Basın bilgilendirme toplantısı yapıldı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve beraberindeki heyet, medya mensuplarına yeni Anayasa paketiyle ilgili bilgi verdi...
cumhuriyet.com.trDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, gazete ve televizyonların temsilcilerine Anayasa değişikliği paketi hakkında İstanbul Swissotel'de bilgi verdi.
Önemli bir sürece girildiğini belirten Çiçek, en temel yasa olan Anayasa ile ilgili bir değişiklik söz konusu olduğunda bunun kamuoyunda tartışılmasının tabii ve zorunlu olduğunu söyledi.
Bu nedenle gazete ve televizyonların temsilcilerini bilgilendirmeyi uygun gördüklerini ifade eden Çiçek, taslağı sivil toplum örgütlerine de anlattıklarını ve anlatmaya devam ettiklerini kaydetti.
Çiçek, şöyle konuştu:
''Pazartesi günü taslak kamuoyuna açıklandıktan sonra şahsım ve arkadaşlarımız televizyonlarda yapılan tartışmaları takip ediyoruz, yazılanları okuyoruz. Bir kısım yazılar ve değerlendirmelerde taslağın bütünü görülemediği için mukayeseli olarak düzenlemelerin ne ifade ettiği ortaya konulamadığı için bazı eksik değerlendirmeler var. Eksik bilgiye dayalı tartışmalar da insanları zaman zaman yanlış sonuçlara götürebilir.''
Türkiye'nin her ülke gibi birçok sorunu olduğunu, bunlara ilaveten bir de Anayasa sorunu bulunduğunu belirten Çiçek, ''Türkiye, Anayasa sorunu yaşayan G-20 içindeki tek ülke olabilir. Türkiye'nin bir anayasası var ama daha hazırlanışından, yürürlüğe girdiği andan itibaren çok tartışmalı bir Anayasa. Anayasa sorunu varsa kaçınılmaz olarak Anayasal sorunlar da var demektir. Bugün karşılaşılan birçok sorunun temelinde bizatihi Anayasa'nın kendisi yatıyor. Algılamaya bakılırsa bu sorunlar iktidardan kaynaklanan sorun gibi gözüküyor. Eğer sorun iktidardan kaynaklanıyorsa o gider, başkası gelir bu sorunlar da ortadan kalkar. Tam tersi Türkiye'deki sorunun en temel kaynağı bizatihi Anayasa'nın kendisidir, böylesine sorunlu bir Anayasa ile Türkiye, devlet çarkını döndürmeye, hayatını tanzim etmeye çalışmaktadır.''
Toplumun beklentileri
Çiçek, bu nedenlerle Türkiye'de 1982 yılından bu yana hep itirazlar olduğunu belirterek, bu itirazlar ve tartışmalar hakkında bilgi verdi.
Çeşitli sivil toplum örgütlerinin, sendikaların, siyasi partilerin hatta bir vatandaşın Anayasa taslağı hazırladığını anlatan Çiçek, şöyle konuştu:
''Gelinen noktada herkesin değişmesini arzu ettiği bir Anayasa ile Türkiye siyasi hayatını sürdürmeye devam ediyor. Böyle bir Anayasa değişikliği toplumun her kesiminden bir toplumsal talep haline geldiğine göre acaba bu Anayasa'da aksayan yönler neler? 50 gerekçe sayabiliriz ama en azından bir iki konu önem arz ediyor. Anayasa bir toplumun kendi devletinden beklentilerinin bir temel metne yansımasından ibarettir. Toplumun beklentileri de Anayasaların yapıldığı dönemin konjonktürüne göre değişmektedir. Genel düzenlemelerin yanında o günün şartları, icabı neyi gerektiriyorsa Anayasaya yansır.
