''Biz ne Musul'u ne Telafer'i ne Kerkük'ü unutmayız''
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Irak'ta ister Türkmen, ister Kürt, ister Araplara bir zulüm sözkonusu olduğunda ilk sesini yükseltecek ülkenin Türkiye olacağını söyledi.
cumhuriyet.com.trTBMM Genel Kurulunda, Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın görüşmeleri sürüyor.
Tasarı üzerine söz alan AKP İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu, Türkiye'nin her alanda yenilenmeye geçtiğini, bunun beraberinde bazı ihtiyaçları da ortaya çıkardığını ifade etti. Tekelioğlu, Dışişleri teşkilatı ile ilgili görüşülen tasarının da bu kapsamda önemli bir düzenleme olduğunu söyledi. Türkiye'nin, dünyada artık daha iyi bir konumda bulunduğunu, uluslararası platformda söz sahibi olduğunu belirten Tekelioğlu, bu başarıların kendiliğinden gelmediğini, hükümetin dış politikada başarılı çalışmalar yaptığını anlattı.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise Bakan Davutoğlu'nun dün Genel Kurulda yaptığı konuşmayı anımsatarak, Türkiye'nin, 57. Hükümet döneminde de G-20 üyesi olduğunu, ancak iktidarın bu üyeliğin AKP döneminde gerçekleşmiş gibi göstermeye çalıştığını savundu.
Hamzaçebi, 1989 yılında Helsinki Zirvesi'nde AB'nin tam üye adayı olarak ilan edilen Türkiye'nin, AKP iktidarı döneminde, AB'nin kapısında bekletilen bir ülke olduğunu öne sürdü.
Davutoğlu'nun, ''Kudüs Filistin'in başkenti olacak'' şeklinde bir ifade kullandığını ifade eden Hamzaçebi, ''İtiraz etmiyoruz ama Sayın Bakan acaba Karabağ ile veya KKTC ile ilgili neden aynı kararlılığı göstermiyor. Acaba Musul'daki Türkler kimindir? Bunlara sahip çıkacak bir Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı yok mudur? Dini motiflere dayalı, ulusal çıkarları biraz daha ikinci plana atan bir anlayış görüyorum'' diye konuştu.
Bakan Davutoğlu'nun ''yeni Osmanlıcılık'' olarak isimlendirilebilecek politika yürütürken Osmanlı İmparatorluğu'ndan güç almasına olumlu baktığını ifade eden Hamzaçebi, ''Büyük devlet geleneğine sahip milletiz. Buradan güç almak önemli, ancak Sayın Bakan geçmişimizden güç alırken, acaba Cumhuriyetin değerlerinden güç alıyor mu? Sayın Bakan'ın, Cumhuriyetin değerleri ile herhangi bir problemi olup olmadığını kendisine sormak istiyorum'' dedi.
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ise İran, Irak gibi ülkelerle yapılacak diplomatik görüşmelerle Kürt sorunun çözülemeyeceğini, Çözümün, Türkiye'de, Ankara'da aranması gerektiğini söyledi. Suriye'de 400 kişinin gözaltına alınmasını da eleştiren Sakık, Suriye yönetiminin ''halkın üzerine kışkırtılmasının yanlış olduğu'' görüşünü dile getirdi.
"Gerekli olduğu zaman açıklarız"
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Yukarı Karabağ konusunda her zaman, her zeminde hassasiyetlerini vurguladıklarını ve buna devam ettiklerini söyledi. Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2009 yılında Azerbaycan Meclisinde yaptığı konuşmada da bu hassasiyeti çarpıcı bir şekilde vurguladığını kaydetti.
Musul konusunda da aynı hassasiyeti gösterdiklerini, Türkiye'den ve dünyadan Musul'a giden ilk Dışişleri Bakanı'nın kendisi olduğunu belirten Davutoğlu, ''Biz ne Musul'u ne Telafer'i ne Kerkük'ü, unutmayız'' dedi.
Irak'ta Kürtler ne zaman zulüm gördüyse Türkiye'nin onların yanında olduğunu ifade eden Davutoğlu, 1988-1991 yıllarında göç eden Kürtlerin Türkiye'de ağırlanışının bunun en iyi örneği olduğunu dile getirdi. Davutoğlu, ''Irak'ta ister Türkmen, ister Kürt, ister Araplara bir zulüm sözkonusu olduğunda ilk sesini yükseltecek olan ülke Türkiye olacaktır'' diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail Endüstri ve Ticaret Bakanı Benjamin Ben-Eliezer ile Brüksel'de görüşmesiyle ilgili talebin İsrail tarafından gelip gelmedeğine ilişkin soru üzerine, ''Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olarak, yüce Meclisin huzurunda bir kez daha söylüyorum: Görüşme talebi İsrail tarafından gelmiştir. Gerekli olduğu zaman da bu talebin nasıl geldiğini açıklarız'' dedi.
Bakan Davutoğlu, Başbakan Erdoğan'ın, Toronto'da Barack Obama ile yaptığı görüşmede bütün konuların tam ittifak anlayışı ve açık bir şekilde ele alındığını, ABD ile ilişkilerde herhangi bir sıkıntı olmadığını söyledi.
Davutoğlu, başka bir soruya karşılık, nükleer silahın kimin elinde olursa olsun tehlike arz ettiğini, bu nedenle Türkiye'nin bulunduğu bölgede ve dünyada nükleer silah istemediklerini ifade etti.