'Bütçe açığı yüzde 32 azaldı'

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2010 yılı Mart ayında bütçe açığının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32 oranında azalarak 5,9 milyar lira olduğunu açıkladı.

cumhuriyet.com.tr

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, makro ekonomik gelişmeler hakkında bilgi verdi ve 2010 yılı ilk çeyrek bütçe gerçekleşmelerini açıkladı.
Şimşek, bütçe açığının mart ayında geçen yılın mart ayına göre neredeyse 3'te bir oranında azaldığını kaydetti.

Bakan Şimşek, 2010 yılı mart ayında bütçe gelirlerinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 34 artarak 17,5 milyar lira civarına geldiğini, bütçe giderlerinin ise yüzde 7,4 artarak 23,4 milyar lira olarak gerçekleştiğini bildirdi. 2010 yılı vergi gelirlerinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 37,5 artarak 14,5 milyar lira olarak gerçekleştiğini belirten Şimşek, buna karşın faiz hariç bütçe giderlerinin ise yüzde 10 artarak 19,1 milyar lira olduğunu bildirdi.

 

'Reel anlamda bir artış söz konusu değil'

2010 yılı Ocak-Mart döneminde bütçe açığının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41 oranında azalarak 11,3 milyar lira olduğunu açıklayan Şimşek, 2009 yılı Ocak-Mart döneminde yaklaşık 1 milyar lira faiz dışı açık verilmişken, 2010 yılı aynı döneminde 3,7 milyar lira faiz dışı fazla verildiğini söyledi. Şimşek, yine 2010 yılı Ocak-Mart döneminde bütçe gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 civarında artarak yaklaşık 57 milyar lira olurken, bütçe giderlerinin ise yüzde 3 artarak 68,4 milyar lira olarak gerçekleştiğini kaydetti. 2010 yılı Ocak-Mart döneminde vergi gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26 artarak 47,9 milyar lira olarak gerçekleştiğini söyleyen Maliye Bakanı, buna karşılık faiz hariç bütçe giderlerinin sadece yüzde 10,4 artarak 53,4 milyar lira olduğunu açıkladı.

Şimşek, ''Dikkat ederseniz bütçe harcamaları özellikle faiz dışı harcamalar aşağı yukarı enflasyona paralel bir seyir izlemektedir. Dolasıyla reel anlamda bir artış söz konusu değildir. Gelir idaresinin yüksek performansı vergi gelirlerindeki artışta belirleyici olmuştur'' dedi. Hem Mart ayı rakamlarına, hem de Ocak-Mart dönemine bakıldığında harcamaların kontrol altına alınmış olduğunun açıkça görüldüğünü ifade eden Şimşek, şöyle konuştu: ''Gelirlerimiz ise gerek ekonomideki toparlanma, gerekse idaremizdeki vergi tahsilindeki etkinlikteki artış, gerekse geçen sene ve bu sene aldığımız tedbirler sayesinde, vergi gelirleri hedeflerin de ötesinde bir hızla artmaktadır. Bu da bütçe performansına yansımaktadır.''
 

Küresel ekonomideki toparlanmalar

Şimşek, son dönemde küresel ekonomideki toparlanmanın başta Asya ülkeleri olmak üzere dünyada güçlenerek devam ettiğini, alınan mali ve parasal tedbirler sonucunda dünya üretim ve ticaretinin canlandığını belirtti. Ancak krize karşı alınan tedbirlerin birçok ülkede bütçe açıklarının ve kamu borç stokunun artmasına yol açtığını kaydeden Şimşek, bunun da borçların sürdürülebilirliği problemini gündeme getirdiğini vurguladı. Maliye Bakanı, bu sorunun önümüzdeki döneme damgasını vuracağını söyledi. Türk ekonomisinde de küresel kriz nedeniyle 2009 yılında bir daralma yaşandığına işaret eden Şimşek, ancak alınan maliye ve para politikası tedbirleri, güçlü bankacılık sektörü ve sağlam likidite yönetimi sayesinde bu krizde makro ekonomik ve finansal istikrarın korunduğunu anlattı.

