Bütçe görüşmeleri sona erdi
TBMM Genel Kurulu'nda, 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 24. maddesinin kabul edilmesinin ardından Başkanvekili Nevzat Pakdil, birleşimi kapattı.
cumhuriyet.com.trAKP Hakkari Milletvekili Abdulmuttalip Özbek, Tasarının 18. maddesi üzerinde konuşurken, terörle mücadeleye değindi. Terör yüzünden ülkenin kaynaklarının heba edildiğini savunan Özbek, ''Bu ülkede binlerce insan gibi ben de çok acı çektim. Genç yaşta yeğenimi şehit verdim, eniştemi kaybettim. Dağda kaybettiğim yakınlarım da oldu. Ama umudumu kaybetmedim. Ülkeye barışın gelmesi için el ele verelim; çocuklarımız, torunlarımız bu acıları yaşamasın. Kim iktidar olursa olsun, bu sorunu çözmekten başka çaresi yoktur'' diye konuştu.
Özbek'in sözlerine MHP'li milletvekilleri tepki gösterdi. MHP Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir, ''Milleti germeyin'' diye laf atarken, ayağa kalkan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise ''Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvenlik güçlerinin verdiği mücadele ve bunun için ayrılan kaynakların heba olarak nitelendirilemeyeceğini'' söyledi.
Özbek'in ardından söz alan AKP Sıvas Milletvekili Hamza Yerlikaya, MHP'li milletvekillerinin tepkilerini sürdürmesi üzerine, ''Biz hiçbir konuda PKK ile el ele vermedik, vermeyiz, vermeyeceğiz. Bunu iyi bilmek lazım'' karşılığını verdi.
Yerlikaya, 2002 yılında yüzde 62 ile borçlanıldığını, bugün ise yüzde 9 ile borçlanmaya gidildiğini ifade ederek, ''62 mi büyük, 9 mu büyük? O zaman siz de hükümettiniz. Niye bunlara çare bulmadınız? Hiçbir hükümet halkını, milletini satmaz, satmamıştır. Siz sattınız. 30 bankayı satıp, bunların borçlarını ödeyen biziz. Bunları tarih yazıyor, yazmaya devam ediyor. Türkiye hiç olmadığından daha iyi şekilde idare ediliyor'' diye konuştu.
MHP'li Oktay Vural'ın ''Bırak Allah aşkına'' diye laf atması üzerine Yerlikaya, ''Bu ülkede milliyetçilik sadece size mi ait? Milliyetçilik, ülkücülük partilerin tekelinde mi?'' diye karşılık verdi. Vural'ın ''Hadi milliyetçiliyim de bakayım'' demesi üzerine Yerlikaya, ''Ben milliyetçiyim. Ülkemi ve milletimi seviyorum. Sevdiğim gibi hizmet veriyorum. Ömrümün 20 senesini bayrakla, millet temsiliyle geçirdim. O bayrağı taşımanın şerefini yaşadım. İstiklal Marşını söylemenin şerefini yaşadım. Bu ülkeyi kimse satmıyor, satmayacak, sattırmayız. Böyle bir şeye müsaade etmeyiz. Hiçbir zaman PKK'nın yanında olmadık, olmayacağız'' dedi.
MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş'un laf atması üzerine Yerlikaya, kendisine, ''Sağlık Bakanlığı yaptınız. O dönemdeki icraatlarınızı, gelip burada anlatabiliyor musunuz? Sayın Akdağ anlatınca, niye arkaya kaçtınız?'' diye sordu.
Başkanvekili Nevzat Pakdil, MHP'lilerin Yerlikaya'ya tepkilerini laf atarak göstermeyi sürdürmesi üzerine, ''Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu olmuş bir arkadaşımız, Türk Bayrağı'nı dalgalandırmak için o işi yaparken bu kişinin vatanseverliğini sorgulamak doğru mu?'' dedi.
Yerlikaya'nın konuşmasını bitirerek yerine oturmasının ardından, MHP Konya Milletvekili Faruk Bal ile MHP'li Osman Durmuş, kendilerine sataşıldığı gerekçesiyle söz istedi.
Bal, 1997 yılında Bankacılık Kanunu'nun iptal edildiğini belirterek, ''İptal edilen kanundan sonra vatandaşı soymak için bankalar kurulmuştur. Bizim yaptığımız ilk iş 1999'da Bankacılık Kanunu'nu çıkarmaktı. Sizin battı dediğiniz bankalar, o zaman batmıştır'' dedi.
