Binali Yıldırım: İstanbul’da silüeti bozacak aymazlıklara direneceğim
AKP ve MHP'nin kurduğu Cumhur İttifakı’nın İstanbul Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, dikey yapılaşma için, "Silüeti daha da kötüleştirecek işlere direneceğim. Ancak bu kolay iş değil. 8 ayrı kuruluşun imar hakkı var... Başkası yaparsa da mahkemeye gidip durdurabilirsin" dedi.
cumhuriyet.com.tr"Şehirde yeşil/yapılaşma dengesi bozulmuş" diyen Yıldırım, "Bu dengeyi kurmaya çalışacağız. Bunu yeşili artırarak yapmaya çalışacağız. Mevcudu yık, dağıt, duman et. Bu yeni bir sorun alanı oluşturmaktır. Bundan sonra o aymazlığa karşı koyarsak, direnirsek o kazancımız olur ki onu yapacağız. İstanbul'un silüetini daha da kötüleştirecek işlere direneceğim. Bu ne demek? Aymaz bir mimari, estetiği kaybolmuş, dikey yapılaşmayı öngören, yeşil alan dengesini yok edecek bir imar anlayışına karşı tüm gücümle direneceğim. Direneceğim diyorum çünkü kolay iş değil. 8 ayrı kuruluşun imar hakkı var. Ben bir tanesi olacağım. Sen yapmazsan, ilçe belediyesi, bakanlık yaparsa, TOKİ yaparsa ancak mahkemeye gidip durdurabilirsin" şeklinde konuştu.
Zeyrek'in sorularını yanıtlayan Yıldırım'ın açıklamaları şöyle:
– Her kitabı bulabilecek miyiz bu kütüphanede?
Yasaklanmamış, kısıtlaması olmayan kitapları koyacağız.
– Bu arada siz okumaya fırsat bulabiliyor musunuz?
Uzun zamandır okumaya fırsat bulamıyorum.
– İstanbul'da mutlu musunuz?
Gayet güzel. Sokakta, meydanda vatandaşla güzel günlerimiz geçiyor. İstanbul öyle bir yer ki sıkılıyorum dersin, köyüne dönersin, dördüncü gün gözünüzde tüter.
– İstanbul'da dikey yapılaşma, betonlaşma geri dönülmez bir noktaya gelmemiş mi? Siz çokça yeşil alan vaat ediyorsunuz. Nasıl olacak, bu kadar betonu yıkıp yeşil alan mı yapacaksınız?
"Toplu taşıma artacak"
– En büyük önceliğiniz trafik sorunu gibi görünüyor.
Herkesin her gün yaşadığı sorun trafik. Dünyanın en güzel şehrini inşa edelim. Yolu yoksa, iletişimi kopuksa, ne anlam ifade eder ki? Toplu taşımanın payını yüzde 48'e çıkaracağız. Şu anda 18. Bu, karayolundan yüzde 30 azalma demek. Dikey koridorlar var. Bu koridorlara daha çok kafa yoracağız.
– İstanbul'u uzun zamandır sizin siyasi geleneğinizden insanlar yönetti. Sorun olarak konuştuklarımızın çoğu bu dönemde gündeme geldi.
Tam olarak öyle değil. Tüm belediyeler AK Parti'de değil. Neticede meclislerde bu işler konuşuluyor. Mahkemeye niye taşımıyorlar? Gökdelenlerin çoğu CHP belediyelerinin olduğu yerde. İmar yetkisi Büyükşehir'de diyorsunuz ama ilçe belediyelerinin mahkemeye gitme hakkı var. O ilçelerde, o gökdelenlerle ilgili hangi davalar var?
"Durum tespiti yaptım"– Yani “birlikte yapmışlar” mı diyorsunuz?
Birlikte yapmışlar. Kimseyi tek başına sorumlu tutmak yanlış. Burada bir savunma yapmıyorum. Durum tespiti yapıyorum.