Türkiye'nin bunu kendi imkanları, kendi politikaları ve uygulamaya koyduğu programla başardığını belirten Şimşek, bütün bunların kriz öncesinde hükümetin gerçekleştirdiği yapısal reformların Türkiye'nin makro ekonomik temellerini ne kadar güçlendirdiğinin de göstergesi olduğunu kaydetti. Türk ekonomisinin geçen yılın son çeyreğinde beklentilerin de üzerine çıkarak yüzde 6 büyüdüğünü hatırlatan Şimşek, şöyle devam etti: ''Bu büyüme oranı krizin etkilerinden hızla kurtulduğumuzu göstermektedir. Son çeyrekte tüm AB ülkeleri daralırken Türkiye'nin yüzde 6 seviyesinde bir büyüme göstermesi umut verici bir gelişmedir. Henüz kriz öncesi döneme dönmüş değiliz, o düzeylere gelmemiz biraz zaman alacaktır. Ancak Türk ekonomisi hızla toparlanmaktadır. İddiaların aksine Türkiye bu krizden göreceli olarak daha az etkilenmiştir. AB ülkeleri ile karşılaştırdığımızda Türkiye 2009'da en az daralan ülkelerden birisi olmuştur. 2010'un ilk çeyreğine ilişkin sanayi üretimi, ihracat, ithalat ve vergi gelirlerine baktığımızda toparlanmasının güçlü bir şekilde devam ettiğini görüyoruz. Bu göstergeler ışığında daha öncede ifade ettiğim gibi 2010'un ilk çeyreğinde çift haneli bir büyüme rakamı hiç şaşırtıcı olmayacaktır.''

'İşsizlik sorunu'

İşsizlik konusuna da değinen Bakan Şimşek, Türkiye'deki işsizlik oranının Aralık ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yarım puan azalarak yüzde 13,5'a indiğine dikkat çekti. İstihdam piyasasının ekonomik toparlanmayı geç takip ettiğini belirten Şimşek, ''Bu nedenle birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de işsizlik oranlarındaki iyileşme beklendiği kadar hızlı olmayacaktır. İşsizlik ciddi bir sorun olarak bir süre daha karşımızda durmaya devam edecektir. Toparlanmayla birlikte işsizlik de azalacaktır'' dedi.

Hükümetin sağladığı siyasi ve ekonomik istikrar sayesinde faiz oranlarının tek haneye düştüğünü kaydeden Şimşek, faizlerin yüzde 20 dolaylarından mevcut düzeye inmesi sayesinde önümüzdeki 2 yıllık dönemde bütçede yaklaşık 15 milyar dolar tasarruf sağlanacağını bildirdi. Şimşek, faiz yükündeki azalma sayesinde eğitime, sağlığa ve altyapıya daha fazla kaynak ayırma imkanı elde edileceğini söyledi. Maliye Bakanı, 2002 yılında bütçede vergi gelirlerinin yüzde 86'sının faiz ödemelerine gittiğini, bu oranın 2009 yılında yüzde 31'lere düşürüldüğünü, söz konusu oranın önümüzdeki dönemde yüzde 30'un da altına ineceğini kaydetti.
 

'İşi sıkı tutacağız'

Maliye Bakanı, bu yılın Ocak-Mart dönemi bütçe gerçekleşmelerine bakıldığında bütçedeki iyileşmenin de çok açık şekilde görüldüğünü belirterek, ''İlk üç aylık sonuçlar ümit vericidir. 2010 yılı bütçe dengesi ve faiz dışı denge hedeflerimize rahatlıkla ulaşacağımızı göstermektedir. Ama bizim için önemli olan yıl sonu performansıdır. İşi sıkı tutmaya devam edeceğiz. Rehavete kapılmamız söz konusu olamaz'' diye konuştu. Kriz sürecinde proaktif bir maliye politikası uyguladıklarını, 2010 bütçesini de krizden çıkış bütçesi olarak hazırladıklarını belirten Şimşek, 3 aylık gerçekleşmelerin de bütçenin krizden çıkışa önemli katkısı olduğunu gösterdiğini vurguladı.
 

