Borçlar Kanunu değişiyor
TBMM Adalet Komisyonu, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'nın 649 maddesinden 82'sini daha kabul etti. Yeni maddelere göre, kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacak. Kefil, sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihini, sözleşmede ''kendi el yazısıyla'' belirtecek. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmayacak.
cumhuriyet.com.trTBMM Adalet Komisyonu, 649 maddelik Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'nın 82 maddesini daha kabul etti.
Kefil olmada eş rızası
Kefil olmada eş rızası aranmasını düzenleyen tasarıya göre, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilecek.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası aranmayacak.
Borçluya başvurmadıkça kefile takibat yok
Adi kefalette alacaklı, borçluya başvurmadıkça kefili takip edemeyecek. Ancak alacaklı, ''borçlu aleyhine yapılan takipte kesin aciz belgesi alınması, borçlunun Türkiye'de takibatının imkansız hale gelmesi, borçlunun iflasına karar verilmesi ve borçluya konkordato mehli verilmiş olması'' hallerinde, doğrudan kefile başvurabilecek.
Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehinini paraya çevirmeden kefili takip edebilecek. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması şartı aranacak.
Birden çok kişi, aynı borca birlikte kefil oldukları takdirde, her biri kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için de kefile kefil gibi sorumlu olacak.
Borçluyla birlikte veya kendi aralarında müteselsil kefil olarak yükümlülük altına giren kefillerden her biri, borcun tamamından sorumlu olacak. Kefil, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumlu olacak. Sözleşmede açıkça kararlaştırılmamışsa kefil, borçlunun sadece kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonraki borçlarından sorumlu olacak. Borçlunun iflası sebebiyle asıl borç daha önce muaccel olsa bile, kefile karşı, vadeden önce takibat yapılamayacak.
Kefalet süresi
Hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil borcundan kurtulacak.
Bir kişi tarafından verilen her türlü kefalet, 10 yıl geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacak.
Kefalet, 10 yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile, uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak 10 yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilecek.
Kefaletten dönme
Gelecekte doğacak bir borca kefalette, borçlunun borcun doğumundan önceki mali durumu, kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuşsa veya mali durumunun, kefalet sırasında kefilin iyiniyetle var saydığından çok daha kötü olduğu ortaya çıkmışsa; kefil, alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak, borç doğmadığı sürece her zaman kefalet sözleşmesinden dönebilecek.
Uygulanacak sözleşmeler
Kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler, gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanacak. Böylece kefili koruyucu hükümler, kefalet sözleşmeleri dışındaki, ''üçüncü kişinin fiilini üstlenme, üçüncü kişi yararına sözleşme, iç üstlenme sözleşmesi, borca katılma, sözleşmeye katılma'' gibi sözleşmeler için de geçerli olacak.
Çalışmalarına yarın devam edecek olan Komisyon, bundan sonra, tasarının, işçi işveren ilişkilerini düzenleyen genel hizmet sözleşmesi bölümü ile daha sonra ele alınmak üzere görüşmeleri ertelenen değişik bölümlerdeki 13 maddesini görüşecek.