2010 Türkiyesinde güvenliği öne alan ve öncelik veren bir Anayasa günümüz şartlarına uymuyor. Anayasa'nın felsefesi günümüz şartlarına uymuyor. Çünkü bu Anayasa'nın felsefesine baktığımızda bireyi devlet için var kabul eden ve düzenlemelerini buna göre yapan bir Anayasa var. Günümüz dünyasında devlet, fert içindir. Kurumlar arası ilişkiler açısından günümüz şartlarına uymayan yanı var. Gerek erklerin kendi arasında, gerekse her erkin kendi içindeki kurumsal yapıları arasında bir çatışma, 1982'den bu yana gündemde kalmaya ve bir Anayasal sorun olarak karşımıza çıkmaya devam ediyor. Onun için bu Anayasanın değişmesi gerekiyor.''
Uzlaşı arayışı
Çiçek, bir Anayasa ihtiyacı zaruri hale gelince 2007 seçimlerine yeni Anayasa vaadiyle gittiklerini, yeni bir Anayasa hazırladıklarını ve kamuoyu ile paylaştıklarını anlattı.
O dönemde parti olarak taslak hazırlayamayacakları yönünde eleştiriler aldıklarını, konuyu meclise taşıdıklarını kaydeden Çiçek, kendilerinin uzlaşma komisyonuna üye gönderdiklerini, ancak anamuhalefet partisinin yanaşmadığını anımsattı.
''Anayasa metni, temel metin olması hesabıyla uzlaşma ile çıkarılsın'' denildiğini belirten Çiçek, ''Biz uzlaşmayı arıyoruz ve yarın da aramaya devam edeceğiz. Her dönemde yüzde 100 uzlaşmayla bir yasa çıkarmak, Anayasa yapmak mümkün olmadığı zaman da sonuçta farklılıkları herkes tartışacak, konuşacak ve kararı millete götürmek gerekecektir'' dedi.
Bir taslak metni tartışmaya açtıklarını anımsatan Çiçek, şöyle konuştu:
''Bu bir taslak metindir. Taslak metin ifadesini özellikle arz etmek istiyoruz. Biz bir teklif verip, bunu tebliğ etmek, içeriğini kamuoyuna bildirmek gibi bir çabanın içerisinde değiliz, halen arayış içerisindeyiz. Keşke beş madde dışında tamamını değiştirme imkanımız olsa doğrusu odur. Aradan geçen süre içinde yapılan 15-16 civarındaki değişiklik Anayasa'nın bütünlüğünü ve dengesini bozdu. 1993'de yapıldığı gibi tümden yenileme imkanı gözükmüyor. Tercihimiz o istikamettedir. Belli sayıdaki değişikliğe bile bazı partiler 'başka zaman' diyor. Milleti, bu kadar sırtındaki ağır yükü 2-3 sene daha taşımaya mecbur etmek doğru değil. Artık bugün herkes kabul ediyor, TBMM yetkilidir. Asli kurucu, tali kurucu iktidar tartışmaları yapıldı, bunlar geride kaldı. Ayrı bir kurucu meclis ihtiyacı artık dillendirilen konular değil.
Bu meclis, bu değişikliği yapacak hem anayasal yetkiye sahiptir hem de liyakate, ehliyete sahiptir. Böyle bir imkan varken bunu 2-3 sene sonraya bırakmak yanlıştır. Her değişiklikte mazeretler ileri sürüldüğüne göre sonraki yıllarda da başka mazeretlerin olmayacağı garanti edilemez. Başka mazeretler öne sürenler olabilir, suyu yokuşa sürmek isteyenler olabilir''
Toplantıya, aralarında Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Hilmi Bengi'nin de aralarında bulunduğu yaklaşık 50'ye yakın gazete, televizyon ve ajans temsilcisi katıldı.
"Gelecek teklifleri değerlendireceğiz"
Toplantı sonunda gazetecilere açıklamada bulunan Çiçek, Anayasa değişikliği taslağının kamuoyu bilgisine açıldığını belirterek, bu kapsamda siyasi partileri, meslek örgütlerini ve sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ettiklerini, yarın ve cuma günü de ziyaretlerin devam edeceğini söyledi.