Kanun taslağı

Bakan Şimşek, toplantıda, Kamu Taşıtları Kanun Taslağı hakkında da bilgi verdi. Söz konusu kanun taslağına ilişkin çalışmaların tamamlandığını, görüş için ilgili kuruluşlara gönderildiğini bildiren Şimşek, taslakla getirilen başlıca yenilikleri şöyle sıraladı:

- Mevcut kanun kapsamı genişletilmiş ve mevzuat dağınıklığı giderilerek günümüz ihtiyaçlarına uygun bir kanun taslağı hazırlanmıştır.

- Kurumlara taşıt politikası oluşturma zorunluluğu getirilmektedir.

- Taşıt yönetimine ilişkin temel ilkeler belirlenmektedir.

- Taşıt edinme süreçleri sadeleştirilerek, yeni taşıt edinme yolları getirilmektedir.

- Hizmet alımı yoluyla taşıt edinimine ilişkin somut kriterler belirlenmektedir. Taşıtların edinilmesi, kullanılması ve elden çıkarılmasına ilişkin maliyet-fayda ve maliyet-etkinlik kriterleri getirilmektedir. Taşıtların elden çıkarılma kriterleri net olarak tespit edilmektedir.

- Görevlerinin önem ve özellikleri, sorumlulukları ve temsil nitelikleri dikkate alınarak makamlarına taşıt verilecekler yeniden belirlenmektedir.

- Merkezi Taşıt Yönetim Bilgi Sistemi oluşturma zorunluluğu getirilmektedir.

- İdarelerin taşıt tanıma, izleme ve kontrol sistemleri kurmaları öngörülmektedir.

 

Vergi gelirleri yıl sonu performansı

Bakan Şimşek, makro ekonomik gelişmeler ve bütçe uygulamalarıyla ilgili Bakanlıkta düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Şimşek, vergi gelirlerindeki yıl sonu performansına ilişkin bir soru üzerine, bir takım rakamlar söylemek için çok erken olduğunu belirtti. Burada Türkiye ekonomisinin toparlanması ve bütçede iyi bir performans gösterilmesinin önemli olduğuna işaret eden Şimşek, ''Bizim için önemli olan yıl sonu hedefleridir. Bu işi sıkı tutmaya devam edeceğiz. gerek harcamacı kuruluşlar mali disipline devam edecek, gerekse biz İdare olarak biz gelirlerdeki performansı sürdürmek için gerekli çaba içinde olacağız. Orta ve uzun vadede bunu kalıcı kılmak için gerekli reformlar ve bir takım adımlar da atılacak'' diye konuştu.

'Üzerinde çalışılan bir destek paketi yok'

Maliye Bakanı Şimşek, bir başka bir soru yanıtlarken de üzerinde çalıştıkları bir destek paketi bulunmadığını, dolayısıyla bu konuda bir maliyetin söz konusu olmadığını bildirdi.
Esnafa yönelik bir değişim-dönüşüm paketinin açıklandığını hatırlatan Şimşek, oradaki maliyetlerin de zaten mevcut çerçevede bütçesi yapılmış desteklerden oluştuğunu kaydetti.
Yeni, bütçeye yük getirme anlamında herhangi bir hususun söz konusu olmadığını belirten Şimşek, şöyle devam etti: ''Bu dönemde bizim için önemli olan faizi tek hanede tutmak ve bütçe performansını güçlü bir şekilde ve hedeflerimizin ötesinde bir noktada yürütmek. Bunu başarabilirsek Türkiye'ye büyük bir iyilik yapmış oluruz. Bu da bizim için çok önemli. Bu nedenle, bu dönemde ne bir vergi artışı, ne bir vergi indirimi; yani bütçeye ciddi etkisi olacak anlamında söylüyorum; düzenlemelere gitmeyeceğiz. Tabi marjinal etkide bulunacak bir takım hususlar her zaman gündeme gelebilir veya bazı adımlar atabilirsiniz, bunların etkisi olmaz veya çok sınırlı olur. Bu anlamda her zaman bir takım adımlar atılabilir ama ben önemli bir takım tedbirlerin alınmayacağını vurgulamak istiyorum. Dolayısıyla destek paketi anlamında bir maliyet söz konusu değil.''
 

