'BM Konseyi'ne girmek büyük başarı'

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye’nin yüzde 80'a varan destekle 12 yılın en yüksek oyu ile BM Güvenlik Konseyi’ne seçilmesiyle büyük bir başarı olduğunu söyledi. Babacan başarıyı 3 temele dayandırd: Türkiye’de son 6 yılda gerçekleştirilen ve tüm dünyanın takdirini kazanan reformlar, son 5-6 yılda uygulanan ve tüm dünyanın ilgisini çeken başarılı ve akıllıca dış politikası, bu başarıların iyi bir iletişimle dünyaya tanıtılmış olması.

cumhuriyet.com.tr

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, BM Güvenlik Konseyi’nin geçici üyelikleri için gecen cuma günü Genel Kurul’da yapılan oylama öncesi yoğun kulis faaliyetleri için gittiği New York’tan Türkiye’ye dönen Babacan Ankara Esenboğa Havaalanı'nda düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin BM Genel Kurulu’nda yapılan gizli oylamada 192 ülkeden 151’nin desteğini sağlayarak 2009-2010 dönemi için GK geçici üyeliğine seçildiğine işaret etti. Babacan, Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’ne seçilmesiyle büyük bir başarı olduğunu söyledi.

 

Başarının üç temeli

Ali Babacan, Türkiye’nin bu başarısının üç önemli temeline dayandığını belirterek üç temeli özetle şöyle sıraladı: Türkiye’de son 6 yılda gerçekleştirilen ve tüm dünyanın takdirini kazanan reformlar, son 5-6 yılda uygulanan ve tüm dünyanın ilgisini çeken başarılı ve akıllıca dış politikası, bu başarıların iyi bir iletişimle dünyaya tanıtılmış olması.

Babacan, Türkiye’nin BMGK adaylığının açıklandığı Temmuz 2003’den beri Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve kendisinin tüm ülkelerle yapılan ikili temaslarda konunun gündeme getirildiğini ve destek istendiğini, Ankara ve New York’ta olmak üzere, iki ayrı ekibinin kurulduğunu da anlattı.

Yazılı destekte bulunan çok ülke olduğunu ancak oylamanın gizliğinin nedeniyle oyların farklı kullanabildiğine, dikkat çeken Babacan, bunun örneği olarak da seçimi kaydeden İzlanda Dışişleri Bakanı'nın açıklamalarını gösterdi. Babacan, “Burada kilit faktör, gönülleri kazanmaktadır” diye konuştu. Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin üçte ikisi oyuna eşit 128 oydan çok daha fazla destek almasının dikkat çekici olduğunu vurgularken, şöyle dedi: “Biz 192 ülkeden 151’inin oyunu aldık. Bu yüzde 80’e varan bir destek demektir” Babacan, Türkiye’den tüm kıtalardan “yaygın” bir destek aldığının altını çizerek Türkiye’nin artık tüm dünyanın iyi algılandığını iddia etti.

 

1996 yılından beri en yüksek oy

Geçmişte iki GK üyeliği için yapılan seçimlere bakıldığında Türkiye'nin son 12 yılın en büyük oyu alan ülkenin olduğuna da işaret eden Babacan, bundan önce 1996 yılında İsveç'in 157 oyu elde ettiğini anımsattı. Babacan, BM Güvenlik Konseyi’nin önemli bir karar organı olduğunu, kararlarının yaptırım gücünün bulunduğunu anımsatırken, “Türkiye’nin yaklaşımı son derece önemli olacak” şeklinde konuştu. Babacan Türkiye’nin, uluslararası sorunların diyalog yoluyla çözümlenmesini desteklediğini de vurguladı.

 

"Terörle mücadelede hep beraber olmalıyız"

Ali Babacan, aynı zamanda terör konusuna da değindi. Babacan, Türkiye’de demokrasi ve insan hakları alanında yapılan reformların giderek derinleştiğini belirterek şöyle devam etti: “Bu özgürlüklerin, temel hakların da daha iyi uygulanıyor olması kuşkusuz pek çok alanı kapsadığı gibi basın alanını da kapsıyor. Öte yandan, özellikle şu anda bizim devlet olarak, millet olarak vermekte olduğumuz bir terörle mücadele söz konusudur Ve terörle mücadele söz konusu olduğunda tüm kurumlarımız, sivil kurumlarımızın, sivil toplum örgütlerimizin, medyamızın, iş dünyamızın, hep beraber Türkiye’nin yüksek menfaatlerini dikkate alarak, bir tutum ve davranış içinde olmasını ben önemsiyorum. Burada, topyekum bir çalışmamız, bir beraberlik ve dayanışma içinde olmamız ve teröre karşı, terör örgütüne karşı tek bir vücut olarak hareket etmemiz son derece önemlidir. Ancak bunu başardığımız noktada biz terörle mücadelede başarılı olacağız.”

 

Obama'nın sözleri

Dışişleri Bakanı Babacan, ABD Başkan adayı demokrat Barack Obama’nın Türkiye’ nin Kıbrıs’ta “işgalci” olduğu yolundaki beyanlarına dikkat çekilmesi üzerine, ABD’de bir seçim kampanyası sürdüğünü, kampanya sırasında adayların çeşitli grupların eğilimlerini gözünde tuttuğunu belirtti. Buna karşın, seçimlerden sonra iş başına gelindiğinde durum değiştiğine işaret eden Babacan, adayların dış politika danışmalarıyla “çok yoğun ama sessiz temas trafiği”nin olduğunu söyledi. Babacan, ABD’nin yeni yönetimi Türkiye ile olan ilişkilerini her alanda derinleştireceği umudunu da dile getirirken, “Kim seçilirse seçilsin yeni yönetimle çalışmaya hazırız, yeni yönetimle farklı alanlarda ilişkilerimizi geliştirmeye hazırız. Ancak seçim dönemini, bu dönemin içinde bulunduğu özel şartları mutlaka dikkate alarak değerlendirmek lazım. Söylemleri, yaklaşımları bu çerçevede düşünmek gerekir” dedi.