Bülent Gürsoy'dan Çıray'a yanıt
Bülent Gürsoy, İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın "Yalancı" şeklindeki sözlerine yanıt verdi.
cumhuriyet.com.trİYİ Parti'nin eski Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Bülent Gürsoy, Aytun Çıray'ın Muharrem İnce'nin kuracağı yeni partide yer alacağını iddia etti. İddiaya yanıt veren İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, " "Yalancı. Bana sorabilirdiniz. Yazık, çok yazık. Derhal bunu size kimin söylediğini ifşa edin. Ben bunu gündüz yalanladım. Sayın Muharrem İnce'ye de çağrı yapıyorum; bu yalana izin vermeyin" sözleriyle karşılık verdi.
Çıray'ın bu sözleri üzerine açıklama yapan Bülent Gürsoy, şu açıklamayı yaptı:
"27.10.2010 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi web portalında geceyarısı yayınlanan haberinizde Aytun Çıray, “bir kulis haberi” diye “Muharrem İnce ile görüşüyor” ifadesini içeren paylaşımıma “yalancı” diyerek tepki vermiş ve bana telefon ederek sağlam küfürler etmiştir.
Öncelikle belirtmeliyim ki Aytun beyin bu hareketini kamuoyu önündeki medeni görüntüsüne hiç yakıştıramadım.
Kulis haberi yapan hiçbir gazeteciye haberde yer alan kişinin küfür ettiği görülmemiştir. Adı üstünde "kulis haberi"dir. Doğru olup olmadığını ifade edersiniz olup biter.
Bu tepki bile bir alt gerçeklik olduğunu hissettirmektedir.
Bu arada bir hatırlatma da yapmak isterim: İYİ Parti’ye geçiş sürecinde daha CHP'deyken Meral Akşener ile görüşüp "parti kurun" dediğini kendisi açıkladı. Sonra da kuruluşunda İYİ Parti’ye katıldı. Görüyoruz ki bu tür tavırların yabancısı değil Aytun bey.
Bu kulis haberinin gerçeği de bir zaman sonra ortaya çıkacaktır. Hep birlikte izleyeceğiz.
Ayrıca, bana “yalancı” derken ve kaynağımı açıklamamı isterken, kendisi, kaynak açıklamadan, kanıt göstermeden, medyaya "parti içinde sarayla teması olanlar var" diye açıklamalar yapabilmektedir.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler insana.
Benim toz-duman tartışmaların ötesinde temelde merak ettiğim ise şudur: Aytun bey kurultaydan beri bir çok çelişkili açıklamalar yaptı ve partiyi çok zor durumlara düşürdü. Bütün tezleri de çöktü. Bunca çelişkiden sonra ne yapacağını bilmiyoruz.
Aytun bey ne yapacağını net olarak ortaya koymalı ki bu tür kulis haberleri çıkmasın, karşılık bulmasın.
Sürecin ve çelişkilerin iyi anlaşılması açısından,
Aytun Çıray'ın İYİ Parti 2. Olağan Kurultayı sonrasında ortaya koyduğu davranışlar ve söylemlerdeki çelişkileri gündeme getirdiğim notlarımı da aşağıda bilgilerinize sunuyorum:
Kurultay sonrasında,
20 Eylül’de attığı tweet ile, “bu listede asıl hedef merkez siyasetçilerin tasfiyesidir” dedi.
25 Eylül 2020 tarihinde AYDINLIK’ta, “Partiye operasyon yapıldı, bu olay kişisel bir olay değil. Bu esasen bizden çok partiye ve genel başkana karşı konulmuş bir tavırdır, bizim görevimiz bu partiye, onun genel başkanına yapılacak her türlü sabotajı, provokasyonu önlemektir. Onun için elimizden geleni yapacağız” dedi.
26 Eylül 2020 tarihinde İzgazete’de,
“Birilerinin İYİ Parti’deki büyümeyi kesmek için Truva atından çıkarak partisi ve Genel Başkanlarına operasyon düzenlediğini” söyledi.
17 Ekim 2020 tarihinde Uğur Dündar ile SÖZCÜ Gazetesi’nde yayınlanan söyleşide ise,
“Ülkücüsüyle, merkez siyasetçisiyle bizi, milli demokrat kimliğimiz biraraya getirdi. Sayın Genel Başkan’a “Neden beni tasfiye etmek istediniz?” diye sorduğumda tatmin edici bir cevap alamadım. Ama ben nedenini biliyorum. Bana ve çeşitli nedenlerle çok değerli arkadaşlarıma siyasi itibar suikastı yapılmak istendi. Ve suikast sayın Genel Başkan’ın bilgisi dahilinde gerçekleşti….” diyerek,
“Şimdi senaryo sırası bende! Cumhur İttifakı’nın üyeleri ve sayın Meral Akşener bir masada buluşabilmek için, sözde iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemi meşruiyet aracı olarak kullanacaklar. Bugüne kadar bunun zeminleri hazırlandı.” Diye ekledi.
Değerlendirmem:
Aytun Çıray’ın İYİ Parti Kurultayı sonrasında yaptığı yukarıdaki açıklamalara göre:
• Kendi tezi olan "Merkez'in tasfiyesi" söylemini süreç içerisinde çürütmüş.
• “Birilerinin bu büyümeyi kesmek için Truva atından çıkarak partisi ve Genel Başkanlarına operasyon düzenlediğini” ifade ederek Koray Aydın'ı suçlarken, "suikast sayın Genel Başkan’ın bilgisi dahilinde gerçekleşti" noktasına gelmiş.
• "GİK'e seçilmemiş olması, onun değil, ayak oyunlarıyla seçilmesini engelleyenlerin sorunudur!.." diye yazan Uğur Dündar'ın ‘tweet’ini övgüyle paylaşırken, “Neden beni tasfiye etmek istediniz? diye sordum"'a bağlamış.
• Erdoğan'ın açıklamalarından sonra, "20 Eylül 2020’de , İYİ Parti’nin 2. Olağan Genel Kurultayı yapıldı…" diyerek danışıklı bir kurultay süreci olduğunu ima etmiş (Keşke bana 6-7 ay önce sorsaydı, siyaset bilen her insan gibi ben kurultayın Eylül sonu - Ekim başı aralığında yapılacağını söylerdim. Soran herkese de söylemişimdir).
• 2018 genel seçimindeki "ittifak" süreci ve yerel seçimdeki "işbirliği" sürecinin en önemli aktörü olduğu algısını yaratmış ama o işlerin öyle olmadığını çok farklı aktörlerin o günlerde kritik aşamalarda önemli roller aldıklarını ben biliyorum.
• Bunların dışında, Aytun Çıray'ın kişisel becerilerinin önünde hiçbir engel yok. Milletvekili olarak her türlü açıklamayı parlamentoda yapabilir, iyi ilişkileriyle medyayı kullanmaya devam edebilir. Bunları yaparken GİK Üyesi veya Divan Üyesi olması şart değil. Genel Başkan o görevlerde doğallıkla, birikiminden şüphe duyulmayan başka partili arkadaşlarımızla çalışmak istemiş olabilir.
Sonuç itibarıyla Aytun Çıray'ın yaptıkları; İYİ Parti'ye, Genel Başkan'a ve umutla bir şeylerin düzelmesini bekleyen seçmene, umutlarını yitirmiş halkımıza büyük zarar verdi, veriyor.
Kısacası yanlış yarattığı algılarla Cumhur İttifakı'nın oyunlarına hizmet ediyor.
Aytun Çıray, bir özeleştiriyle ya bu yaklaşımından vazgeçmeli ya da derhal gereğini yapmalı."