Tartışmalarda vatandaşın doğru bilgi sahibi olması ve değerlendirmelerini sağlıklı yapabilmesi açısından basın mensuplarına ve yöneticilerine bilgi sunmayı tercih ettiklerini anlatan Çiçek, önemli bir katılımın olduğu toplantının faydalı geçtiğini kaydetti.
Çiçek, toplantıda taslağın içeriğiyle ilgili bilgi sunduklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
''Biz doğru bilgiyi verelim, yorum kendilerine aittir. Verilen katkılardan önemli ölçüde istifade ettik. Bunu bir nezaket cümlesi olarak da söylemiyorum. Kendi taslağımızı bu eleştirilerin, soruların, katkıların ışığında değerlendireceğiz ve bu arayışın içinde olarak kuruluşları ziyaret ediyoruz. İstiyoruz ki, metin, ilave, katkı ve değişiklikler en iyi noktaya getirilsin. Arkadaşlarımız yayınları takip ediyor, televizyonlardaki açık oturum ve mülakatlar takip ediliyor, önümüzdeki günlerde en son şeklini verip, fazla da geciktirmeden bu konuyu TBMM'ye teklif olarak sunmayı düşünüyoruz.''
Çiçek, bir gazetecinin ''Öneriler doğrultusunda bir değişiklik gündeme gelebilir mi?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Henüz somut olarak bize intikal eden bir husus yok. Yapılan açıklamalar daha çok siyasi açıklamalar, teklif niteliğinde açıklamalar değil. Bizim beklentimiz, teklif niteliğindedir. Ortada hukuki bir düzenleme vardır. Çünkü Anayasanın siyasal yönü olsa da özü itibariyle bir hukuki düzenlemedir. Hukuki düzenlemenin hukuk çerçevesinde, hukuk kavramlarıyla, hukuki dayanaklarıyla ortaya koyup tartışmak yerine alışageldiğimiz ve en kolay ve çabuk yaptığımız, bir türlü de yeteri kadar da faydasını göremediğimiz bir siyasi zeminde bunu tartışırsak faydalı olmaz. Bizim beklentimiz bu manadadır. Şu ana kadar meslek örgütlerimiz siyasi partilere nazaran daha önde görünüyor. Onlar bu taslakta 'Şu maddeler de olsa daha iyi olur' diye düşüncelerini ifade ediyorlar. Bir hukuki düzenleme yapılırken, siyaset söylemi saygı değerdir, ama hukuki teklifler bu metne daha fazla katkı sağlar.''
Bir gazetecinin Anayasa metninin referanduma sunulması halinde tümünün değil, madde madde oylanması yönünde bir öneri bulunduğunu anımsatarak, bu yönde bir değişiklik düşünüp düşünmediklerini sorması üzerine Çelik, ''Bunlar söylenebilir, daha o noktaya gelmedik. Bu bize değil, TBMM'ye ait bir yetkidir. Meclise ait yetkiyle ilgili bir şey söylemem'' dedi.
Çiçek, ''Paketin yetersiz olduğu yönünde de eleştiriler var. Bunlara katılıyor musunuz?'' sorusuna şu karşılığı verdi:
''Biz de katılıyoruz. Aslında parti olarak ve kişisel olarak da görüşümüz, beş madde dışında yepyeni bir Anayasanın yapılmasıdır. Biz çıtayı öyle koymuştuk. Geçmişe bakıldığında yeni bir Anayasa talebi sadece bizim talebimiz değil. Birçok meslek örgütünün ve siyasi partinin de talebi. Bu taslağa karşı olumsuz tavır içerisinde olan siyasi partilerin de böyle bir talebi, metinleri var, ama bir polemik konusu olsun istemediğim için böyle yanıt veriyorum. Çıtayı böyle çıkardığımızda getirilen her teklif tabiatıyla eksiktir. Gelebilecek teklifleri de değerlendireceğiz, muhtemeldir ki, madde sayısı biraz daha artabilir.''
