'Bu çalışmalarla yeni kanallar açtık'
Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, 5084 Sayılı Yatırım ve İstihdamın Teşviki Yasası'nın uzatılması yönünde talepler geldiğini belirterek, ''Hükümetimizde de bu değerlendirildi, tamamı itibariyle değil de sadece istihdam primi boyutu itibariyle ve 1 yıl değil birkaç yıl uzatılması yönünde bir görüş ağırlık kazanmış durumda'' dedi.
cumhuriyet.com.trDevlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey'i ziyaretinde, cazibe merkezi olan Gaziantep'in Türkiye ekonomisi içinde belli bir ağırlığa ve ihracatta belli bir noktaya geldiğini ifade ederek, ''Özellikle küresel kriz ortamında şunu gördük ki, Gaziantep gibi illerimiz farklı pazarlara girerek Türkiye ekonomisinin riskini de bir anlamda dağıtıyor, genel ekonomik performansımıza önemli katkılar da bulunuyor'' diye konuştu.
Bir gazetecinin, ''Bazı sanayiciler, 5084 Sayılı Yatırım ve İstihdamın Teşviki Yasası'ın süresinin uzatılmasını istiyor. Bu konuda hükümetin bir çalışması var mı?'' sorusunu yanıtlarken Yılmaz, 5084 Sayılı Yasa'nın 2008 yılı sonunda tamamlandığını, ama küresel kriz nedeniyle 1 yıl uzatıldığını hatırlattı. Yılmaz, şunları söyledi: ''Şimdi bir taraftan da 2009 yılında küresel kriz nedeniyle dünyada da Türkiye'de de özellikle istihdam açısından sıkıntılar doğduğunu biliyoruz. Çeşitli illerimizden, 5084'ün biraz daha uzatılması yönünde talepler oldu. Hükümetimizde de bu değerlendirildi, tamamı itibariyle değil de sadece istihdam üzerindeki yükler itibariyle, istihdam primi boyutu itibariyle ve 1 yıl değil birkaç yıl uzatılması yönünde bir görüş ağırlık kazanmış durumda. Tabii bu, Meclis'imizde son halini alacak.''
'İnşallah hem eski hem yeni teşvik devam edecek'
Devlet Bakanı Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Yeni bir teşvik sistemi zaten ilan etmiştik. Orada da yeni yatırımlarda zaten bu primlerde devlet desteği söz konusu olacak. Gaziantep'te 3. bölgede, en fazla teşvik görecek bölgelerden birisi. Bir taraftan bu yeni teşvik sistemimizle yeni yatırımlar bundan istifade edecek diğer taraftan mevcutlarda da özellikle yeni işsizlik olmasın veya kayıt dışılığa çıkılmasın amacıyla bu istihdam üzerindeki yükler itibariyle devam etmesi söz konusu olacak. Önümüzdeki dönemde inşallah hem eski teşvik hem yeni teşvik birbirini tamamlar mahiyette uyumlu bir şekilde devam edecek.''
Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey de Bakan Yılmaz'a Gaziantep'e verdiği desteklere teşekkür ederek, ''Sayın Bakanımızın bize verdiği destekle Gaziantep'te 2010 yılında çok önemli projelere imza atacağız. Önümüzdeki dönemde de sizi mahcup etmeyecek, bize verdiğiniz desteğin karşılığını verecek hizmetleri yapacağımıza söz veriyorum'' dedi.
'GAP'ta ciddi bir dönüşüme yol açacak'
Daha sonra AKP İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Bakan Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, 2008-2012 GAP Eylem Planı çerçevesinde çalışmalarının hızlı bir şekilde sürdürüldüğünü söyledi. GAP bölgesindeki büyük tarım potansiyelin ve ticaretin önemine işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu: ''GAP Eylem Planı ile birlikte yeniden gerek sulanan alanların artması, tarımsal üretimin artması, tarıma dayalı sanayi, ticaret, hizmetlerde çeşitlilik bu bölgemizde ciddi bir dönüşüme yol açacak. Gaziantep ilimiz de geçmişten gelen birikimiyle bu dönüşümde en etkili rollerden birini alacak. Özellikle Gaziantep'in girişimcilik potansiyelini çok önemsiyoruz. Bir bölgenin sadece kamu yatırımları ile kalkınacağına inanmıyoruz. Topyekün kalkınmada kamu yatırımlarının yanı sıra özel yatırımların canlanması gerekiyor. Özel girişimciliğin bu bölgemizde gelişmesi gerekiyor.''