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın ''22 banka nasıl battı?'' diye laf atması üzerine Bal, ''Benim dediğimi anlamıyorsan, Türkçe anlamıyorsan nasıl izah edeyim ben sana?'' diye tepki gösterdi.
Durmuş da yaptığı konuşmada, ''Biz göreve geldiğimizde hastaneler, 6 ay sarf malzemesi alamıyordu. Bazı hastanelerde hapishanelerdeki koğuş sistemi vardı. Siz ilaç firmalarını batırdınız. Siz satıyorsunuz, batırıyorsunuz'' diye konuştu.
Terörle mücadele
Daha sonra milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın ''Biraz önce bir milletvekiliniz, terörle mücadeleye ayrılan kaynakların heba olduğunu söyledi'' demesi üzerine, ''Terörle mücadelede kaynaklar heba edilmemiştir. Tabii ki ülkemiz her aşamada, her mücadeleyi yapacaktır. Gerekirse teröristle dağda çatışacaktır, gerektiğinde de açılımlarda bulunup ülkenin sorunlarını çözmeye çalışacaktır. Hükümetimiz çok boyutlu olarak bu sorunların çözülmesi için çalışıyor. Bu konuya aktarılan kaynaklar da önemlidir. Heba edilmemiştir'' diye konuştu.
Şimşek, Teşvik Kanunu'nun süresinin uzatılıp uzatılmayacağı yönündeki sorulara dün yanıt verdiğini hatırlatarak, ''Eğer hükümetimiz bu kanunun uzatılması konusunda irade gösterirse tabii ki uzatacağımızı söyledim. Ama bütçede bunun uzatılması konusunda bir şey yok. Başbakanımız ve hükümetimiz bunun uzatılması konusunda irade ortaya koyarsa uzatırız, kaynağını da buluruz. Ama bütçeye ek bir kaynak konulmadı'' dedi.
TÜİK'in işsizlikle ilgili rakamlarına yönelik soruya ise Şimşek, ''Şu an TÜİK, Merkez Bankasından daha bağımsız. Merkez Bankasında başkan yardımcılarını hükümet belirliyor. Oysa TÜİK'te başkan atanıyor. TÜİK'in bir rakamına inanıp, bir rakamına inanmamak olur mu arkadaşlar?'' diye konuştu.
Bankamatik memurlarını artırmak gibi bir çabaları olmadığını, çalışanların en verimli şekilde çalışmasını amaçladıklarını kaydeden Şimşek, kimsenin bu konuda tereddüdü olmamasını istedi.
Konuşmalar
Tasarının 19. maddesi üzerinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu, AKP'nin iktidara geldiğinde sağlam bir bankacılık sistemi devraldığını ancak, buna rağmen reel bir ekonomik kriz ortaya çıkardığını savundu. Ekonominin ''genetiğinin'' bozulduğunu, gerçek işsizlik oranının yüzde 20'ye ulaştığını iddia eden Hacaloğlu, dünya ekonomisinin toparlandığını ancak, Türkiye ekonomisinin daraldığını söyledi.
MHP Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy da küresel ekonomik krizden önce Türk ekonomisinin zaten alarm verdiğini, kürsel krizin, Hükümetin bahanesi olduğunu öne sürdü. Paksoy, Hükümete, siyasi açılım paketleri yerine, üretim ve istihdamı artıracak nitelikte paketler hazırlamasını tavsiye ettiğini dile getirdi.
AKP Ordu Milletvekili Ayhan Yılmaz ise Hükümetin sağlık, sosyal yardımlaşma, enerji, ekonomi, gibi politikalarına ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eleştirilerin insafla bağdaşmadığını söyledi. AKP hükümetinden önce insanların hastanelerde rehin kaldığını belirten Yılmaz, şimdi ise doktorların hastanın ayağına gittiği bir dönem yaşandığını savundu. AKP hükümetinin özürlülere yönelik çalışmalarından da bahseden Yılmaz, ''Sadece özürlülerin duası AKP'ye yeter'' dedi.
CHP Muğla Milletvekili Ali Arslan da TEKEL'in,Türkiye'nin bir bağımsızlık sembolü olduğunu ancak, AKP hükümetinin bunu yok ettiğini ileri sürdü. TEKEL işçilerinin eylemine değinen Arslan, ''Teröristlere gösterdiğiniz müsamahayı işçilere göstermediniz'' diye konuştu. Arslan ayrıca, işçiler için düşünülen 4-C uygulamasının bir kölelik maddesi olduğunu ileri sürdü.
