'Ben yıktım, ben yaparım!'

1993'te Yeşilköy'deki Atatürk Havalimanı kavşağındaki "İstanbul" heykeli Aralık 2009'da kırılarak yok edilmiş, heykeltıraş Ümit Öztürk bu yüzden İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni dava etmişti. Şimdi yerine konulan heykel ise aslından büyük farklılıklar taşıyor. Üstelik heykeltıraşın kendisine değil de nedense inşaat şirketine yaptırıldı.

cumhuriyet.com.tr

1993’te Yeşilköy’deki Atatürk Havalimanı kavşağına yerleştirilen “İstanbul” heykeli, Aralık 2009’da beton kırıcılarla kırılarak yok edilmiş, 5 Ocak 2010 tarihli “İstanbul’un yerinde yeller esiyor” başlıklı haberimizde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Kadir Topbaş’la kısa bir görüşme yapan Mete Tapan aracılığıyla Ümit Öztürk’ün heykelinin yeniden yerine konulacağına ilişkin söz verdiğini duyurmuştuk.

Evet, “heykel” geçen günlerde gerçekten de yerine konuldu! Ama heykeltıraşına değil de müteahhit firmaya (!) yaptırılarak. Üstelik ilk baştaki gibi kavşağa değil, kavşağın sol tarafına yerleştirilerek. Ama asıl önemlisi, özgün heykel ile arasında büyük farklılıklar olması.

Öztürk, heykelin yıkımı dolayısıyla açtığı davanın devam ettiğini, yıkımın hesabı verilmeden yeniden yapmanın zaten her şekilde sorun olduğunu söylüyor. Öztürk konuyu şöyle değerlendiriyor: “Bu çalışmada alana sıkıştırma ve oldubittiye getirme var. Heykel, 2.5 mm. bronz plakalar ile yüzeye paslanmaz çelik vidalarla monte edilmişti, müteahhit ise demir metal sac kullanmış, kaynakla birleştirip gri boya ile boyamış. Benim bronz kullanıp eskitmemin nedeni, İstanbul’daki eski uygarlıklara bir göndermeydi. Bir de metal uzun yapılmış, betondaki bölüntüler farklı, bölüntülerin çok olması hem görsel anlamda hem de Asya ve Avrupa’yı simgeleyen beton elemanlarda şehirleri anlatmaktaydı. Benim heykeli o şekilde tasarlamam biraz alanın açıklığıyla da ilgiliydi, öyle bir mekân düşünülerek yapılmıştı, şu anda konulan mekâna göre değil.”

İstanbul Serbest Mimarlar Derneği Başkanı mimar Doğan Hasol bir heykelin yıkılıp yerine bir benzerini yapmanın saygısızlık olduğunu belirterek “Bir sanat yapıtında fikir hakları sanatçının kendisine aittir. O sanatçının, o heykeli yeniden yapması doğrudur. Burada telif haklarına saldırı söz konusu. Taklit söz konusu. Bir sanat yapıtını taklit etmenin haklılığı olamaz” derken gazetemiz yazarı Özgen Acar da “Bu olay sahteciliktir. Türk Ceza Yasası’na göre sahtecilik suçtur” diyor.

İBB’den gazetemize yapılan açıklamada ise heykelin aslına uygun olarak daha güzel bir yere yapıldığı belirtildi. Buna karşılık, heykeltıraş Öztürk de, inşaat şirketinden bir yetkilinin kendisini arayarak “Biz heykeli yıktık, projeyi getirin biz yapalım” dediğini belirterek “Yapıtın projesini maketten ölçü alarak yaptım, böyle bir proje çizim olarak yok yani, bazı basın organlarına yansıyan ‘projesine uygun olarak yaptık’ lafı yalan!” dedi.

1992’de Prof. Dr. Nurettin Sözen’in İBB Başkanı olduğu dönemde gerçekleştirilen “Açık Alanlara Üç Boyutlu Çağdaş Sanat Yapıtları Yerleştirme Etkinliği” kapsamındaki heykeller kentin çeşitli yerlerine yerleştirilmişti: Adem Yılmaz (Taksim Gezi Parkı), Ayşe Erkmen (Tünel), Rahmi Aksungur, (Maçka Parkı ),Vedat Somay, (Yenikapı), Işılar Kür, (Kadıköy), Mümtaz Işıngör, (Yıldız), Meriç Hızal, (Üsküdar), Ertuğ Atlı (Kabataş). Bu heykellerden bazıları tahrip edildi, kiminin yeri değiştirildi, kimileri de bakımsızlıktan yok olmak üzere.