'Kalkınma ajansını devreye sokacağız'
Bakanlığının sorumlu olduğu Devlet Planlama Teşkilatı'nın, Suriye ile ortak bir proje yürüttüğünü hatırlatan Yılmaz, Gaziantep-Halep-Kilis illerini kapsayan sınırda bölgesel gelişme programında güzel neticeler aldıklarını söyledi. Yılmaz, ''Belki harcanan miktarlar küçük, ama özellikle Suriye-Türkiye ilişkilerine yaptığı katkı çok büyük oldu. Bu çalışmalarla yeni kanallar açtık. Geçtiğimiz günlerde Suriye ile yaptığımız anlaşmalar arasında bu programı devam ettirme ve daha da yaygınlaştırma yönünde bir anlaşma sağlandı'' dedi.
Bakan Yılmaz, Gaziantep-Kilis ve Adıyaman illerini kapsayan Kalkınma Ajansı'nı da devreye sokacaklarını belirterek, şunları kaydetti: ''Üç ilimizi kapsayan bir kalkınma ajansı olacak. 2010 yılı içinde inşallah bu ajansımızı da kurumsallaştıracağız. Ortak akıl, gelişmenin anahtarı. Bütün yerel dinamiklerimizi harekete geçirebilirsek, kalkınma sürecine bütün enerjileri ile dahil edebilirsek bu yörelerimiz çok farklı yerlere gidecektir. O anlamda kalkınma ajanslarını çok güveniyoruz. Burada artık, 'küçük dolsun benim olsun' mantığından çıkmasını istiyoruz. 'Büyük olsun hepimizin olsun' mantığına geçmemiz ve hep birlikte daha iyi noktalara gitmek lazım. Bu ajansın devreye girmesiyle, bir iş bölümü içinde ortak hedeflere doğru bütün illerimiz kalkınmalarını hızlandıracak.''
AKP İl Başkanı Ahmet Uzer ise konuşmasında Gaziantep'in bölge ve Türkiye ekonomisinde önemini, dünyadaki ekonomik krize rağmen 3 miyar dolardan fazla ihracat yaptığını vurguladı. Şehirde ''ortak akıl'' ile hareket edildiğini belirten Uzer, Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarının destekleriyle Gaziantep'te turizm olgusuyla tanışıldığını, sanayinin yanında ikiz bir kardeş olarak turizm sektörünü de eklemeyi düşündüklerini kaydetti. Ziyaretlerde, AKP Milletvekilleri Fatma Şahin, Mehmet Sarı, Mehmet Erdoğan ve Halil Mazıcıoğlu da bulundu.
'Türkiye dışardan bakıldığında çok iyi bir imaja sahip'
Yılmaz, AKP Gençlik Kolları Kış Eğitim Kampı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ''dışardan bakıldığında çok iyi bir imaja'' sahip olduğunu ifade ederek, ''buna karşın içerde karamsarlık pompalayanların, insanların moralini bozmaya, insanları Türkiye'nin gerçek gündeminden uzaklaştırmaya çalışanların olduğunu'' söyledi. Türkiye'nin demokratikleşme yolunda önemli mesafe aldığını, insanların artık her şeyi rahatça tartışabildiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu: ''Şiddete bulaşmadığı, karşısındakine hakaret etmediği sürece insanlarımız fikirlerini ifade edebiliyorlar. Katılırsınız, katılmazsınız o hiç önemli değil. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz o da önemli değil. Bugün seversiniz, yarın sevmezsiniz, bugün sevmezsiniz 3 gün sonra seversiniz önemli değil. Zaten gelişme dediğiniz şeyin dinamiği burada. Bakın bazı ülkeler teknoloji üretiyor, teknolojinin üretimi de bununla ilgili. Özgür tartışmanın olmadığı, insanların fikirlerini özgürce ve rahatça ifade edemediği ortamda demokrasi de olmaz gerçek anlamda gelişme, kalkınma da olmaz. Bir tane iyi fikrin ortaya çıkması için bazen 10 tane saçma fikri dinlemeniz gerekir. Saçma fikirler de olabilir, olsun. Fikir düzeyinde kaldığı sürece yani şiddet olmadığı, hakaret olmadığı sürece bunları dinleyeceğiz, bunlara tahammül edeceğiz. Bunu yaptığımız sürece anlamlı fikirler ortaya çıkacak.''
