Bu hastalığa tanı koymak zor

Tahıl tüketimine bağlı bir ince bağırsak hastalığı olan, Türkiye'de her 100 kişide bir görülmesine rağmen tanı konulamayan Çölyak hastası sayısının yaklaşık 500 bin olduğu bildirildi.

cumhuriyet.com.tr

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Ege Çölyakla Yaşam Derneği Başkanı Prof. Dr. Sema Aydoğdu, Antalya'daki hekimleri Çölyak hastalığı konusunda bilgilendirdi.

Prof. Dr. Aydoğdu, buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllarda bulunan ''gluten'' adlı proteinin ince bağırsakta oluşturduğu hastalığın, tahıl ağırlıklı beslenen beyaz ırkta daha sık görüldüğünü bildirdi.

Çölyak hastalığının, kuzeyi hariç Afrika ile Asya'nın pirinç ağırlıklı beslenen bölgelerinde daha az görüldüğünü belirten Aydoğdu, ancak küreselleşmeyle birlikte hastalığın dünyanın tamamına yayılmaya başladığına dikkati çekti.

En önemli belirtisi ishal olan hastalığın görülme sıklığının ABD'de 133'te 1, dünya genelinde 100 kişi veya 150 kişide 1 olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sema Aydoğdu, Çölyak konusundaki en önemli sorunun, bu hastalığın yaygın olmasına rağmen yeterince tanı konulamaması olduğuna işaret etti.

Hastalığın dünyada olduğu gibi Türkiye'de de vatandaşlardan öte hekimler tarafından dahi yeterince bilinmediğinden yakınan Prof. Dr. Aydoğdu, şunları söyledi:

''Çölyak'ın ülkemizdeki görülme sıklığı 100 kişide 1 çıkıyor ama biz daha yüksek bir rakam söyleyelim. Mesela bu hastalığın görülme sıklığı 150 kişide 1 ise 500 bin hasta yapar. Biz akademisyenler, Çölyaklıların tükettikleri ürünleri ithal eden şirketler ve Çölyaklılar için gıda maddesi üreten yerli firmalar toplanıyoruz ve bilinen hasta sayısını 5 binden daha fazla çıkaramıyoruz.

Türkiye'de en az 500 bin Çölyak hastası olması gerekirken, biz 5 bin hasta bulabiliyoruz. Peki gerisi nerede? 495 bin hasta nerede? Onlar içimizde. Onlar bulunamıyorsa bunun sorumlusu biz hekimleriz. Hatta son rakamlara göre nüfusumuz 72 milyon. Hastalığın görülme sıklığına da 100 kişide 1 diyecek olursak, 700 bin hastayı bulmak bizim görevimiz. Bu kişiler tanı alamıyor. Bütün hayatlarını ezik, kırık, dökük geçiriyorlar. 'Aman o hemen hastalanır. Aman o her şeyi yiyemez, hemen bağırsakları bozulur' denilen insanlar. Hatta tanı alamayıp ölen insanlar da var bu 500 bin rakamının içinde. Bu hastalara tanı konulabilmesi için biz hekimlere çok ciddi görev düşüyor.''
 

Genetik faktör

Çölyak hastalığının genetik özelliğine de dikkati çeken Prof. Dr. Aydoğdu, birinci derecede akrabalar arasında bu hastalığın görülme sıklığının 10 kişide 1, ikinci derecede akrabalarda 20 kişide 1'e kadar yükseldiğini kaydetti.

Buna rağmen, tek yumurta ikizlerinden biri hastayken diğeri Çölyak olamayabileceğinin de altını çizen Aydoğdu, ''Çölyak'ın çözülemeyen tarafı bu. Tek yumurta ikizlerinden biri Çölyak hastasıysa niye diğeri hasta olmuyor? İşte bu bilemediğimiz genetik faktörler'' dedi.

Çölyak hastalığı bakımından en riskli grubun aile bireyleri olduğunu yineleyen Prof. Dr. Sema Aydoğdu, hekimlere ''Bu nedenle bir ailede Çölyak tanısı alan varsa, lütfen diğer aile bireylerini de tarayın'' önerisinde bulundu.
 

''Hastaların yüzde 97'sine henüz tanı konulamadı"

Çölyak'ın en sık görüldüğü hastalık gruplarının, down sendromlular, tip-1 diyabetliler, turner ve williams sendromu hastalar olduğunu anlatan Prof. Dr. Aydoğdu, kadınlara, erkeklere göre daha fazla Çölyak tanısı konulduğuna da işaret etti.
Prof. Dr. Aydoğdu, şu bilgileri verdi:

''Önceden daha çok çocuklara bu tanı konurken, tanı yaşı ileriye kayıyor. Yalnız çocuk hekimleri değil, diğer hekimlerin de uyanık olması gerekiyor. Ama yine de klasik Çölyak buz dağı tablosu ortaya çıkıyor. Buz dağının tepesinde hekimin tanıdığı hastalar var ama buz dağının altında hekimin tanıyamadığı hastalar var. Amerikalı hekimler, '1 tanı alana karşılık 5-7 tanı almayan hasta var' diyorlar. Bana göre bu oran Türkiye'de çok daha fazla. Klasik bulguları olan hastaları dahi tanıyamıyoruz. Klasik bulguları olan hastalara dahi, yalnız Türkiye'de değil, dünyada tanı konulamıyor. Tüm dünyada Çölyaklıların yüzde 97'si henüz tanı almadı.''