Bir gazetecinin ''Taslağa türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin bir madde de eklenebilecek mi?'' sorusu üzerine Çiçek, ''Mevcut metinde ne varsa onun üzerinden gidiyoruz'' dedi.
Dokunulmazlık
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Çiçek, ''Dokunulmazlık konusu da metne dahil edilip sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılabilir mi?'' sorusu üzerine şunları söyledi:
''Eğer konu, dokunulmazlık olarak düşünülecekse, bu başlı başına bir düzenlemeyi gerektirir. Bununla ilgili geçmişte yapılan açıklamalar var. Dokunulmazlık aslında Anayasal ifadesiyle yasama sorumsuzluğudur. Dokunulmazlık dediğimiz dışarıdan bir algılamadır. Dokunulmaz dediğiniz kişilerin de dokunulmadık yanı da kalmamıştır, onu da ifade edeyim. Hep milletvekilleri gündeme gelir. Geçen dönem mecliste olanların yarıdan fazlası bu dönem parlamentoda yoktur. 2002 seçimlerine baktığınızda 550 kişilik parlamentodan neredeyse 490 tanesinin dokunulmazlığı yoktur. Millet seçmemiştir ya da seçilememiştir ya da aday olmamıştır. Bunlarla ilgili yargı gereğini yapıyor.
Ancak Anayasanın kendi içinde bir dengesi var. Dokunulmazlık konusu denilen konu, bir soruşturma ayrıcalığıdır. Bu soruşturma ayrıcalığı sadece yasama organı mensuplarında değil, yürütme organında da var, yargıda da var. Bunun tümünü birden ele almak gerekecektir. Bu safhada sadece yasama organı ile ilgili talep dışında 'Yürütme ve yargınınkini de düzenleyelim' tarzında bir talep hiçbir yerden gelmiyor. Biz şimdi ortak noktaları bularak bir düzenleme yapmaya çalışıyoruz. Onun için mevcut metne de bunları koymadık.''
Çiçek, Anayasa değişiklik taslağının hazırlanış sürecine ilişkin yöneltilen bir soru üzerine, ''Bizim teklifimizin ortak noktası temel hak ve özgürlükler ile demokratik standardı yükseltmeyle alakalıdır'' dedi.
Bir gazetecinin ''Yüksek yargı başkanları 'bu değişiklik tasarıları Anayasa'ya aykırı' diyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın da bazı değerlendirmeleri oldu, bazı uyarılar geldi. Bu konunun yüksek mahkemeye götürülmesi girişimi olursa ve yüksek mahkeme bunu durdurursa ne yapacaksınız?'' sorusu üzerine Çiçek, şunları kaydetti:
''Bir konu Anayasa Mahkemesine götürülebilecek endişesi ile bir şey yapmayacak, kararımızı buna göre vereceksek Türkiye'de hiçbir şey yapılamaz. Taslağın Anayasa'ya aykırı olduğu yönünde sadece bir iki yerden gelen düşünce var. Onu da saygıyla karşılarız, bir defa daha gözden geçiririz, bakarız ama bir yandan 'bu taslak AB normlarına uymuyor' diye beğenmeyenler varken taslağı yeterli bulmayıp daha ileri düzenleme isteyenler var. Biz yaptığımız düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olmadığını düşünüyoruz.''
Çiçek, Anayasa değişikliklerinin esas itibarıyla bir şekli denetim olduğunu vurgulayarak, ''Elbette 184 imzayla göndereceğiz, elbette en az 48 saat arayla Meclis'te değerlendirmesi yapılacak ve tabii 330 ve yukarı oy alırsa yasalaşacak'' şeklinde konuştu. Çiçek, bu metinlerdeki düzenlemelerin önemli kısmının daha önce hazırlanmış Anayasa taslağı metinlerinde de görülebileceğine dikkat çekti.
