"BM Güvenlik Konseyi'ne Afrika'nın desteğiyle girdik"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Afrika ile olan ilişkilerin, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi üyeliği döneminde süreceğini vurgulayarak "Söz konusu önemli göreve sayıda Afrikalı dostlarımızın desteğiyle geldiğimizin farkındayız" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Ankara Üniversitesi Afrika Çalışmaları Merkezi'nin açılış törenini, Ankara Üniversitesi Kültür ve Sanat Evi'nde yapıldı. Açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin asırlardır Afrika ülkeleri ve halklarıyla zengin ilişki içerisinde olduğunu kaydederek tarihi, manevi ve kültürel bağların Türkiye-Afrika ilişkileri ve işbirliğinin karşılıklı etkileşim içerisinde güçlenmesine zemin hazırladığını ifade etti. Gül, Afrika halklarının da Türkiye'yi her zaman yakın ve dost bir ülke olarak kabul ettiklerini kaydetti.

Türkiye'nin son 10 yıldır Afrika'ya açılım politikaları uyguladığını belirten Gül, İstanbul'da yapılan Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi'nin ise Afrika ile kurulmak istenen sürdürülebilir işbirliği mekanizmasının çok önemli bir adımı olduğunu söyledi.

Zirvede kabul edilen eylem planının ilişkilerinin her alanda geliştirilebilmesi için bir yol haritası olduğunu kaydeden Gül, "Bu belgelerin Türkiye-Afrika ilişkilerinde dayanışma ve ortaklık içerisinde, müşterek bir gelecek için yeni ufuklara doğru yol almamıza imkan tanıyacağına inanıyorum" dedi.
 

"BM Güvenlik Konseyi'nde ilişkilerimiz sürecek"

Merkezin, Türk ve Afrika üniversiteleri arasında genişletilmiş ve geliştirilmiş bir işbirliği kurulmasına yönelik önemli görevler üstleneceğine işaret eden Gül sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye olarak Afrika'yı sadece medeniyetin beşiği değil, insanlığın geleceğinin merkezi olarak da görüyoruz. Afrika, asırlardan günümüze süzülen erdem ve bilgeliği, genç ve dinamik nüfusu, geniş doğal kaynaklarıyla aslında her şeyden önce Afrika ülkeleri ve halkları için bir fırsatlar kıtasıdır. Bu çerçevede Afrika ülkelerindeki siyasi, demokratik, ekonomik, toplumsal ve kültürel canlanmadan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Geçmişte Afrika halklarının özgürlük ve ulusal bağımsızlık yolundaki haklı mücadeleleriyle daima dayanışma içinde olduk."

Gül, Afrika ile olan ilişkilerin, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi üyeliği döneminde süreceğini vurgulayarak, "Söz konusu önemli göreve sayıda Afrikalı dostlarımızın desteğiyle geldiğimizin farkındayız. Bundan dolayı bizi BM'de destekleyen bütün Afrikalı dostlarımıza teşekkür etmek istiyorum" dedi.
 

 

"Bizlere düşen görev İstanbul bildirgesini uygulamak"

Fas Büyükelçisi Abdallah Zagour ise Afrikalı Büyükelçiler için, Afrika Çalışmaları Merkezi'nin kurulmasının Türkiye'nin başlamış olan Afrika'ya açılma isteğinin yeni bir kanıtı olduğunu söyledi.

Türk yetkililerin Afrika'ya ziyaretleri, 2005 yılının Afrika Yılı olarak ilan edilmesi ile Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı'nın Afrika'da üç temsilciliğinin açılmasının Afrika'ya yönelik güçlü işaretler olduğunu vurgulayan Zagour, "Afrika'daki Türk yatırım ve ticaret hacminin istikrarlı bir biçimde artması, Afrika ülkelerinde giderek daha fazla görünen Türk şirketlerinin varlığı ve bu ülkelerin altyapı ve gelişme projelerine katkıları ekonomik alanda Türk-Afrika ilişkilerinin yaşamakta olduğu olumlu gelişmenin elle tutulur kanıtlarıdır" dedi.

Türkiye ile Afrika arasındaki karşılıklı ilişki ve yakınlaşma atılımında özel sektörün rolünün de göz ardı edilemeyeceğini ifade eden Zagour, söz konusu çabaların Ağustos ayında İstanbul'da "Birinci Türk-Afrika İşbirliği Zirvesi" ile taçlandırıldığını kaydetti. Zagour, "Afrika'nın devlet ve hükümet başkanlarının; Türkiye'nin, kıtanın stratejik bir partneri olduğu yönündeki kararlarını onaylayan bu tarihi zirve, Afrika'nın önemli sorunlarını tartışmak için bir vesile oldu ve İstanbul Bildirgesinin kabulü ile tüm alanlarda işbirliğini öngören kapsamlı bir Eylem Planı ile sonuçlandı ki bize, Türklere ve Afrikalılara düşen bu planı uygulamaya koymaktır" dedi.