Bedduaları hep tutan aksi Fetiye Nene
"Her başarılı kadının arkasında bir denyo vardır" mesajlı köşesi İpeksi Dokunuşlar. Beddua ederek deşarj olan Fetiye Nene.Yeşilçam klasiklerini yorumladığı Sinemor. Bayan Yanı ve Leman çizeri İpek Özsüslü, karakterlerini ve kadın çizerlerin karikatür dünyasına katkılarını anlattı.
Sinem DönmezYanında "kilo vermeliyim" sohbeti yapılırken "benim çocukken hiç Barbie bebeğim olmadı o yüzden kilolarımla barışığım" diyen kadınların olduğu bir köşesi var İpek Özsüslü’nün. Zaman zaman kadın erkek ilişkilerinden dem vuruyor, zaman zaman Canan Karatay’dan. Bayan Yanı’nda Sinemor adındaki köşesini çiziyor. Sinemor’da Kartal Tibet, Hülya Koçyiğit ile bambaşka laflar ederken karşılaşıyorsunuz. Özsüslü, en çok kadınları çiziyor, zaman zaman taciz meselesini de anlatıyor, kadınlara dair önyargıları da, hükümetin aldığı kadın düşmanı kararları da.
BOL BOL GÖZLEM
Aslında ne çizmeliyim diye düşünerek başlamadım, bodoslama daldım. Dokuz yıldır çiziyorum. Sonradan fark ettim kadınlar ve ilişkiler üzerine yoğunlaştığımı. Bir çocuk olarak zaten bir ilişkinin içine doğuyoruz. Anne babamızı gözlemleyerek büyüyoruz, çevremde de hep çok kadın vardı büyürken. Kadınlarla beraber ilişkileri, sorunlarını bolca gözlemleme fırsatım oldu sanırım. Bu da işlerime yansıdı. Etrafımda da hep yaşıtlarımdan çok büyükler vardı. O yüzden bu konuları çok işleyince daha yaşlı bir kadın olduğum düşünülmüş, şaşırıyor insanlar yaşımı öğrenince. Çizdiğim yaşlı kadınlarda hep babaannemden izler var, mizahıma çok şey kattı.
BAŞARILI KADININ ARKASI!
Her başarılı kadının arkasında bir denyo olmasa da birçoğunun vardır. Baltalamak ve baskı altına almak isteyen bir koca, baba, sevgili ve onu ezip başaran kadınlar. İş dünyasında erkeğin kadına desteği, çalışmasına izin vermekle sınırlı kalıyor çoğu zaman.
KARATAY’I ÇİZMEK KEYİFLİ
Bayan Yanı'nda çizdiğim Fetiye Nene var. Huysuz ve tatlı bir ihtiyar. Beddua ederek deşarj oluyor ve bütün bedduaları tutuyor. Arada sırada çizdiğim Filizof diye bir kız var, felsefi takılan. Bir de köşemde sık sık çizdiğim ünlüler var onlar da zaman içinde tip haline dönüşüyorlar. Canan Karatay’ı çizmekten keyif alıyorum mesela.
KATİL AĞAÇTA YETİŞMİYOR
Başlangıçta çizdiklerimin politik olmadığına dair eleştiriler duyuyordum artık duymuyorum. Politik olmak bunu hayatın her alanına yaymayı gerektirir. Kadınlara da erkeklere de öğretilmiş önyargılar var. Aile bence çok önemli çünkü bu kadar kadın katili, tecavüzcü, katil, manyak ağaçta yetişmiyor. Hepsi bir aileden geldiler. Onlara kadınlar yanlış öğretildi, hayvan sevgisi aşılanmadı, yanlış rol modelleri vardı.
OKULLU HAMİLE KIZ
Kadın sorunları korkunç olayların sonucu olarak gündeme geliyor en çok. Özellikle kadın cinayetleri ve çocuk istismarı konularını çizerken zorlanıyorum. Örneğin liselilere doğum izni gündeme geldiğinde Bayan Yanı kapağı için çizdiğim okul üniformalı hamile kız çocuğu, çok rahatsız etmişti beni.
ERKEK BASKINLIĞINI KIRDIK
Kadınlar mizah dünyasında hep vardı hep de var olacaklar. Şimdi daha görünür oldu belki ama yeterli değil. Dünyada bile bu kadar azken Türkiye’de mizah alanında var olan kadın sayısı bence azımsanmayacak kadar çok. Bayan Yanı bu açıdan dünyada bir ilk. Çıktığından bu yana dünyanın çeşitli ülkelerinden gazeteler, televizyonlar duyup bizimle konuşmaya geldiler ve çok ilgi gösterdiler.
Selvi boylum al tasmalım
Sinemor’u başlangıçta tek bir hikâye olarak düşündüm ve Leman için çizilmişti. İlk çizdiğim film Selvi Boylum Al Yazmalım'dı (Selvi Boylum Al Tasmalım). Severim bu filmi birkaç kez de izlemiştim. Filmle ilgili komik detaylar buldum ve çizmeye karar verdim. Leman’da yayımlanmadı, o arada da Bayan Yanı çıktı. Editörümüz hikâyeyi beğenip çoğaltmamı isteyince ben de İpek’in 8 günü (Zeynep’in 8 günü) ve Bulaşık (Mayıs Sıkıntısı) diye iki film daha çizdim. Bayan Yanı’nda kullanıldı ve sevildi. Çoğunlukla Yeşilçam filmlerini çiziyorum. Ben kuşak olarak yetişemedim ama Yeşilçam filmlerine bu kadar hakim olmam insanları şaşırtıyor. Yanlış anlaşılmalarıyla, asla akmayan makyajları, bozulmayan saçlarıyla, aşırı gurur, son dakikacılık, naiflik ve bitmeyen kinayeleriyle Yeşilçam’ı seviyorum. Sinemor'un albümü çıktı bir yıl önce. Karikatüre ilk başladığımdan beri albümüm olmasını çok istiyordum. Şimdi bir karikatür albümü ve bağımsız hikâyelerimden bir albüm istiyorum. Bu dileklerimi evrene ve editörüme buradan göndermiş olayım.
Tarihte büyük aşklar
Tarihte Büyük Aşklar’ı ilk kez çizdim, devamı da olacak. İkon haline gelen çiftler de zaman zaman ilişki klişelerini yaşamışlardır bence. Onların ev halini göstermek istiyorum. Sartre kirli çoraplarını sağa sola fırlatmış, Simone de Beauvoir trip yapmıştır üzerine. Bu ikili 7/24 felsefe yapmadı herhalde. Böyle düşünmek komik geliyor.