''Türkiye'nin saygınlığı arttı"
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, son günlerde bir çok ülkenin Türk vatandaşlarına vize uygulamasını kaldırdığını, bunun, Türkiye'nin dünyadaki saygınlığının arttığının en güzel göstergesi olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin çok daha etkin bir dış politika uygulamaya başladığına işaret eden Şimşek, Türkiye'nin, sadece bölgesinde değil, küresel olarak da çok güvenilir bir aktör konumunda olduğunu vurguladı.
IMF'den, daha önce çok yüksek dozlarda kredi kullanıldığını anımsatan Şimşek, IMF'den alınan net borcun 2000 yılında 3,3, 2001 yılında 10,1, 2002 yılında 6,8 milyar dolar olduğunu anımsattı. Bakan Şimşek, bu rakamların, 2003 yılında eksi 49 milyon dolar, 2004 yılında eksi 3,7, 2005 yılında eksi 5,1, 2006 yılında eksi 4,7, 2007 yılında eksi 4,1 milyar dolar olarak gerçekleştiğini, 2008 yılında yalnızca 1,5 milyar dolarlık net kaynak kullanıldığını söyledi.
Yolsuzluk konusundaki bir soruyu yanıtlayan Bakan Şimşek, Türkiye'nin, Yolsuzluk Algılama Endeksine göre, 2000 yılında 90 ülke arasında 50. sırada, 2001 yılında 91 ülke arasında 54. sırada, 2002 yılında 102 ülke arasında 64. sırada, 2003 yılında 133 ülke arasında 77. sırada olduğunu kaydetti. Şimşek, bugün ise Türkiye'nin bu alanda 180 ülke arasında 61. sırada olduğunu bildirdi. Yoksulluk konusuna da değinen Şimşek, TUİK'in verilerine göre, kişi başına günlük 4,3 doların altında alan fert oranının 2002 yılında nüfusun yüzde 33'ünü, 2008 yılında ise yüzde 6,8'ini oluşturduğunu ifade etti.
Madde üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ise özürlü istihdamına değindi. Personel yasasına göre, kamu kurumlarında yüzde 3 oranında özürlü istihdamının yapılmasının zorunlu olduğunu anımsatan Bakan Yazıcı, yüzde 3 limitine göre 50 bin dolayında özürlünün memur statüsünde çalıştırılması gerektiğini söyledi. Ancak bu sayının 10 bin dolayında kaldığına dikkati çeken Yazıcı, yaklaşık 40 bin özürlünün istihdam edilemediğini belirtti.
Yeni bir kanun tasarısı hazırladıklarını, bu sıkıntıları en iyi şekilde çözmek üzere formül geliştirdiklerini bildiren Yazıcı, söz konusu tasarıyı gelecek hafta Bakanlar Kuruluna sunacaklarını söyledi. Yazıcı, tasarıda sorunun çözümünün uzun vadeli olacağını ifade etti.
Bakan Yazıcı, Ağustos ayında memur sendikaları ile ilgili güzel bir müzakere süreci yaşadıklarını, memurun toplu sözleşme ve grev hakkı ile ilgili konuları da tartıştıklarını anlattı. Bu konunun tartışılmaya muhtaç olduğunu belirten Yazıcı, 2010 yılı Şubat ayında yapılacak bir çalıştayda konunun ayrıntılı olarak görüşülebileceğini ifade etti.
"TBMM'de darbecilere yer yoktur''
Tasarının ''Katsayılar, Yurt dışı Aylıkları, Ücret ve Sözleşme Ücreti''ne ilişkin 21. maddesi üzerinde konuşan CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, 2010 yılı bütçesiyle yatırım yapılmayacağını, ancak buna karşılık vergilerin artırılacağını söyledi.
Susam, CHP'nin hiçbir zaman darbeyi savunmadığını belirterek, ''Darbelere alkış tutup, iktidar olan sizsiniz. 1982 Anayasasına hayır oyu veren çok sayıda CHP'li vardır. Darbelere hep karşı çıktık. Ama darbelerin arkasına sığınıp orduyu yıpratmak isteyenlere de gereken cevabı ve tepkiyi veririz'' diye konuştu.
Birleşimi yöneten Başkanvekili Nevzat Pakdil, Susam'ın bu sözlerine, ''TBMM çatısı altında darbeleri alkışlayan kimse olmaz. TBMM'de darbecilere yer yoktur'' karşılığını verdi.