Anayasa paketinin ekonomi üzerine etkisi

Şimşek, Anayasa paketinin ekonomi üzerinde olumsuz bir etkisi olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine de, uzun vadede anayasal değişikliğin Türkiye'nin önünü açacağına inandığını söyledi. Anayasa paketi ile temel hak ve özgürlükleri iyileştirdiklerini, Türkiye'nin demokratik standartlarının yükseltilmesi için çaba gösterdiklerini anlatan Şimşek, bu şekilde temel makro ekonomik anlamda bazı yapısal reformların gerçekleşmesinin de olası hale geleceğini ifade etti.

Şimşek, böylece Kamu Personel Rejimi Reformu ve Kamu İdare Reformu gibi düzenlemelerin önümüzdeki dönemde daha rahat şekilde yapılabileceğini vurguladı. Bakan Şimşek, ''ben Anayasa değişiklerinin önümüzdeki dönemde, kalıcı olumsuz etki yapacağına inanmıyorum tam aksine Türkiye ekonomisinin uzun vadede bu yapılan değişikliklerinden büyük fayda göreceğine inanıyorum. Çünkü demokrasi ile kalkınmanın at başında götürülmesi gerektiği de ortada'' diye konuştu.
 

Büyüme hedefi

Bir gazetecinin büyüme tahminlerinde bir revizyonun söz konusu olup olmadığını sorması üzerine de Şimşek, Orta Vadeli Mali Programı önümüzdeki aylarda açıklayacaklarına işaret etti. Bir revizyon olursa, bunun orada olacağını belirten Şimşek, şu an itibariyle Türkiye'nin makro ekonomi performansının, büyüme performansının, öngörülen ''mütevazi'' rakamlarına göre daha iyi seviyede bulunduğunu vurguladı.

Şimşek, dolayısıyla DPT ve diğer kuruluşların da bunu dikkate alacağını düşündüğünü ifade etti. Türkiye ekonomisinin krizden güçlü bir şekilde hızlı bir şekilde çıktığını belirten Şimşek, krizde ülkeyi güçlü kılan bazı faktörlerin bulunduğunu kaydetti. Bunları, ''bankacılık sektörünün güçlü olması, hane halkının göreceli olarak borç yükünün düşüklüğü ve faizlerin geldiği seviyesini'' olarak sıralayan Şimşek, bunun özel sektörün de dinamizm ile de güçlü bir ortam sağladığını söyledi. Türkiye ekonomisinin bu krizden güçlü bir şekilde çıktığını belirten Şimşek, ''Önümüzde birinci ve ikinci çeyrekte Amerikada olsun, Avrupada olsun büyüme oranları dördüncü çeyreği yakalayamayabilir gibi bir takım öngörüler var ama ben Türkiye ekonomisinde bir ayrışma, farklılaşma öngörüyorum'' dedi.
 

'Vergi tabanını genişletmek önceliğimiz'

Faiz dışı dengede yaşanan iyileşmenin önemine de vurgu yapan Şimşek, önümüzdeki dönemde bunu devam ettirme noktasında kararlı oldukları söyledi. Kamu borç stokunun milli gelire oranına ilişkin değerlendirmede de bulunan Şimşek, burada yüzde 45,5'lik AB tanımlı kamu borç stokunun milli gelire oranının kendileri için yeterli olmadığını dile getirdi. Şimşek, ''bu oran her ne kadar Maastrich kriterlerinin altındaysa da bizi memnun etkiyor. Ortaya koyacağımız bütçe performansı ile bu rakamı çok hızlı bir şekilde aşağıya çevirmek istiyoruz'' dedi.

Gerek geçen yıl, gerekse bu yılın başında alının tedbirlerin ekonomide yansımalarının görülmeye başlandığını anlatan Şimşek, en büyük önceliklerinin vergi tabanını genişletip herkesten kazancı oranında bir miktar gelir elde etmek olduğunu söyledi. Şimşek, bu çerçevede ortaya koyulan mali imkanlar çerçevesinde üretken kapasiteyi artıracak bir şekilde bir vergi politikasını tasarlamanın öncelikleri arasında yer aldığını ifade etti.