"Büyük düşünmek zorundayız"

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Oditoryumunda düzenlenen Vakıf Üniversiteleri toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin önümüzdeki 40-50 yıl içinde nüfus dinamiklerini değerlendirmesinde belirleyici olacak alanlardan birinin de eğitim olduğunu belirtti.

Türkiye'nin 40-50 yılda Avrupa'nda ilk 3, dünyada ilk 10'a girebilecek bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Şimşek, ''Buna eğitimin, bugün eğitime yatırılan her kuruşun katkısı çok büyük olacaktır. Çalışmalar gösteriyor, bugün eğitime yatırılan paranın önümüzdeki 40 yıl süresince getirisi oluyor'' dedi.

Şimşek, vakıf üniversitelerinin yatırımlarını bu nedenle çok önemsediğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

''Vatandaşlarımızın risk alıp bu alanlarda yatırım yapması, ülkemize katkıda bulunması bizi çok memnun ediyor. Daha fazla katkı bekliyoruz, sizleri daha fazla desteklemek istiyoruz. Bana kalırsa, benim şahsi görüşüm özel sektörün önünü daha da açmak lazım. Şöyle açmak lazım, yani korkmamak lazım. Eğer özel sektör inisiyatif alıp çok büyük yatırımlar yapıp ülkemize, ülkemizin eğitimine, dünyayla rekabet etmesine katkıda bulunacaksa o zaman illa ki vakıf statüsü olması da gerekmiyor.

Yani müteşebbisin, kendi sermayesi ile ülkemizin eğitimine katkıda bulunmak istiyorsa önünü açmak, bir takım sınırlamaları aslında kaldırmak lazım. Çünkü bu bazen hakikaten bazı şahısların yatırım yapmasını engelleyebiliyor. Geçen lise düzeyinde bir eğitim kurumunu ziyaret ettim. Gerçekten Türkiye çapında çok başarılılar ama bana 'özel sektörün bu konuda önü açık değil, biz o nedenle yatırım yapmıyoruz' dediler.''

Şimşek, gerekirse Anayasa değişikliği yapılarak belli çerçevede ve belli standartlarda eğitim yatırımı gerçekleştirecek girişimcilerin önünün açılabileceğini ifade ederek, ''Buna ilköğretimde izin veriyoruz, lisede buna izin veriyoruz, niye üniversitede vermeyelim. Niye rekabet olmasın'' diye konuştu.
 

''İhtiyaçları gidermeye yönelik bir eğitim planlaması içinde olmalı"

Bakan Şimşek, Türkiye'nin artık mutlaka kendi ihtiyaçlarını, Avrupa ve yakın komşularının ihtiyaçlarını gidermeye yönelik bir eğitim planlaması içinde olması gerektiğini söyledi.
''Yani önümüzdeki 30-40 yıl içerisinde hangi alanlarda Türk özel sektörünün ya da kamu sektörünün veya Avrupa'nın veya Ortadoğu'nun hangi alanlarda nitelikli elemana ihtiyacı var, bizim buna odaklanmamız gerekiyor. Yani biz Çin'den 30 milyon turist çekeceksek mutlaka bu sektörde çalışacak insan lazım, böyle bir iddiamız varsa. Biz Rusya ile ticareti 100 milyar dolara çıkaracaksak sadece Türkiye'nin Rus uzman ihtiyacını değil Ortadoğu'nun Rus uzman ihtiyacını karşılamaya yönelik bir yapı içine girmemiz lazım'' diyen Şimşek, üniversitelerin gerekli görülmeyen departman ve fakültelerinin de kapatılabileceğini ifade etti.
Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bazı departmanları, fakülteleri gerekirse kapatın. Sürekli her şeyi açık tutup yeni şeylere girmek tabii ki kaynakları iyi kullanıyorsunuz anlamına gelmez. Kaynakları iyi kullanmak için... Keşke kamuda da bunu yapabilsek... Ben bunu arzuluyorum, hakikaten bu gerekiyor. Yani Türkiye'nin neye ihtiyacı varsa kaynakları ona aktaralım, radikal davranalım. YÖK de bu konuda üniversitelerin önünü açsın, açıyor biliyorum. Yani çok daha esneklik versin. Üniversiteler istedikleri bölümleri açsınlar, bu Türkiye'nin geleceğine yatırımdır, bu bir rekabettir. Sizler arasında ne kadar çok rekabet olursa biz bu kadar çok seviniriz. Rekabet beraberinde inovasyon, verimlilik, performans getiriyor. Bu her şey için geçerlidir.''

Şimşek, geçen yıl Anadolu Üniversitesi'nin biriktirdiği paranın 500 milyon lirasını, bir kısmını öğretim görevlisi yetiştirilmesi, bir kısmını da yeni kurulan üniversitelerin fiziki yatırımlarının tamamlanması için kullandırdıklarını bildirdi.

''Şu anda Türkiye'nin en önemli önceliklerinden bir tanesi eğitime daha fazla kaynak, eğitimde daha fazla rekabet ve eğitimde daha fazla kalitedir'' diyen Şimşek, bunların Türkiye'nin önünü açacak, siyasetin ötesinde çok önemli hususlar olduğunu bildirdi.