Belçika ve Hırvatistan'ın sırrı ne?
Belçika ve Hırvatistan Dünya Kupası yarı finaline çıkarken, dünyanın birçok büyük futbol ülkesini geride bıraktı.
cumhuriyet.com.trVe bu iki küçük ülkenin başarısı, bu aşamaya gelen en küçük ülkeler olmalarıyla daha da büyük görünüyor.
Belçika finale çıkarsa, sadece 30 bin kilometrekareyle toprak büyüklüğü bakımından Dünya Kupası'nı alan en küçük ülke olabilir.
Sadece 4,1 milyon nüfusa sahip Hırvatistan da, Uruguay'ın 1930 ve 1950'deki başarısından sonra kupayı alan nüfusu en az ülke olma unvanını kazanabilir.
Belçika ve Hırvatistan'ın başarısı, "Ülke büyüdükçe yetenek havuzu ve sporda başarı ihtimali büyür" yönündeki genel kabule tamamen ters.
Uruguay dışındaki tüm eski Dünya Kupası şampiyonlarının çoğunun büyük nüfusları var. Brezilya 270 milyon, Almanya 83 milyon, Fransa 67 milyon, İtalya 60 milyon ve İngiltere 53 milyon kişilik nüfusa sahip.
Belçika ve Hırvatistan bu eğilime ters düşen başarılara imza attı ve bu ilk değil.
Daha çok çikolotası, birası ve patates kızartmasıyla ünlü olan Belçika 1986 Dünya Kupası'nda da yarı finale yükselmiş ve Maradonalı Arjantin'e boyun eğmişti.
Hırvatistan ise Fransa 1998'de yarı final yolunda Almanya'yı yenerek tüm dünyayı şaşırtmıştı. Bu Balkanlarda 1990'lı yıllarda yaşanan savaştan yeni çıkmış bir ülke için özellikle büyük bir zaferdi.
Nasıl başardılar?
Tabii ki, küçük ülkelerin spordaki başarısı daha önce görülmemiş bir şey değil.
Bunun başlıca örneklerinden biri, sadece 2,1 milyon nüfuslu Jamaika'nın altın madalyaları toplayan atleti Usain Bolt.
Ancak, futbol gibi takım sporlarında böyle bir başarıyı yakalamak çok daha zor.
Belçika ve Hırvatistan en iyi yeteneklerine odaklanıp, bunlardan en büyük faydayı sağlayarak başarılı oldu.
Belçika'da başarıyı getiren para ve futbolun çok popüler olması. Belçika, dünyanın en zengin 20 ülkesi arasında ve futbolu çok ciddiye alıyorlar.
Avrupa Birliği'nin verilerine göre Belçika'da 2010'da 17 bin futbol kulübü bulunuyor ve bunların 1,35 milyon lisanslı sporcusu var. Bu sayı, nüfusun yüzde 10'u demek.
Genç oyuncu yetiştirmek
1986 Dünya Kupası'ndaki yarı finalin 20 yıl ardından, Belçikalı yetkililer ülke genelinde genç yetenekleri geliştirme planını uygulamaya soktu.
Bu planın meyveleri Rusya'da Eden Hazard, Kevin De Bruyn ve Romel Lukaku gibi isimlerin temsil ettiği "altın oyuncu kuşağında" açıkça görülüyor.
Ailesi Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden olan Lukaku aynı zamanda, Belçikalı birinci ve ikinci kuşak göçmenlerindeki genç yetenekleri teşvik programının en görünür yüzü.
Finale çıkmak için Fransa'yla mücadele edecek takımda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Portekiz ve Kosova kökenli oyuncular var.
Hırvatistan ise Belçika'nın elindeki mali olanakların yakınından bile geçemese de, sportif başarı konusunda istikrarlı bir ülke.
Hırvatistan, 2016 Olimpiyatları'ndaki madalya sıralamasında 207 ülke arasında 17. oldu. Ev sahibi Brezilya ise 13. olmuştu.
Devlet yatırımı
Hırvatistan'daki başarının bir açıklaması, eski Yugoslavya döneminde spora yapılan yatırım ve iyi antrenörlerin yetişmesi.
Ülkenin eski teknik direktörlerinden Romeo Josak, "Futbol, hentbol, basketbol ve su topu gibi alanlarda çok iyi antrenörlerimiz var ve bu teknik gelişimimizde büyük rol oynuyor" dedi.
Hırvatistan'da lisanslı futbolcu sayısı da şaşırtıcı derecede yüksek.
Ülkede nüfusun yüzde 3'ü anlamına gelen 120 bin lisanslı futbolcu var.
Bu, oransal olarak lisanslı futbolcu sayısı nüfusun yüzde 1'inden biraz daha çoğunu oluşturan Brezilya'dan yüksek bir sayı.
Belçika ve Hırvatistan, çoğu futbol yıldızının büyük kulüplerde oynamasından da faydalanıyor.
Yıldız oyuncular
Belçika Milli Takımı'nın 11 oyuncusu İngiltere Premier Ligi'nde top koşturuyor.
Hırvatlar'ın en büyük yıldızı Luca Modric, Real Madrid ilk 11'inn değişmez isimlerinden ve son dört yılda üç kez Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırmış bir isim.
Ve her iki ülkenin 23 kişilik kadrosundan sadece ikisi kendi ülkelerinin liglerinde oynuyor.
Bu da, çok açık bir şekilde Hırvatistan ve Belçika'nın Dünya Kupası'ndaki başarısında en önemli nedenlerinden biri.