– Siyasetin genelindeki beka tartışmasına, genel yerel tartışmalarına pek fazla katılmadınız.
Genel başkanlar seviyesinde bu kampanya yürütülüyor. Benim bu konulara girmememin sebebi, beka meselesi ile ilgisizim anlamına gelmemeli. Kürdistan diye Türkiye'de bir yer kabul etmek asla kabul edilebilir bir şey değil. Bu aymazlığa hiçbir şekilde geçit vermemek lazım. Ancak ben İstanbul'u konuşurum. İstanbul'a adayım. Genel seçim değil. İstanbul odaklı gitmeyi tercih ediyorum ama biri kalkıp bu meseleyi gündeme getirirse evvel Allah orada da cevabını veririm.
"Ömrüm boyunca popülist vaatte bulunmadım"
İstanbul'u sokak sokak gezen, halkla buluşan Binali Yıldırım, vaatleri için, “Ömrüm boyunca popülist vaatlerde bulunmadım. Ücretsiz hizmet yaptık mı kaynağını buluruz” dedi.
"Ekonomide bir yavaşlamanın olduğu gerçek, bu sır değil"
– İstanbul gözünüzü korkutmuyor mu?
Asıl olan İstanbul'un ekonomisini büyütmek, cazibesini artırmak ve İstanbul'da yetişen gençlere iş bulmaktır. Genç işsizlik dünyanın problemi. Avrupa'da en az genç işsizlik oranı bizde. Dünya 2009'dan beri küçülüyor. İç savaşlar, ülkelerdeki gelir dağılımı dengesizliğinden dolayı sıkıntı var. Küresel sıkıntı bütün ülkeleri etkiliyor. Yüzde 3'ün altı, dünya nüfus artışına göre küçülmedir. 10 yıldır dünyanın milli geliri artmıyor. Dünya fakirleşiyor, bundan da herkes nasibini alıyor.
"Acil işler var"
– İstanbul'u marka şehir, moda şehir yapmak için daha stratejik projeleriniz var mı?
Burada acil, olmazsa olmaz işlerden bahsediyorum. İstanbul'da hayat eziyet haline gelmişse, diğer güzelliklerini gölgeler. İstanbul Türkiye'yi taşıyan şehir. Ekonomisiyle, kültürüyle, tarihiyle, doğasıyla, Türkiye'nin değil dünyanın hazinesi. Dünya şehirleri arasında en fazla merak edilen, görülmek istenen 5. şehir. Bunca sorununa rağmen insanlar geliyor. İstanbul'da bizim altyapı, trafik gibi temel konuların dışında birçok projemiz var. İstanbul 4.0 vizyonumuz. Üreten İstanbul diyoruz. Üreten İstanbul'da ne var: İstanbul'u turizmde 22 milyona taşımak istiyoruz. Deniz yolu ile gelen turist sayısını artırmak istiyoruz. İkincisi kongre ve fuar kapasitesi mükemmel. Bunu Avrupa başta olmak üzere, özellikle de gelişmekte olan ülkelere Afrika'ya yönelik bir merkeze dönüştürmek istiyoruz. Türkiye, İstanbul dünyanın ortasında. Dünyanın en büyük havalimanı var. Bunu ön plana çıkaracağız. Finans merkezi olma gayretlerimizi artıracağız. Ayrıca katma değeri fazla teknolojik ürünlerin üretildiği, akıl terinin daha fazla olduğu bir şehir haline getireceğiz. Bu da gençlere, kadınlara iş hayatında daha fazla imkan anlamına geliyor. Örneğin Pendik'te biyoteknoloji enstitüsü kuracağız.
"Sahada da gördük"
– İşsizlik, yoksulluk, sizi olumsuz etkiliyor mu?
Bir ekonomik sıkıntı yaşadığımız, ekonomide bir yavaşlamanın olduğu gerçek. Bu sır değil. Bunu zaman zaman sahada da görüyoruz. Ama sokakta şunu da görüyoruz: “Bunu siz halledeceksiniz. O sıkıntıların üstesinden gelecek sizden başka da ekip göremiyoruz” diyorlar. Yapacaklarımızın referansı yaptıklarımızdır. 15 yıllık arkamızda dağ gibi hizmetler var.
