'Biz nükleer silahlara karşıyız'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bölge ülkelerinin artık birbirini tehdit olarak görmekten kaçınması gerektiğini belirtti.

cumhuriyet.com.tr

Mısır'ın başkenti Kahire'de temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mısırlı gazetecilere yaptığı açıklamada, "Artık birbirimizi tehdit olarak görmekten kaçınmalıyız. Bunu Mısır ve Türkiye için söylemiyorum. Bütün bölge ülkeleri için söylüyorum. Yeni yaklaşım biçimini, zihniyeti yaygınlaştırmalıyız. Ancak bu şekilde bölgemizi istikrara kavuşturabiliriz. Ancak bu şekilde yükselen diğer ekonomik bölgeler karşısında onların güçlü alternatifini oluşturabiliriz. Onun için Arap Birliği toplantısı son derece kritik bir dönemde yapılmaktadır. Bugün alınacak kararlar, 2010 yılı için çök önemli olacaktır" diye konuştu.

Türkiye ile Mısır arasındaki stratejik diyalog görüşmelerinin ikincisi için Mısır'da bulunduğunu, bu doğrultuda görüşmeler yaptığını hatırlatan Davutoğlu, dün Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek başta olmak üzere üst düzey Mısırlı yetkililerle yaptığı görüşmelerde, bütün bölgesel sorunları en kapsamlı, en açık şekilde ele aldıklarını söyledi.

"Türkiye ile Mısır ilişkilerini yeni bir paradigmaya oturtmak istiyoruz" diyen Davutoğlu, iki ülke arasında çok boyutlu ilişkilerin bulunduğunu, Türkiye'nin Mısır üzerinden Afrika'ya, Mısır'ın ise Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşabileceğini kaydetti. İki ülke arasındaki ilişkilerin iç içe halkalardan oluştuğunu ifade eden Davutoğlu, bunlardan birincisinin Orta Doğu ve Doğu Akdeniz'den oluşan iç halka, ikincisinin Türkiye'nin ve Mısır'ın çok etkin olduğu Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve Kuzey Afrika gibi bölgeler, geniş halkanın ise Avrupa, Amerika ve Afrika'dan oluştuğunu kaydetti.

Türkiye ve Mısır'ın burada önemli bir merkezi konuma sahip olduğunu belirten Davutoğlu, "Önümüzdeki 20-30 yıl içinde bizim yapacağımız stratejik tercihler, olumlu ve olumsuz adımları, bütün bu dengeleri belirleyici olacak. Onun için de biz Türkiye ile Mısır arasında ortak bir planlama yapmamız gerektiğine inanıyoruz" diye konuştu. İki ülke arasında çok uzun bir işbirliği perspektifi bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, "Bütün yaşadığımız olumsuz gelişmelere rağmen, bizim açık görüşlü bir yaklaşımla, bir gelecek vizyonuyla çocuklarımızın geleceğini hazırlamamız lazım. Artık bölgenin kaderini birlikte değiştirmek zorundayız" dedi.

 

'Biz nerede olursa olsun nükleer silahlara karşıyız'

Davutoğlu, Mısırlı gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin bu konudaki politikasının son derce açık ve net olduğunu belirterek, bunun üç temel ilkeye dayandığını söyledi.
Davutoğlu, şöyle devam etti: "Biz nerede olursa olsun nükleer silahlara karşıyız. Nükleer silahların, siyasi amaçları gerçekleştirmek için bir araç olarak kullanılmasının tercih edilmesini insanlık suçu olarak görüyoruz. Çünkü bunlar insanlığın geleceğini tehdit eden silahlardır. İkinci olarak, bölgemizde nükleer silah istemiyoruz. Sadece İran'da değil hiçbir ülkede. Deklare etmiş olsun ya da olmasın hiçbir ülkede istemiyoruz. Bu konuda objektif bir kriter konmasını istiyoruz. Üçüncü olarak, bütün bu sorunların diplomatik şekilde çözülmesini istiyoruz. Askeri yöntemler ya da yaptırımlar gibi uygulamaların bölgeyi olumsuz etkilediğini düşünüyoruz."
 

Filistin meselesi

Orta Doğu barış sürecinde Filistin sorununda maalesef son bir yıl içinde büyük zaman kaybedildiğini ve hiçbir ilerleme olmadığını ifade eden Davutoğlu, şunları belirtti: "Herkes Filistin'in bölünmüşlüğünden şikayetçi. Artık bu bölünmüşlüğü gidermenin vakti geldi. Herkesin bu konuda çaba sarf etmesi gerekiyor. Filistinli kardeşlerimiz birleşmeden, ortak bir davada bir araya gelmeden Filistin sorununa çözüm bulmak imkansız." İsrail'de bir hükümet olmasına rağmen, siyasi irade bağlamında bir bölünmüşlüğün söz konusu olduğunu belirten Davutoğlu, böyle bir ortamda bir çözüm ortaya çıkarmanın çok zor olduğunu kaydetti.

Uluslararası toplumun devreye girmesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi: "Neredeyse yarım asıra varan işgal artık bitmelidir. İsrail 1967 sınırına dayalı bir çözümü kabul etmelidir. Bu konuyu sadece yerleşimcilere bağlamak ve onunla sınırlamak yeterli değildir. Artık yol haritası gibi kavramlar tatmin edici değildir. Kesin ve sonuç alıcı çok net bir siyasi hedef olmalı. İsrail bu siyasi hedef için masaya getirilmelidir." Başta Arap Birliği olmak üzere bütün dost ülkelerin Filistinli taraflar arasındaki bölünmüşlüğü gidermek için net mesajlar vermesi gerektiğini de söyleyen Davutoğlu, kişisel çekişmeler ve farklı görüşlerin böylesine önemli bir davanın heba edilmesine yol açmaması gerektiğini belirtti.