Yılmaz, günümüzde yenilik ya da teknoloji olarak görülen şeylerin ilk ifade edildiğinde 'saçmalık'' diye tanımlanarak bir kenara itilen şeyler olduğunu, yenilik yapmak, yeni bir teknoloji üretmek isteyenlerin, ''icat çıkarma', 'eski köye yeni adet getirme' denilerek dışlandıklarını anlattı. Bakan Yılmaz, ''Halbuki bizim icat çıkarmamız lazım. Eski köye yeni adet getirmemiz lazım. Bugünkü dünya böyle bir dünya. Biz eski kafayla gider çoluk çocuğumuza 'icat çıkarma', 'eski köye yeni adet getirme' dersek bu ülkeyi arzu ettiğimiz yere taşıyamayız, geliştiremeyiz. Dolayısıyla Türkiye'de bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var ve o dönüşüm başlamıştır, bizim hükümetimiz döneminde de önemli bir ivme kazanmıştır'' dedi.
'Fark var'
Yılmaz, 2001 krizini bürokraside bizzat yaşamış biri olduğunu, o günkü Türkiye ile bugünkü Türkiye'nin arasında fersah fersah fark olduğunu belirterek, ''Ekonomide fark var, demokraside fark var, sosyal politikalarda fark var, dış ilişkilerde fark var. Zaten biz ilk acil planımızda bu dört alan üzerinde yoğunlaşmıştık'' dedi. Türkiye'nin hızlı bir biçimde büyümek ve kalkınmak zorunda olduğuna, bunu yaparken gelirini ve nimetlerini daha adil dağıtması gerektiğini anlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bizim partimizin adı da Adalet ve Kalkınma Partisi. Kalkınacağız ama bir yandan da adaleti sağlayacağız. Hem hukuki anlamda hem ekonomik anlamda adaleti sağlayacağız. Sosyal devlet, Türkiye'de hep adı var kendi yok bir meseleydi, hep slogan düzeyinde ifade edilirdi. Bizim zamanımızda sosyal devlet gerçekten hayat buldu. Bakın Türkiye'nin milli geliri krize rağmen 2,5-3'e katlandı. Enflasyona bakın Türkiye'de neredeyse kader haline gelmişti, enflasyonsuz bir dünya düşünemiyorduk. Şimdi enflasyondan bahseden var mı? Bitti, gitti bunlar. Hem enflasyonu düşürmek hem büyümeyi sağlamak, yani ikisini bir arada gerçekleştirmek müthiş bir başarıdır. Biz bunu başardık, bu dünyanın örnek alabileceği bir başarıdır. Bunun altını çizmek istiyorum, bu çok önemli.''