"Hesabımızı yaptık"
– Rakibinizin ücretsiz hizmet vaatleri Cumhurbaşkanı tarafından eleştirildi. Siz de adalara ücretsiz ulaşım vaat ettiniz. Nasıl olacak?
Geçen kasım ayında su ucuzlayacak diye önerge veriliyor, CHP'liler belediye meclisinde karşı çıkıyor. Şimdi “suyu ucuzlatacağım” diyor. Nasıl olacak? Tutarlı olmak lazım. Ben işi bakmadan görmeden, hesabını kitabını görmeden adım atmam. Adalarda hesabını kitabını yaptık. Yaz kış adada yaşayanlar belli. Bir yük getirmiyor. Rakibimizin söz ettiği vaatlerle kıyaslayamayız. Ömrüm boyunca popülist vaatlerde bulunmadım. Şimdi niye yapayım? İnsanlara karşı dürüst olmalıyız. Bu yaşa kadar bize itibar kazandırmış bir geçmişimiz var. Bunu bir dakikada tüketmenin anlamı yok. Öğrenciler için vaat ettiğimiz indirimleri, ücretsiz hizmetleri geri dönüşüm gelirleriyle karşılayacağız. Yani bir ücretsiz hizmet yaptık mı, kaynağını da yaratacağız.
"Ben hiçbir seçimde rakibi hafife almam"
– Rakibinizi, Ekrem İmamoğlu'nu nasıl buluyorsunuz?
Ben işime bakıyorum. Bir tane değil 7 rakip var. Herkes kendisini, projelerini anlatıyor. İttifak meselesinden dolayı CHP adayı daha ön plana çıkıyor. Arkasında CHP, İYİ Parti, HDP var. Diğerlerine de haksızlık etmeyelim. Onlar da bir iddiayla ortadalar. DSP, Saadet, Vatan Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi var. Ben hiçbir seçimde hiçbir adayı hafife almam. Sadece adayların yarışı şeklinde olsa iş başka bir tablo olur.
– Kazanırsanız, partinin kazanamadığı belediyelere nasıl davranırsınız?
Bizim tescil edilmiş bir geçmişimiz var. Huyum mu değişecek? Marifet iltifata tabi. Bir adım gelirlerse, iki adım gideriz. Kapılarını kapatırlarsa ideolojik yaklaşırlarsa yapacağım bir şey yok.
"Taksim Meydanı eskisinden daha iyi"
– Taksim Meydanı'nın şu anki halinden memnun musunuz?
Eskisinden daha iyi. Eskiden trafik keşmekeşti. Ne meydan belliydi ne alan belliydi. Şimdi insanlar rahatça dolaşabiliyor.
– Geçmişte bütün dünyanın her yerinden insanlar görürdük. Şimdilerde Arapça tabelalar, Araplara ve İranlılara hitap eden mekanlarla, nargile kafelerle dolu.
Düzen, intizam getiririz. Tabela kirliliğini bitiririz. İstanbul her zaman bütün medeniyetlerin buluştuğu yer olmuştur. Bizim şehre gelenleri dizayn etme gibi bir hakkımız yok.
– Kültür sanatta İstanbul'da durum ne?
İzmir'le kıyaslarsak kültür sanat imkanları burada daha fazla. 6 milyon sinema, tiyatro izleyicisi var. Sahne ve sinema sayısı oldukça iyi. Şehir tiyatroları en iyi dönemini yaşıyor.
– Tiyatroların özgürlüğü konusunda bazen eleştiriler, tepkiler oluyor.
Sanat ile siyaseti karıştıran yanlış yapar. Geçmişte, bizi solcu yapmak için tiyatroyu kullandılar. Gençliğin duygularını yanlış yere kanalize etmemek lazım.