"Benim PKK ile ne ilgim var?"
CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Karayalçın, 2004 yerel seçimlerinde oluşturdukları Güç Birliği'nin Diyarbakır'da düzenlediği mitingin propaganda malzemesi olarak kullanılmasını sert bir dille eleştirdi.
cumhuriyet.com.trCHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Karayalçın Kızılay esnafıyla bir araya geldiğı toplantıda yaptığı açıklamada, 2004 yerel seçimlerinde SHP'nin de içinde yer aldığı Güç Birliği'nin Diyarbakır'da düzenlediği mitingde Türkiye'nin birliği, bütünlüğü ve bölünmezliğine ilişkin konuşmasının Diyarbakırlılarca dakikalarca alkışlandığını hatırlattı.
Karayalçın, buradaki konuşmasının görüntülerinin kimi çevrelerce bazı karelerinin yan yana getirilerek, 'montaj' oyunlarıyla kaset haline getirildiğini ifade eden Karayalçın, şunları söyledi:
"Panik içinde bizim yönetime gelişimizin aklı sıra önünü kesmek için birtakım yalan haberleri kasetleştirmiş; birtakım fotoğrafları aklı sıra yan yana getirmiş bunları dağıtıyor, bunlardan medet umuyor. PKK şüphesi uyandıracak birtakım ifadeler kullanıyor. Ne ilgisi var. Ne bir akla gelen yanı vardır, ne bir gerçek yanı vardır; benim PKK ile ne gibi bir ilgim, ne gibi bir ilişkim olabilir?"
"Teröre Türk, Kürt hep birlikte karşı çıkmalıyız"
Karayalçın, "Törere karşı Kürt'ü ile Türk'ü ile tüm gücümüzle karşı çıkmamız gerekmektedir. Bizi birbirimizden koparmaya, ayırmaya çalışan her türlü örgüte karşı büyük bir birliktelik içinde direnmeliyiz; topraklarımıza, çocuklarımıza yapılan her türlü saldırıya karşı tüm gücümüzle yanıt vermeliyiz." dedi.
"Yüzbinler 'devletimiz tektir' çağrımı dakikalarca alkışladı"
2004 yılında Diyarbakır'da İstasyon Meydanı'nda yaptığı konuşmanın belgeli olduğunu kaydeden Karayalçın, şöyle dedi: "Orada, hayatımın bana göre en güzel, hayatımın bana göre en çekici, en doğru konuşmalarından birini yaptım; aklı sıra birileri bunu bir propaganda malzemesi olarak kullanmak istiyor. Benim Diyarbakır konuşmam naklen verildi, benim Diyarbakır konuşmam kasetlerle belgelendi. Kaseti masedi bir yana bırakarak söylüyorum, Diyarbakır'da yüz binlerce insanımıza 'devletimiz tektir, ulusumuz tümdür, yurdumuz bölünmez bir bütündür' dedim. Tıpkı burada olduğu gibi hiçbir fark yok Diyarbakır'da da yüz binlerce yurttaşımız bunu dakikalarca alkışladılar."
"Siyaset her şey değildir"
Karayalçın, terörle bağlantılı bu tür değerlendirmelerin birlik ve beraberliği zora sokacağını belirterek, "Siyaset her şey değildir, bu konu istismar edilebilecek bir konu değildir. Konu Türkiye'nin birliğiyse, konu Türkiye'nin bütünlüğüyse, konu Türkiye Devleti'nin üniter yapısıysa bir seçim ya da yerel seçimler, Ankara'nın seçimi, İstanbul'un seçimi bu büyük ülkünün yanında teferruat kalır.
O düzeye inmek istemiyorum ama mesele insanların doğdukları yer ise, eğer konu bunun istismarına kadar götürülebilmekteyse ben size 'Abdullah Öcalan ile aynı ilçede doğdum, Abdullah Öcalan ile aynı ilçeden' geliyorum demek durumunda değilim. Bunu demek durumunda olan birisi varsa O da çıksın söylesin. Ben Rize kökenliyim, Samsun doğumluyum.
Mesele DTP ile görüşüp görüşmemek ise, o zaman çıksınlar Sayın Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce DTP'ye yaptığı ziyareti açıklasınlar. Yine aynı şekilde Sayın Köksal Toptan'ın Meclis Başkanlığı'na seçilmeden önce DTP'ye yapmış olduğu ziyareti de açıklasınlar öyleyse." dedi.
Karayalçın, şunları kaydetti: "2006 yılında bu hükümetin, 2006 Nisan'ında Terörle Mücadele Yasası'nın bazı maddelerinin değiştirilmesine ilişkin yasa tasarısı hazırlandı, 2006 Nisan'ın da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunuldu. Bu yasa tasarısının 6'ncı maddesi bir defaya mahsus olmak üzere Abdullah Öcalan'ın affını öngörmekteydi. Bu bütün bakanların imzalamış oldukları bir tasarıdır. Eğer Melih Gökçek'in bu konuda içtenliği varsa, bu konuda bir şey biliyorsa, gitsin dönsün ve kendi partisinin, mensubu olduğu partinin hazırlamış olduğu bu yasa tasarısını anlatsın Ankaralılara."
"15 yılın hesabını vermekten kaçanlar"
Gökçek'in bölücülük yaptığını Ankara'lıları ayırdığını belirten Karayalçın, "Ankara'nın eski belediye başkanı olarak, onu da bir yana bırakarak; bir Ankaralı olarak sade bir Ankara hemşerisi olarak ben Ankaralıları böldürmem, Ankaralıların böldürülmesine izin vermem. 15 yılın yanlışlıklarının hesabını vermekten kaçan, kaçınan, canını o bağlamda kurtarmaya çalışan Melih Gökçek 19 günün kaldı, 19 gün sonra gideceksin." diye konuştu.
"Bu kaseti hazırlayanlar şerefsizdir"
Karayalçın, Etlik'te düzenlenen bir salon toplantısında da aynı konuya değinirken şöyle konuştu:
"Birileri günlerdir işi gücü bırakmış kaset montajına koyulmuş. Film stüdyosuna girmişler, stüdyoda günlerdir montaj yapıyorlar. Bir filmin bir karesini bir başka filmin bir başka karesini ya da karelerini bir araya getiriyorlar. Bir kişiyi resminden kesiyorlar bir başka kişinin resminin yanına yapıştırıyorlar, monte ediyorlar. Fakat bunu yapanların korkaklığını düşünün ki yaptıkları işin altına imzalarını atamıyorlar, adlarını yazamıyorlar; isimsiz, kolektif bir eser; isimsiz bir kaset, imzasız bir kaset; cesaret edemiyorlar. Çünkü adları yazılsa, imzaları atılsa mahkeme önünde, yargı önünde hesap verecekler. Korkaklıkları buradan belli. Aslında hemşerilerim korkaklar mı desem, yoksa daha açık bir şekilde, hak ettikleri şekilde şerefsizler mi desem; sevgili hemşerilerim bu olay şerefsizliktir."