Çekte Vade ile Cayma...

Genellikle yasalar değişmez kurallar değildir. Toplumun sosyal, ticari, ekonomik vesair gereksinmelerini karşılayacak şekilde yasaların her zaman değiştirilmesi söz konusudur.

cumhuriyet.com.tr

Günlerdir görsel ve yazılı basında, ülkemizdeki finansman sıkışıklığı nedeniyle çek bedelinin ödenemediği, yani çek karşılığının tahsil edilmediğinden söz edilmektedir.

Özellikle ulusal te-levizyonlarda, çoğunlukla siyasetçiler ile ekonomistlerin yaptıkları programlarda, çeklerin vadeli düzenlenmesi ve önceden düzenlenmiş ve piyasada dolaşıma çıkmış çeklerin de ileri tarihli olanların ödemelerinin durdurulması gerektiği açıklanmaktadır.

Her şeyden önce çek, sadece ülkemizde değil, dünyada Cenevre Yeknesak Kurallarına uygun bir şekilde düzenlenmektedir. Küreselleşmenin şiddetle savunulduğu bir ortamda, söz konusu yeknesak kurallara göre, çekin hukuken vadeli olarak düzenlenmesinin düşünülmesi ciddiye alınacak yaklaşım sayılamaz.

Hele bir yandan AB müktesebatının benimsenmeye başlandığı bir aşamada, uluslararası kuralları bir yana bırakarak düzenlemelere yer verilmesi, liberal görüşe ilişkin samimiyetin varlığını gölgelemektedir.

Çekte vade \t\tsöz konusu değil

Çeke ilişkin Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 707nin kenar başlığıVadesözcüğünü taşımakla birlikte, aynı maddenin birinci fıkrasında Çek görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir. Yine bu maddenin ikinci fıkrasında da, Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çek ibraz günü ödenir denmektedir.

Bu düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere, çekte vade söz konusu değildir. Ticari yaşamda çekin vadeli duruma getirilmesi için keşide tarihinin ileri bir tarih olarak yazılması gerekmektedir.

Örneğin, çekin gerçek, yani fiilen keşide edildiği tarih yerine, çek üzerine ileri bir keşide tarihi yazılsa bile, bu ileri tarih yazımı çekin hamili yönünden geçersiz olup, bu çekin hemen muhatap bankaya ibrazı, başka bir söyleyişle çek bedelinin ödenmesinin istenmesi mümkündür.

Yasalar \t\tdeğiştirilebilir

Genellikle yasalar değişmez kurallar değildir. Toplumun sosyal, ticari, ekonomik vesair gereksinmelerini karşılayacak şekilde yasaların her zaman değiştirilmesi söz konusudur.

Ancak yasal düzenlemelerin yapılması veya değiştirilmesi, uluslararası sözleşmelerin buyurucu kurallarına aykırı olmaması gerekmektedir. Diğer taraftan çek, teknik anlamda senet olmayıp, bir ödeme aracıdır.

Bu niteliği gereği, çek üzerine hangi keşide tarihi yazılırsa yazılsın, çekin bu tarihe bağlı olmaksızın muhatap bankaya ibrazı geçerli sayılmaktadır. Yani, çek bir tür kâğıt para ve eş söyleyişle banknottur. Banknotlar vadeli olarak düzenlenemeyeceğine göre, çekte vadenin kabulü bu çerçevede de bir çelişki yaratacağını dikkatten kaçırmamak gerekmektedir.

Uygulamada çek yönünden diğer bir duraksama da; çekten cayma ya da çeki ödemekten mentalimatında oluşmaktadır. TTK m.711in birinci fıkrasına göre, Çekten cayma ancak ibraz müddeti geçtikten sonra hüküm ifade eder. Anılan yasanın 708inci maddesinde, çekteki ibraz süreleri öngörülmüştür. Çekteki ibraz süresi hukuki nitelik itibarıyla zamanaşımı değil, hak düşürücü bir süredir. Bu sürede çekin muhatap bankaya ibrazı gerekir. Aksi halde çek hamili, çek sorumlularına karşı kambiyo hukukuna dayalı başvuru hakkını kaybeder.

