağa cemaati lideri Mahmut Usta Osmanoğlu ezilme tehlikesi geçirince, yanındakiler ile basın mensupları arasında kısa süreli arbede yaşandı.
Mahmut Usta Osmanoğlu ile yanında bulunanlar, daha sonra polisler tarafından çevrilen II. Mahmut Türbesi'ne girmek istedi. Polisin engellemeye çalışmasına rağmen kapıyı zorlayan bu kişiler, Mahmut Usta Osmanoğlu ve Mahmut Ünlü'nün defnin yapılacağı türbe haziresine girmesini sağladı.
Türbe çevresinde yoğun güvenlik önlemi alan polis ekipleri, Anadolu Ajansı foto muhabiri dışında hiçbir basın mensubunu içeri sokmadı. Gazetecilerin içeri girme isteğini geri çeviren bazı polis memurları ile basın mensupları arasında tartışma yaşandı.
Eşi Zeynep Osman
Eşi Zeynep Osman ise Ertuğrul Osman'ın büyükbabasının yanına defnedilmek istediğini ve bunun da gerçekleşmiş olmasından dolayı mutlu olduğunu söyledi.
Eşinin Türkiye'ye dönmekten mutluluk duyduğunu kaydeden Zeynep Osman, çok fedakar, fevkalade bir insan olan eşini herkesin sevip saydığını belirtti.
Gazetecilerin, ''Soyadınız Osman mı yoksa Osmanoğlu mu?'' sorusu üzerine Zeynep Osman, ''Eşim Osmanoğlu soyadını almadı. Kendisinin asıl adı Osman Ertuğrul'dur. İmparatorluk ailelerinin soyadları olmaz. Ama yabancı yerlerde daha çok yaşadığı için Ertuğrul soyadının zor olacağı düşüncesiyle ilk ismini, yani Osman'ı soyisim yaptı. Kimliğinde de böyledir'' şeklinde konuştu.