'Böyle bir talep söz konusu olmamıştır'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın Fransa ziyaretine katılmaması yönünde Fransız makamlarından "dolaylı dahi (olsa), bir talebin söz konusu olmadığını", Dışişleri Bakanlığı kayıtlarına göre de böyle bir talebin bulunmadığını belirtti.

cumhuriyet.com.tr

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Kazakistan'a giderken Esenboğa Havaalanı'nda yaptığı açıklamada, bir soru üzerine, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, önceki Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın Başbakan Erdoğan'a bir devlet ziyareti sırasında "Eşini buraya getirme" diye mesaj gönderdiğine ilişkin sözlerini değerlendirdi.

Bakan Davutoğlu, "Baykal'ın iddiaları" üzerine Fransız makamları ve Başbakanlığın gerekli açıklamaları yaptığını söyleyerek, şunları kaydetti: "Ben o dönemde söylediğiniz gibi Başbakanlık başdanışmanıydım. Dolaylı, imalı dahi (olsa), böyle bir talep söz konusu olmamıştır. Ayrıca bugün Dışişleri Bakanlığı olarak da kayıtlarımızda herhangi bir şekilde bu tarz bir talep, bir girişim söz konusu değildir. Bunları, Türkiye'nin dış itibarını, iç siyasi polemiklerin üstünde ve dışında tutmak gerekir. Sayın Başbakanımızın ve muhterem eşlerinin saygınlığı Türkiye'nin dışarıda saygınlığı anlamına da gelir. Bu konuda herkesin dikkatli olmasında büyük fayda var." Davutoğlu, gerekli açıklamalar Başbakanlık ve Fransa Büyükelçiliği tarafından yapıldığı için bu konuda daha fazla bir şey söyleme ihtiyacı duymadığını da bildirdi.

 

Kazakistan ziyareti

Davutoğlu, Kazakistan temasları hakkında bilgi vererek, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in Ekim ayındaki ziyareti sonrasındaki gelişmeleri ele alacaklarını belirtti. İkili ilişkiler dışında Türkiye ile Kazakistan'ın birçok uluslararası kurumda birlikte çalışacağını söyleyen Davutoğlu, Kazakistan'ın 2010'da Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) dönem başkanlığını üstlendiğini, Türkiye'nin de Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı'nın (AİGK/CICA) dönem başkanlığını üstleneceğini bildirdi.

Davutoğlu, Türkiye'nin bu yıl Kasım ayından itibaren de Avrupa Konseyi dönem başkanlığını üstleneceğini belirterek, bu çerçevede iki ülkenin yaklaşık bir yıl Avrupa ve Asya'daki en önemli güvenlik teşkilatlarının başkanlıklarını yürüteceklerini kaydetti.
Bakan Davutoğlu, 2009 yılı Ekim ayında Nahçıvan zirvesinde Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi bağlamında atılması kararlaştırılan adımlar bulunduğunu da anımsatarak, bu konuyu ve Asya'daki genel dengeleri de ele alacaklarını belirtti. Bunun, dışişleri bakanı olarak Kazakistan'a ilk ziyareti olacağını da söyleyen Davutoğlu, daha sonra diğer Orta Asya cumhuriyetlerine de gitmeyi planladıklarını bildirdi. Davutoğlu, "Çünkü Orta Asya bizim için dış politikamızın en önemli stratejik omurgalarından birini teşkil eden bir bölgedir. Doğrudan komşu olmamakla birlikte komşuluk ilişkisinin ötesinde kültürel bağlarla bağlı olduğumuz bir coğrafyadır. Önümüzdeki aylarda bu ilişkileri çok daha derinleştirerek sürdürmeye kararlıyız" diye konuştu.

Davutoğlu, Ermenistan'la imzalanan protokoller ve normalleşme sürecinde siyasi iradede zayıflama olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine, böyle bir durumun söz konusu olmadığını belirterek, "Bizim Kafkaslarda kalıcı barış ve istikrarın oluşması yönündeki her türlü çaba konusunda güçlü bir siyasi irademiz mevcuttur" dedi. Davutoğlu, Güney Kafkaslarda barış ve istikrarın yerleşmesi konusunda güçlü bir siyasi iradenin mevcut olduğunu, gelecek dönemde bu yönde güçlü adımlar atılacağını söyledi. Bakan Davutoğlu, bu güçlü siyasi iradenin, o iradeyi ortaya koyan perspektif çerçevesinde yürümesine önem verdiklerini, bu yönde olumlu gelişmelerin olacağına inandıklarını belirtti. Uluslararası toplumun da bu konudaki desteğinin sürdüğünü ifade eden Davutoğlu, herkesin barış ve istikrar için üzerine düşeni yapması gerektiğini kaydetti.

Ahmet Davutoğlu, bir başka soru üzerine de, Türkiye'nin Roma Büyükelçisi Ali Yakıtal hakkında soruşturma başlatılmasının idari bir konu olduğunu, hiçbir şekilde büyükelçilerle ilgili idari konular hakkında kamuya açıklama yapmayı doğru bulmadığını söyledi. Davutoğlu, konuyla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı geleneği içinde ne tür bir işlem yapılması gerekiyorsa o tür bir işlem yapılacağını kaydetti.