Çek süresinde \tibraz edilmeli

Yukarıda değinildiği üzere, çekten cayılmış olsa bile, çekin ibraz süresi geçmemişse, çek hamili muhatap bankaya başvurarak çekin ödenmesini talep edebilir ve bu durumda muhatap banka çeki ödemek zorundadır. Ancak, çek süresinde ibraz edilmemişse, ibrazdan sonraki bir tarihteki ödeme talebi, cayma hakkının kullanıldığı muhatap bankaca öne sürülerek çek karşılığı ödenmez.

Bu açıdan görsel ve yazılı basında caymaya ilişkin açıklamalar anılan yasaya aykırıdır. Çeki ödemekten mentalimatı, TTK m.711in son fıkrasında düzenlenmektedir. Bu fıkraya göre, Keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin (hamilin) elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise muhatabı çeki ödemekten men edebilir. Yasanın bu kuralı, ticari yaşamda yanlış yorum ve uygulamalara yol açmıştır. Bunun olağan sonucu olarak da, çekler yönünden istenilmeyen olumsuzluklar meydana gelmektedir.

Çek keşidecisi, herhangi bir neden olmaksızın keyfi olarak çekin ödenmesini men edemez. Böyle bir halde çek keşidecisinin ödenmeme istemi, muhatap bankaca ret edilmelidir.

Ancak çek keşidecisi, keşide edilen çekin kendisinin veya çek hamilinin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise, muhatap bankaya talimat vererek çekin ödenmesini men edebilir.

Kayıp, çalınma ve gaspta ödeme \tmen edilebilir

Çekin keşideci tarafından çekin hamiline verilmesinden önce, yani çek keşideci elinde iken, bu çekin kaybolması, çalınması veya gaspı halinde sadece ve sadece çek keşidecisi çekin ödenmesini men edebilir.

Ya da aynı nedenler hamil yönünden ortaya çıkmış ise, bu eylemler keşideciye duyurulmak suretiyle yine keşidecinin talimatı ile çek bedelinin ödenmesi men edilir.

Ayrıca, bir tür banknot sayılan ve yazılı ödeme aracı olan çeklerin rıza dışı keşideci veya hamilin elinden çıkması halinde, uluslararası ilişkilerde uygulanan Avrupa Konseyinin kabul ettiği 28 Mayıs 1970 tarihli anlaşma hükümlerinin de dikkate alınması gerekmektedir. Bu nedenle de, uygulamada yanlış yorumlanan çekin ödenmesinin meni kuralının yürürlükte kalması, uluslararası ilişkiler bakımından da gözden uzak tutulmamalıdır.

Çek ödeme \t\tvasıtasıdır

Sonuç olarak şu hususları dile getirebiliriz: Çekler bir kredi aracı olmayıp ödeme vasıtasıdır. Banknot sayılabilen çeklerin vadeye bağlanması mümkün değildir. Ayrıca, AB müktesebatının benimsendiği ortamda, Cenevre Yeknesak Kurallarına aykırı şekilde vadeli çekin oluşumuna izin verilmesi hukukun siyasallaşmasıdır. Çekten cayma, çekin ibraz süresi içinde geçerli değildir.

Yukarıda değinildiği gibi çekin ödenmesinin meni, sınırlı hallerde söz konusu olmaktadır. İsviçre hukukunda da benimsenen bu kuralın, hukuka aykırı eylemlerin önlenmesi bakımından ülkemizde de geçerliliğinin devamının yararlı olacağı düşünülmektedir.

 

*Ayrıntılı bilgi için bkz. Reha Poroy/Ünal Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, Baskı 13, İstanbul 1998; Fırat Özten, Kıymetli Evrak Hukuku, Baskı 2, Ankara 1997; Gönen Eriş, Çek Hukuku, Baskı 5, Ankara 2004.


(Gönen ERİŞ, Yargıtay Onursal Daire Başkanı)