Başbuğ: 10 dakika nasıl 2 saat oldu?

Ergenekon davasından 1 yılı aşkın süredir Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan emekli Orgeneral İlker Başbuğ, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "sanıkların konuşma süreleri" listesine tepki gösterdi.

cumhuriyet.com.tr

Ergenekon davasından 1 yılı aşkın süredir Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan emekli Orgeneral İlker Başbuğ, duruşmada neden savunma yapmadığına ilişkin konuşmasının en fazla 10 dakika sürdüğünü ifade ederek “Mahkeme tarafından 2 saat 18 dakika konuşma yapıldığının ileri sürülmesini anlamak mümkün değildir” dedi.

Orgeneral İlker Başbuğ’un “Meşruiyetini Yitiren Mahkemeler” başlıklı bir yazısı dün sosyal paylaşım sitesi twitter’daki hesabından ve www.ilkerbasbug.com.tr adresli web sitesinde yayınlandı. Başbuğ, yazısına geçen günlerde basında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan bir çizelgeye dayanarak, “mahkemede 2 saat 18 dakika konuştuğu ve savunma yaptığı” şeklinde bir haber yayınlandığına dikkat çekerek başladı.

Başbuğ şöyle devam etti: “Kimsenin bu haberi sorgulamaması üzerine, bu konuya bir açıklık getirilmesinin uygun olacağını düşündüm. Bugüne kadar geçen sürede, sadece 27 Mart 2012 günü yapılan duruşmada konuştum. Konuşmanın amacı da neden mahkemede savunma yapmayacağımı açıklamaktı. Bu konuşma, duruşma tutanaklarında 1.5 sayfayı kapsamaktadır. Okunması da olsa, olsa en fazla 10 dakika sürmüş olabilir”

 

Duruşmadaki beyanları

Duruşmasındaki konuşmasında şunları söylediğini aktardı: “Bana ‘terör örgütü yöneticisi’ diyenlere şaşarım. Bu suçlama hiçbir zaman kişisel bir suçlama olarak kabul edilemez. Şahsım üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yöneltilen ağır bir suçlamadır. Bu suçlama aynı zamanda siyaseten devletimize de yöneltilen son derece ağır ve haksız bir ithamdır”

 

Tarih affetmeyecek

Başbuğ internet adreslerinde yayınlanan yazısında, duruşmasındaki şu ifadelerine de yer verdi: “Bugün, burada savunma yapmayacağım ve hiçbir soruya da cevap vermeyeceğim. Türk ordusunun üniformasını onur ve gururla taşıdığım 53 yıl boyunca, vatanıma, milletime, devletime ve orduma sadakatle hizmet ettim. Aksini iddia edenleri bugün benim, yarın ise tarihin affetmeyeceğine inanıyorum”

 

10 dakika sürdü

Başbuğ mahkemenin konuşma süresiyle ilgili çalışmasına şu tepkiyi gösterdi: “Konuşmam 10 dakika sürdü ise geriye kalan 2 saat 8 dakikada ne oldu? Bu süre, Mahkeme Başkanı’nın savcılık sorgu tutanağını okuması ve kamuoyunda büyük tartışmalara ve tepkilere neden olan, iddianamede olmayan, bazı soruların tarafıma yöneltilmesi ile geçmiştir. Yöneltilen bu sorulara da cevap verilmemiştir. Hal böyle iken, Mahkeme tarafından 2 saat 18 dakika konuşma yapıldığının ileri sürülmesini anlamak mümkün değildir.”

 

Mızrak çuvala girmiyor

Başbuğ, isim vermeden Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın CNN Türk’te 28 Şubat günü “Ankara Günlüğü” programındaki sözlerine dikkat çektiği yazısında şöyle devam etti: “27 Mart 2012 günü bütün gücümle isyan ettiğim durum, her geçen gün herkes tarafından da açıkça görülmekte ve anlaşılmaktadır. Silivri’de yaşanan hukuk cinayetleri o kadar büyük boyuta ulaşmıştır ki, artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Bunun son örneği de darbe iddialarının mağduru durumunda olan hükümetin bir üyesinin yapmış olduğu bir konuşmada söylediği şu sözlerde görülmektedir. ‘Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ’un terör örgütü üyesi olarak nitelendirilmesi, bu davaların meşruiyetine gölge düşürmüştür’ Bu cümle önemlidir ve çok anlamlıdır.”

 

Tarihi görev ve sorumluluk

“Meşru sözcüğü esas itibarıyla yasallık anlamına gelmektedir” diyen Başbuğ yazısını şu ifadelerle tamamladı: “Ancak, aynı zamanda toplumun kabul etmesi, benimsemesi ve desteklemesi anlamlarını da taşımaktadır. Hem bu mahkemelerin Türk milleti adına yargı yetkisini kullandığını söylemek, hem de aynı mahkemelerin Türk milletinin gözündeki meşruiyetini yitirdiğini ileri sürmek, ülkedeki çok şeyin tükenme noktasına gelmekte olduğu anlamına gelir. Umarız, elde kalan mevcut zaman tükenmeden, yetkili ve sorumlu makamlar, üzerlerine düşen tarihi görev ve sorumlu makamlar, üzerlerine düşen tarihi görev ve sorumlulukları gecikmeden yerine getirirler.”