'Kalkınma sadece kişi başına gelirin artması değil'
Yılmaz, hükümetleri döneminde ekonomik ve sosyal alanlarda önemli işler yapıldığını, bu alanlarda yapılanların demokrasi ve hukuk alanında yapılanlarla birleştirilmesi gerektiğini ifade etti. ''Kalkınma dediğimiz sadece kişi başına gelirin artması değil. Fikir hürriyeti de kalkınmanın bir parçasıdır. Örgütlenme hürriyeti de insanların farklılıklarını zenginlik olarak yaşamaları da kalkınmanın bir parçasıdır. Herkesin kendisini huzur içinde hissetmesi de kalkınmanın bir parçasıdır'' diyen Yılmaz, kalkınmanın yalnızca rakamsal ifadelerden ibaret olmadığını söyledi. Yılmaz, dış politikada önemli açılımlar gerçekleştirdiklerini belirterek, şunları kaydetti: ''Dış politikada da önemli işler yaptık. AB ile müzakereleri başlatmaktan tutun Afrika açılımına, Latin Amerika açılımına, Rusya ve Orta Doğu ile ilişkilere, yeni yeni ekonomik havzalar oluşturmaya varıncaya kadar. Bunlar aslında Türkiye'nin normalleşmesidir. 'Şimdiye kadar bunları niye yapmadınız' diye sorması gerek insanlar, bunu sormuyor. Bazı çevreler 'Türkiye anormalleşiyor', 'eksen kayması'' gibi gerçekle hiç alakası olmayan tartışmalar yapıyor. O çevrelere şunu sormak lazım, Avrupa'da komşularıyla ilişki kurmayan, ticaret yapmayan tek bir ülke var mı? Bunu yapmadan kalkınmış bir tek ülke var mı? Amerika çok gelişmiş bir ülke ve bakın en fazla ticareti Meksika ve Kanada ile yapıyor. Bu çok doğal. Tarihi olarak, kültürel olarak, coğrafi olarak en yakınınızdakilerle ticaret yapmanız çok doğal. Bazı çevreler bu doğal olanın neden yapılmadığını sormuyor da 'niye bunlar oluyor' diye soruyorlar. Halbuki Türkiye normalleşiyor, yapması gerekeni yapıyor. Bunları yaptıkça da dünyada güçleniyor. Orta Doğu'da yaptıkları, Türkiye'yi Avrupa'da daha güçlü kılıyor. AB ile müzakere sürecindeki ilerlemesi, Türkiye'yi Afrika'da, Asya'da daha güçlü hale getiriyor. Bunlar birbirini tamamlayan ilişkiler.''
Yılmaz, Türkiye'nin Suriye ve Irak gibi ülkelerle ticaretini geliştirmesinin özellikle Güneydoğu Anadolu, Doğu ve Doğu Karadeniz bölgelerinin ekonomik kalkınmasına önemli katkı yapacağını ifade etti. Gaziantep'i örnek veren Yılmaz, Gaziantep'in komşu ülkelerle ticareti sayesinde küresel ekonomik krize karşın ihracatını korumayı başardığını anlattı. Yılmaz, ''Suni şeylerle kalkınma olmaz, kalkınma ticaretle olur. Siz bu kanalları öldürür, maddi ve psikolojik duvarlar çekerseniz, duvarlar yetmiyor mayınlar döşerseniz, bürokratik formalitelerle insanları bu ülkelerden ayırırsanız bölgesel gelişme olur mu? Bu bölgenin insanları yoksulluktan kurtulabilir mi, kurtulamaz'' diye konuştu. Türkiye'nin geçen yıl küresel ekonomik krizden kaynaklanan bazı sıkıntılar yaşadığını ifade eden Yılmaz, ''Fakat yine bütün dünya görüyor ki, Türkiye bölgesinin en dinamik ülkesi. Türkiye küresel düzeyde bir aktör olma yolunda çok önemli adımlar atan bir ülkedir'' dedi.
Ziyaretler
Yılmaz, Gaziantep Gençlik Merkezi ile Çok Amaçlı Toplum Merkezini de ziyaret etti.
Gaziantep Gençlik Merkezini ziyareti sırasında öğrenci değişim programı kapsamında merkeze konuk olan yabancı öğrencilerle sohbet eden Yılmaz, ilgililerden merkezdeki çalışmalara ilişkin bilgi aldı. Yılmaz, buradaki konuşmasında da Türkiye için genç nüfusa sahih olmanın çok büyük bir avantaj olduğunu, gençlerin iyi eğitilerek bu genç nüfus potansiyelinin iyi değerlendirilmesinin çok önemli olduğunu söyledi. Yılmaz, merkezdeki Fransız konuk öğrenciyle İngilizce konuştuğu sırada, Fransa'dan gelen bir genç Türkçe ''Ne Mutlu Türküm Diyene'' dedi. Yılmaz genci tokalaşarak kutladı. Gaziantep Gençlik Merkezinden sonra Çok Amaçlı Toplum Merkezini ziyaret eden Yılmaz, buradaki kurslara katılan kadınlardan sorunlarını dinledi, merkezi gezdi.