'Benim adımı kullandılar'
Prof.Dr. Sevil Atasoy, İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinin fişlendiği raporun kapağına adının kimler tarafından yazıldığının bulunmasını istedi.
cumhuriyet.com.trErgenekon davasında, emekli orgeneral Hurşit Tolon’un savunma tanığı olarak dinlenmesini talep ettiği ve mahkemenin hakkında zorla getirilmesi kararı çıkarttığı Prof.Dr. Sevil Atasoy, bugün duruşmaya gelerek tanık olarak ifade verdi. Sevil Atasoy, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Enstitüsü’ndeki müdürlük süresinin uzatılmaması üzerine milletvekilinden bakana kadar birçok kişi ile görüştüğünü anlatarak “Tolon’u da görev süremin uzatılmaması konusunda bilgisini sormak için ziyaret ettim. Etrafımdaki herkese sordum” dedi. Atasoy, üzerinde kendi adı bulunan “akademisyenlerin irticacı, PKK yandaşı diye fişlendiği raporu” , kimin hazırladığını bilmediğini söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın bugün 251. duruşması yapıldı. 3.5 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan’ın da aralarında bulunduğu 40 tutuklu sanık katıldı. Prof. Dr. Sevil Atasoy, 2005 yılında haziran ayının ortalarında dönemin 1. Ordu Komutanı Hurşit Tolon’u, Adli Tıp Enstitüsü öğretim üyelerinden Doç.Dr. Ümit Sayın ile ziyaret ettiğini anlattı. Prof. Dr. Mesut Parlak’ın rektörlüğü döneminde Adli Tıp Enstitüsü Müdürlüğü’nun uzatılmadığını belirten Atasoy “Müdürlük görevi 3 yıl sürelerle uzatılır. Rektör, kadronun gençleştirilmek istendiği, benim yaşlı olduğuma ilişkin bir açıklama getirdi. Aynı dönemde Dışişleri Bakanlığı beni Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Kontrol Kurulu üyeliğine aday gösterdi ve 2005-2010 yılları arasında bu görevde bulundum. Yaşlanmış olsam bu göreve aday gösterilir miydim? Belki çocukça veya kadınca bir tepki ama görev süremin neden uzatılmadığını araştırdım” diye konuştu.
Atasoy, milletvekilleri, bakanlar ve daha birçok kişi ile bu konuyu konuştuğunu ifade ederek “Kimin teklif ettiğini bilmiyorum, ama birisi 1.Ordu Komutanı Hurşit Tolon’u da ziyaret etmemizi söyledi. Ümit Sayın randevu aldı ve haziran ayının ortalarında Tolon’u ziyaret ettik. Ben, görev süremin uzatılmamasının nedeni konusunda bilgisinin olup olmadığını sordum” dedi.
Kimin yazdığını bilmiyorum
Atasoy, Hurşit Tolon’a sunulan kapağında “Prof.Dr. Sevil Atasoy-Adli Tıp Kurumu Müdürü” yazılı 47 sayfalık, Adli Tıp Entitüsü öğretim üyelerine ilişkin “Kürtçü, irticacı, TSK aleyhtarı” şeklinde değerlendirmeler bulunan raporu kendisinin yazmadığını ifade ederek “Bu raporu ben yazmadım. Benim adımı raporun kapağına önemsenmesi için yazmış olabilirler. Basında yer alması üzerine haberim oldu. Büyük rahatsızlık duydum” dedi.
Atasoy, 1. Ergenekon davasında Prof.Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın müdahillik talebinin kabul edilmesine neden olan raporda ismi geçen bazı öğretim üyelerinin hakkında dava açtığını ve davanın sürmekte olduğunu kaydetti.
ATK’yi babam kurdu
Atasoy şöyle devam etti:
“Babam Prof.Dr. Şemsi Gök, Adli Tıp Kurumu kurdu ve geliştirilmesi için çok çalıştı. Adli Tıp Entisüsü’ne enstitü dışından hatta, yerini telefonla sorarak gelebilen birinin müdür olarak atanmasından rahatsızlık duydum. ‘Adli Tıp Kurumu’nda alternatif bir bilirkişi organizasyonuna gidiliyor’ şeklinde endişelerim oldu. Tolon’a bu endişelerimi de aktardım. Tolon ‘bu konuları yazarak getirin’ dedi.”
Entitüsü ve ATK arasındaki fark
Tutuklu sanık emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un sorusu üzerine Sevil Atasoy, “Ben size İstanbul Üniversitesi’ne bağlı Adli Tıp Enstitüsü ile Adli Tıp Kurumu arasındaki farkı açıkladım. Enstitü’nün otopsi ve hasta muayene yetkisinin olmadığını anlattım” diye konuştu.
Avukat İlkay Sezer, Atasoy’un bazı gazeteler verdiği röportajlardan bölümler okuyarak “Röportajınızda Ümit Sayın’ın size ‘Öyle bir rapor hazırladım ki küçük dilinizi yutacaksınız’ diye yazdığınızı anlatmışsınız. Bu raporu Ümit Sayın’ın mı yazdığını düşünüyorsunuz” diye sordu.
Atasoy “Hayır, raporu kimin yazdığını bilmiyorum. 47 sayfalık bu raporu bir insanın tek başına yazması mümkün değildir. Ama içimde kullanıldığıma dair bir infial uyanmıştı. Demek ki Tolon’a gitmemiz, sadece bana destek için değilmiş diye düşündüm” şeklinde konuştu.
Sedat Sami Haşıloğlu, “Bu rapor nedeniyle hakkınızda suç duyurusunda bulunulmuş. Sizin mağduriyetinize neden olmuş Ümit Sayın hakkında suç duyurusunda neden bulunmadınız” diye sordu. Atasoy ise “Raporun kapağına benim adımı Ümit Sayın mı yazmış, başkaları mı yazmış bilemiyorum. Ben mahkemede bunların bulunmasını istedim” diye konuştu.
Sedat Sami Haşıloğlu, Tolon’a sunulan rapora Kürtçülük, TSK aleyhtarlığı, irtica, kadrolaşma konularının geçtiğini belirterek “Ziyaretinizde Tolon ile bu konulardan konuştunuz mu” diye sordu. Atasoy, “Hayır, konuşmadık, ben zaman bu konularda bilgi sahibi değilim. Konuşmanın yüzde 60-70’i benim kişisel konumla ilgiliydi” diye cevap verdi. Haşıloğlu ise “Hurşit Tolon konuşulduğunu söylüyor” dedi.
Avukat Dilek Helvacı, tanıklık için gelmesine teşekkür ederek soracağı sorular nedeniyle önceden özür diledi. Sevil Atasoy ise “Beni tanık olarak çağırmadan önce etik olarak bana haber vermeniz gerekirdi. Bu konudan dolayı içim yanıyor, burada ne kadar rahatsız olduğumu anlatamam. Özür dileyerek söylüyorum. Denize düşen yılına sarılır. Ben etrafımda kim varsa herkese görev süremin neden uzatılmadığını sordum” dedi.
Avukat Dilek Helvacı ise müvekkilinin bu suçlamalar nedeniyle tutuklu bulunduğuna dikkat çekti.