''Suikast girişimi" iddiaları
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a yönelik ''suikast girişimi'' iddialarıyla ilgili olarak, Bakanlar Kurulunun neden olağanüstü toplanmadığı sorusunu yanıtlarken, ''Bizim iktidarımız döneminde Bakanlar Kurulu, her hafta toplanıyor. Bakanlar Kurulunun toplanması, 7 yıldır haber konusu olmuyor. Ama 7 yıl önce Bakanlar Kurulunun toplanması haber konusu oluyordu'' dedi.
Arınç'a yönelik suikast iddialarının Bakanlar Kurulunda görüşüp müzakere ettiklerini hatırlatan Yazıcı, konuyla ilgili yargı sürecinin devam ettiğini kaydetti. Yazıcı, ''Konu takip ediliyor. Sonunda ne var, ne yok göreceğiz'' diye konuştu.
Kamudaki uzman maaşlarıyla ilgili çalışmanın son aşamada olduğunu ifade eden Yazıcı, tüm uzman maaşlarının eşitlenmesi konusunda bir düzenlemenin söz konusu olmadığını, bunları belli zaman dilimi içinde eşitlenmesinin mümkün olabileceğini belirtti.
Gelir fazlası veren illerin; 2008 yılında, Ankara, Antalya, Bursa, Hatay, Mersin, İstanbul, Kocaeli ve Muğla olduğunu bildiren Yazıcı, 2009 yılı Ekim sonu itibariyle de Ankara, Antalya, Bursa, Hatay, Mersin, İstanbul, Kocaeli, İzmir ve Muğla'nın gelir fazlası verdiğini söyledi.
Tasarının ''Katsayılar, Yurtdışı Aylıkları, Ücret ve Sözleşme Ücreti''ni düzenleyen 22. maddesi kabul edildi. Buna göre, 1 Ocak 2010-30 Haziran 2010 döneminde aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayı 0,057314, memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylığı katsayısı 0,76177, yan ödeme katsayısı 0,018172 olarak uygulanacak. Sözleşmeli personelin ücret tavanı 1 Ocak 2010-30 Haziran 2010 döneminde 3.008 Türk Lirası olarak uygulanacak.
"İşsizliğin çözümü için tedbirler aldık"
TBMM Genel Kurulunda, 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Bakan Şimşek, işsizliğin, küresel krizle birlikte bütün dünyada yükseldiğini, bir çok ülkede bu oranların ikiye katlandığını ifade etti. Şimşek, işsizliğin çözümü için bazı tedbirler aldıklarını kaydetti
GAP, DAP gibi projelere, kriz olmasına rağmen kaynak aktarımını sürdürdüklerini, 2010 yılında bu kaynakları daha da artıracakları ifade eden Şimşek, bunların da işsizliğin çözümünde önemli faktörler olacağını dile getirdi.
Bu projelerin istihdama yönelik projeler olduğunu kaydeden Şimşek, şunları söyledi:
''Örneğin, GAP kapsamındaki 1,8 milyon hektarlık alan sulanırsa, hektar başına bir kişi istihdam edilse, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne göç olur. İşsizliği çözmenin bir kaç boyutu var. Bunlardan biri eğitim. Eğitim konusunda, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın ihtiyacını karşılayabilmek için çalışmak gerekiyor. Bu uzun vadeli. Kısa vadede yapılan, meslek edindirme kursları var. Bunların etkileri yakında görülecek. İşsizlerin yüzde 57'si lise altı eğitime sahip. Dünya ile rekabet etmeliyiz. Dünya ile lise altı eğitimle rekabet edemeyiz. Bu nedenle, bu işin eğitim boyutu da var. Bunun yanında teşvik boyutu da var. Yapılması gerekenleri yapıyoruz.''
Öğretim elemanı kadrolarının sayısı artırıldı
Tasarının ''kadroların kullanımına ilişkin esasları'' düzenleyen 22. maddesi, AKP milletvekillerinin verdiği önergelerin kabul edilmesiyle değiştirildi. Buna göre, yükseköğretim kurumlarında, öğretim üyesi dışındaki boş öğretim elemanı kadrolarına, açıktan veya naklen yapılacak atama sayısı artırıldı. Buna göre, yükseköğretim kurumlarında, öğretim üyesi dışındaki boş öğretim elemanı kadrolarına, çeşitli nedenlerle kurumlarından ayrılan öğretim elemanı sayısının yüzde 50'sini geçmeyecek şekilde açıktan veya naklen atama yapılabilecek.