Adalet Bakanı Ergin de Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in taslağın Anayasa'ya aykırı olduğunu söylediğini hatırlatarak, ''Biz de metni eleştirileri almak üzere görücüye çıkarttık. Varsa bir yerde yanlışımız düzeltelim istedik ama Sayın Başkan Anayasa'nın hangi maddesine aykırı olduğunu da söylerse seve seve biz ondan istifade eder, o aykırılığını giderilmesi için de gayret sarf ederiz'' diye konuştu.
Parti kapatma
''Bu taslakta parti kapatmaya Meclis onayı getiriliyor. Yargı, yasamanın denetimi ya da yetkisi altına alınıyor gibi bir durum çıkıyor. Bunun örneği var mı? Pakette barajın düşürülmesi konusunun yer almamasının sebebi var mı?'' sorusu üzerine Ergin, valiliğin özel kaleminin İl Özel İdare Kurulunun izin vermemesi halinde yargılanamayacağını anımsattı.
Ergin, bir milletvekilinin parlamentonun izin vermemesi halinde yargıya götürülemeyeceğini, yine aynı şekilde bir yargı mensubunun idari kurulların verdiği izinler olmadan yargılanamayacağını hatırlatarak, bunların zaten var olduğunu, erkler arası bir çatışma olarak yorumlanmadığını kaydetti. Aynı soru üzerine Cemil Çiçek de parti kapatmaların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında ''istisnanın istisnası'' olarak zikredildiğini vurguladı.
Parti kapatmaların Türkiye açısından istikrarı bozucu bir niteliği de olduğuna işaret eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kaldı ki parti kapatma bir tüzel kişinin idamıdır. Anayasamızda gerçek kişilerin idam edilmesini kaldırdık ama tüzel kişilerin idamını adeta olağan hale getirdik. Hiç olmazsa bunu asgariye indirebilelim düşüncesindeyiz. Aslında bu metin tam da bizim düşüncemizi yansıtmıyor. Daha da ileri bir düzenleme yapılabilirdi. Parti kapatma sebeplerine dokunmadık. Bunun da sebebi şu, orada başka türlü tartışma olacaktı. Maalesef hukuki bir düzenlemeyi siyasette polemik yapmak gibi bir geleneğimiz var.''
Çiçek, bir iktidar partisinin kapatılmasının hukuki açıdan hiçbir dayanağı olmadığını belirterek, çünkü iktidar partisinin her türlü işleminin idari yargı denetimine, yasama tasarruflarının da Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi olduğunu belirtti.
Çiçek, ''Yüksek Askeri Şura kararları dahil hepsini yargıya açıyoruz zaten. Biz kendimizden endişe duyarak bir düzenleme yapmadık'' dedi.
Meclis içi muhalefetten pozitif bir katkı beklediklerini ancak bunu göremediklerini dile getiren Çiçek, Anayasa'ya aykırılık iddialarının önemsediklerini, bunu değerlendireceklerini ancak konunun başka tarafa çekilmesini doğru bulmadıklarını bildirdi.
''Madde sayısı artabilir"
Üç gündür yeni Anayasa taslağını değişik kesimlerle görüştüklerini, genelde taslağın yazılış tarzının değil, içeriğinin eksik bulunduğunu anlatan Çiçek, ''Anayasa'da değiştirilecek madde sayısı 23'den ibaret değil. Bizim düşüncemiz tepeden tırnağa 5 madde dışında değişiklik ama mevcut politik şartlar sınırlı sayıda madde değişiklikliğine izin veriyor'' dedi.
Çiçek, TOBB ve sendikalardan gelecek öneriler ve eleştirilerle madde sayısını artırma imkanı olabileceğini vurgulayarak, görüşmelerin süreceğini belirtti.