Davutoğlu, "Onun için de biz bütün Filistinli tarafları bu birlik yolunda teşvik etmeliyiz. Mısır bu konuda çok ciddi çabalar sarf etti ve Mısır'ı bu konuda yalnız bırakmamalıyız. Yardımcı olmalıyız. Onun için de özellikle Mısır-Suriye ilişkilerinin gelişmesi büyük önem taşımaktadır. Ümit ederiz ki Arap Birliği toplantısı birlik bilincini ortaya çıkaran sonuçlar doğurur" dedi. Suriye-İsrail dolaylı görüşmelerinin, her iki taraf hazır olduğunda, hemen başlatmaya hazır olunduğunu da belirten Davutoğlu, "Orta Doğu barış sürecinin bütün ayaklarında aynı anda hareketlenme olması lazım. Bunun için Arap Barış İnisiyatifi bizce doğru bir çalışmadır. Eğer 2010'da kaybedersek, son iki yılına girmiş olan Obama yönetimiyle yeni bir inisiyatif geliştirmek mümkün olmaz" diye konuştu.
 

Davutoğlu'nun ikili temasları

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ikili temasları çerçevesinde Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Hamad bin Casim bin Cabir El Tani ve Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ile görüştü. Davutoğlu, El Tani ve Muallim ile Arap Birliği dışişleri bakanları toplantısından önce ayrı ayrı bir araya geldi. Basının görüntü almasına izin verilirken, görüşmelere ilişkin açıklama yapılmadı.

 

"Çok önemli ordu ve demokrasi geleneğimiz var"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Bizim çok önemli bir ordu geleneğimiz var. Aynı zamanda çok güçlü demokrasi geleneğimiz var. Bunları birbirinin alternatifi olarak görmüyoruz" dedi.

Mısır'daki temasları sırasında gazetecilere açıklama yapan Davutoğlu, daha sonra soruları yanıtladı. Davutoğlu, "Güçlü ülkeler meşruiyetini halktan alır, sadece halka hesap verir" diye konuştu.

Bir gazetecinin, Türkiye'deki iç siyasi gelişmelerin dış politikaya etkisinin olup olmayacağı yönündeki sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, şöyle dedi:
"Bizim çok önemli bir ordu geleneğimiz var. Aynı zamanda çok güçlü demokrasi geleneğimiz var. Bunları birbirinin alternatifi olarak görmüyoruz. Güçlü ülkeler meşruiyetini halktan alır, sadece halka hesap verir. Yine güçlü ülkeler ancak ve ancak güvenlik ortamının sağlandığı ve dolayısıyla güçlü bir güvenlik yapılanmasının olduğu ülkelerdir. Önemli olan, her kurumun bulunması gereken konumda olması ve üstlendiği işlevi yerine getirmesidir."

Davutoğlu, Türkiye'nin bugün çok olgunlaşmış siyasi bir yapılanmaya sahip olduğunu, ekonomik olarak da olağanüstü bir performans sergilediğini belirterek, kredi notunun uluslararası kuruluşlarca 7 yılda üst üste artırıldığını, herkesin bütün yayınlarda Türkiye'yi ekonomik ve siyasi olarak güçlü bir ülke olarak gösterdiğini kaydetti. Davutoğlu şöyle devam etti:
"Bütün siyasal kurumlar, hükümet, bakanlıklar uyum içerisinde çalışıyor. Son yaşanan gelişmeler hükümetle ordu arasındaki bir gerilim değildir. Her kurumda olduğu gibi bakanlıklarda, orduda, hukuki soruşturmalar söz konusu olabilir. Dolayısıyla bunlar normal süreçtir. Politik olarak görmemek lazım. Dış politikaya hiçbir etkisi olmaz. Türk dış politikası sağlam bir zemine oturuyor. Bu temeller muhalefet partileri tarafından dahi kabul edilen temellerdir. Mesela bugün hangi partiye, hangi siyasi görüşe sahip gazeteciye sorarsanız sorun, Türkiye-Suriye ilişkileri doğru ve olması gereken bir ilişkidir."

Davutoğlu bir başka soru üzerine, Türkiye'nin bölge ülkelerinde aktif rol almasının, arabuluculuk çabalarında bulunmasının çok önemli bir adım olduğunu kaydetti.
Bakan Davutoğlu, İran ile ilgili bir soru üzerine de 10 gün önce İran'a gidip yetkililerle uranyum konusunun çözümü için detaylı görüşmelerde bulunduğunu belirtti. Davutoğlu, İran ile Batı arasındaki problemde diplomasinin hala en önemli unsur olduğunu söylediklerini ve bunu vurguladıklarını söyledi.

Davutoğlu, Türkiye'nin istikrarlı bir dış politika izlediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye kendisiyle oyun oynanmasına izin vermez. Bu konuda son derece kararlıdır. Türkiye dış politikada girişimlerini yaparken ilişkilerin bütün boyutlarını düşünür. İsrail'in Türk büyükelçisine yaptığı davranışa cevap verilmiştir. İsrail'in tarihinde yazılı olarak herhangi bir ülkeden ilk defa özür dilemesini herkesin görmesi gerekir."