'Bir kez dağa çıkan...'
BBC Türkçe'den James Reynolds, Kandil'de bir günü kaleme aldı. Murat Karayılan'ın geri çekilmeyi açıkladığı basın toplantısına katılan Reynolds'tan çarpıcı bir yazı...
cumhuriyet.com.tr“Telefon kullanımına izin yok.” Bir PKK komutanı, örgütün liderlerinden Murat Karayılan’ın basın toplantısı için bekleyen yüzden fazla gazeteciye, basın açıklamasının en önemli kuralını bu cümleyle açıklıyor.
Ipad'e izin yok
Bu açıklamanın ardından laptop ve Ipad’lerin kullanımına izin verilip verilmemesi konusunda bir tartışma patlak veriyor.
Kısa sureli tartışma sonucunda laptoplara izin verilirken, Ipad’lere verilmiyor.
PKK, örgütün dağdaki güçlerinin Türkiye sınırı dışına çekilmesi planıyla ilgili ayrıntıları açıklamak üzere düzenleyeceği basın açıklaması için gazetecileri Kandil Dağı’na çağırmıştı.
Örgüt, güvenlik önlemleri konusundan hayli hassas davrandı.
Önde gelen yöneticilerin bulunduğu yerlerin tespit edilmesi istenmedi.
Gazeteciler, dağda basın açıklaması için bekledikleri beş saatlik süre zarfında alt düzey PKK'lılarla konuşma fırsatı buldu.
Hiçbiri adını açıklamadı ama dağlardaki yaşamlarıyla ilgili çarpıcı şeyler anlattılar.
15 yaşında PKK'ye katıldı
Güneşten yüzü yanmış, yaşı ileri bir PKK'lı BBC’ye, Türkiye’de (kendi ifadesiyle Kuzey Kürdistan’da) doğduğunu ve PKK’ya 15 yaşındayken katıldığını söylüyor.
Yıllar sonra annesi sınırı geçerek, küçük erkek ve kız kardeşlerini Kandil Dağı'na, onun yanına getirmiş.
Ama aradan geçen yıllar nedeniyle o, kardeşlerini görünce tanıyamamış.
Ailesinin bu ziyareti yaptığı günün gecesinde Türk ordusunun PKK hedeflerine yönelik bir hava saldırısı düzenlediğini anlatıyor.
Bütün gece tesbih çekmiş
O gece annesi o kadar korkmuş ki bütün gece uyuyamamış ve sürekli tespih çekmiş.
Bu olay üzerine o da ailesini ertesi gün eve yollamış.
O dönemden beri de aile üyelerine, Türkiye’de başları derde girmesin diye herhangi bi yazılı mesaj yollamadığını söylüyor.
Ailesiyle tek iletişim yolunun güvenilir ağlar vasıtasıyla sözlü mesajlar göndermekten ibaret olduğunu belirtiyor.
Kandil, ‘cephede’ savaşmakta olup bir molayı hak eden gerillaların durup, yeniden eski güçlerine kavuştukları bir yer olarak biliniyor.PKK'lılar Kandil yerine cephede olmayı tercih ediyor.
PKK'nın kendilerine ait mesafe ölçme yöntemleri var.
Bir yerden bir yere kaç saatte arabayla gidileceği değil bahsettiğimiz.
İki nokta arasında seyahatin ne kadar zaman alacağını yürüme mesafesiyle ölçüyorlar.
'Türkiye'ye ne kadar uzaklıktayız'
Bir PKK üyesine "Türkiye'ye ne kadar uzaklıktayız?" diye soruyoruz. Yürüyerek 8-10 gün alacağını söylüyor.
Hayatları cok farklı, öyle ki bazılarına göre normal yaşama dönüş mümkün değil.
Bu durum, Türkiye’nin PKK'nın silahlardan vazgeçmeye ve normal bir şekilde çalışarak yaşamaya ikna etmesi ortaya çıkacak bir engelin kanıtı durumunda.
“Bir kez dağa çıkan bir daha inemez” diyor biri.Bir başkası “Burası Orta Doğu. Her zaman kendimizi savunmaya ihtiyacımız var” diye ekliyor.
PKK, bölgedeki tek silahlı hareket değil. PJAK İran’a karşı savaşan bir silahlı örgüt ve PKK’nın İran kolu olarak biliniyor.
PJAK’ın dış ilişkiler sorumlusu Şemal Beşiri, “PKK’nin silah bırakacağını düşünmüyorum” diyor ve ekliyor:
“Bu uzun bir barış süreci olacak. Silahların bırakılması sürecin en son adımı olacak. Kürtler, elde etmek için savaştığımız demokratik haklarla ilgili garanti istiyor. Garanti alıncaya kadar silahların bırakılmasından konuşmak anlamsız bir tartışma olacak.”
PKK sonunda öğlen saatlerinde Murat Karayılan’ın gazetecilerle biraraya gelmeye hazır olduğunu duyuruyor. İçine bindiğimiz beyaz ciplerden oluşan bir konvoyla bir çayırlığa doğru ilerliyoruz.
Karayılan kalabalık bir PKK’lı grup arasında beliriyor.
Bir çadırın içinde, Abdullah Öcalan’ın posterinin önünde konuşma yapacağı yere yerleşiyor.
Bir kadın örgüt yöneticisi geri çekilmeyle ilgili açıklamayı Kürtçe okuyor.Karayılan açıklamayı Türkçe tekrar ediyor.
PKK bu açıklamayla barış sürecinde ciddi olduğunu açıkça göstermek istedi. Ama aynı zamanda örgütün yenilmediğini de… Şimdi dağlardaki üyelerini geri çekecekler ama silahları bırakmayacaklar.