HSYK'nin yapısı
''Yeni tasarıda Anayasa Mahkemesi üyelerinin 19 kişiden oluşması öneriliyor. CHP Genel Başkanı Baykal'ın da dediği gibi hukukçu olmayan lehine denge oluşturur mu? HSYK üyelerine bin 500 lira ek maaş sağlayacak düzenleme konulmuş taslağa. Bunun mantığı ne?'' sorusu üzerine Ergin, şu anda kürsü hakimlerinden HSYK içerisinde temsil edilen olmadığını ifade ederek, 10 tane birinci sınıfa ayrılmış hakim ve savcının da kurulda görev yapmasını öngördüklerini söyledi. Ergin, ''Bunlar taşradan çıkıp gelecek. Belki Adana, Trabzon veya Erzurum hakimidir. Gelip dört yıl kalıp dönecekleri için bu görevi yaptıkları süre içinde ilave ücret öngörülmüştür'' dedi.
Anayasa Mahkemesi veya HSYK içinde farklı meslek gruplarından üye bulunmasının gelişmiş demokrasilerde yaygın bir uygulama olduğuna işaret eden Ergin, bunun çeşitliliği sağlayacağını kaydetti.
Ergin, ''Anayasa Mahkemesi üyelerinin tek bir meslek grubundan olması özellikle istenmiyor, dünyada da böyle'' diye konuştu. Ergin, Anayasa Mahkemesine üye olarak seçilmesi öngörülen iki kişinin, ''herhangi iki kişi değil, yüksek öğrenim görmüş, kendi alanında temayüz etmiş iki vatandaş olacağını'' bildirdi.
''Çocuk hakları ilk defa Anayasamıza konuldu"
''Paketin 4. maddesi 'devlet çocuk istismarı, cinsellik ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır' ifadesindeki 'cinsellik' sözcüğü muğlak olarak yorumlanıyor. Hukukçular bu sözcükten yola çıkılarak flört ve internet sitelerinin yasaklanmasının söz konusu olabileceğini söylüyor. Bu konuda neler diyeceksiniz?'' sorusuna AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, şu yanıtı verdi:
''Anayasanın 41. maddesi genel başlığıyla beraber değiştirildi ve çocuk hakları ilk defa Anayasamıza konuldu. O da Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi'nden tercüme edilerek, Anayasamıza uyarlanarak, daha önceki çalışmalardan da istifade edilerek oraya yansıtıldı. 'Devlet, çocukların şiddet ve cinsellikle ilgili konularda gerekli tedbirleri alır' ifadesinde esasında bizim düşüncemiz cinsellik konusu değildi, cinsel istismar konusuydu. O eleştiriler haklı eleştiriler. Bu taslağı sunarken o eleştiriler doğrultusunda onu yeniden şekillendirilecek. Eleştiri doğru bir eleştiri, onu düzelteceğiz.''
Anayasa Mahkemesi üyelerinin değişik mesleklerden seçilmesinin doğal olduğunu belirten Çiçek, ''Anayasa mahkemeleri klasik anlamda bir yargı kurumu değil, bir konseydir'' dedi.
''Bu metin, bir uzlaşı metnidir. Biz yüzde 100 kendi düşüncemizi buraya koymadık'' diyen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İşte ortak model AB modeli. Orada bile bazı tereddütler oluyor. Bu da şunu gösteriyor. Bu ülkede Anayasa yapmak bu binayı yerinden oynatmaktan daha zor. Onun için 1982'den beri bu arızalı araba ile Türkiye yoluna devam ediyor. Bir türlü yerimizi değiştiremiyoruz.''
Cemil Çiçek, ''Genel seçimler ile referandum birlikte yapılır mı?'' sorusunu da genel seçimlerin 17 Temmuz 2011'de yapılacağını anımsatarak, ''Biz Anayasa değişikliği teklifini TBMM'ye sunacağız. Yasalaşma süreci 60 gün. Yani arada an az bir sene var'' diye yanıtladı.
Çiçek, ''Anayasa değişikliği aceleye mi getirildi?'' sorusu üzerine de ''Bunun neresi acele? Anayasa değişikliği konusu 28 yıldır konuşuluyor, üzerinde yazılıyor'' dedi.