Ayrıca, Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nın ilgili mevzuatları uyarınca, vergi ve sosyal güvenlik alanlarında münhasıran teftiş, denetim ve soruşturma görevlerini yerine getirmek amacıyla ihdas edilmiş kadrolardan yardımcı ve stajyer kadrolarına yapılacak atamalar da sınırlamaya tabi olmayacak.
TBMM Genel Kurulunda görüşülen 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının iki maddesi daha kabul edildi.
Tasarının ''Sözleşmeli Personele İlişkin Hususlar''ı düzenleyen maddesi üzerinde konuşan AKP İzmir Milletvekili Taha Aksoy, İzmir'de Karşıyaka Belediyesi'ne ait Kent A.Ş'de çalışan 291 işçinin işine son verildiğini belirterek, işçilerin aileleriyle birlikte aylardan beri zor durumda olduğunu kaydetti.
''Sosyal açıdan facia yaşanıyor'' diyen Aksoy, konuyu CHP'nin İzmir milletvekilleri ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ile görüştüğünü, ancak bugüne kadar bir çözüm bulunamadığını anlattı. Aksoy, ''Tekel işçilerine gösterdiğiniz hassasiyeti İzmir'deki işçilere de gösterin. Bu sorunu çözelim'' dedi.
Madde üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamunun dış borcundaki artışın cüzi olduğunu belirterek, kamu sektörünün 2002'de 64,5 milyar dolar iken 2009 yılının ikinci çeyreğinde 78,1 milyar dolar olduğunu kaydetti. Özel sektörün büyürken borçlandığına işaret eden Şimşek, özel sektörün borcunun 43 milyar dolardan 176 milyar dolara yükseldiğini kaydetti.
Şimşek, şöyle konuştu:
''Devlet Bakanı olduğumda, Merkez Bankası toplantısında, 'Mümkünse özel sektör borçlarını bir mercek altına alalım' dedim. Türkiye'nin bu dönemde borç artışı çok sınırlı olmuştur. IMF'nin mi yoksa piyasadan alınan borç mu daha ucuz? Tabii ki IMF'nin borcu daha ucuz. Ama IMF'nin borcu çok ağır şartlarla geliyor. IMF, bu imkanları sınırlı ölçüde kullandıracak. Türkiye olarak bizim bir miktar içeriden, bir miktar dışarıdan borçlanmamız lazım. Bu borçlanmayı yaparken optimal şekilde maliyet dengesini gözetmek zorundayız. IMF borçlarının vadesi çok kısadır, ayrıca çok borç alan ülkelerden prim alırlar.''
Ziraat Mühendisleri
Şimşek, Ziraat Mühendislerinin işe alınıp alınmayacağı sorusuna, ''Bu konuda size bir müjde: 2 bin 500 kişi için vizeyi bu hafta içinde vereceğiz'' dedi. Öğretmen alımları konusundaki soruyu da yanıtlayan Şimşek, 2009 yılında 20 bini kadrolu olmak üzere 43 700 öğretmen alındığını hatırlatarak, 2010 yılında da benzeri rakamların söz konusu olacağını söyledi.
Şimşek, 208 ülkeye ihracat yapıldığına işaret ederek, ''Neredeyse ihracat yapmadığımız ülke yok. Ama hala kapasitenin altında olan ülkeler olabilir. Bu ülkelere yönelik çaba göstermeye devam edeceğiz. Özellikle fuarlara katılmak ve diğer konularda çalışmalarımız var. Dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanımız da zaten pek Türkiye'ye uğramıyor. Ama bu alanda kur garantisi veremeyiz'' diye konuştu.
Şimşek, 4-C statüsünde çalışanların 4-B'ye geçirilmesinin doğru olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
''Bir çalışma yapılacaksa sadece bir kesime yönelik yapılmaz, mutlaka bütün kesimlere yönelik çalışma yapılır. Ama 4-B'ye geçişi ben de doğru bulmam. Çünkü, bu tamamen yeniden yapılandırmayı gerektirir. Özelleştirme uygulamalarının bir mantığı var. O mantığın ötesine geçmek doğru olmaz. Ama 4-C'lilerin durumların düzeltecek çalışmaya katkı veririz'' dedi.
Tasarının ''sözleşmeli personel'' ve ''işçi istihdamı ve ödeneklerine'' ilişkin esaslarını düzenleyen 23 ve 24. maddesi kabul edildi. Başkanvekili Nevzat Pakdil, tasarının 24. maddesinin kabul edilmesinin ardından, birleşimi yarın saat 11.00'de toplanmak üzere kapattı.