'Başbakan'ın yol arkadaşları, Öcalan'dır, Kandil'dir'
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ''Başbakan'ın yol arkadaşları, yol haritasının mimarları millet değil, Öcalan'dır, Kandil'dir, İmralı'dır'' dedi.
cumhuriyet.com.trMHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün grup toplantısında MHP ile ilgili yaptığı eleştirilere değindi. Başbakan'ın MHP için ''yavru muhalefet'' nitelendirmesinde bulunduğunu ve MHP Genel Başkanı Bahçeli için ''tavsiyesine ihtiyacımız yok'' dediğini anımsatan Vural, ''MHP'ye dil uzatan Sayın Başbakan'a hatırlatıyorum ki biz Allah'a şükür 44 yıllık fikir ve siyaset namusumuzu koruyarak, milletin sinesinden çıktık ve milletin sinesinde siyaset yapıyoruz. Şeref ve haysiyetimizi nutukların malzemesi yapıp kürsülerde bırakıp gidenlerden Allah'a şükür hiç olmadık. Önce sen bir aynaya bak kendine, sen kimin yavrususun, sen kimin eş başkanısın, bir ona cevap ver'' ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan'ın MHP'nin tavsiyeleri yerine ''siyasal Kürtçülerin tavsiyelerini dile getirdiğini'' iddia eden Vural, şöyle devam etti: ''AKP'nin sözcüleri Leyla Zana'nın Başbakan'a övgülerinden iştiyakla bahsetmekte, Zana'yı akil kadın olarak görmekte, Şivan Perver'i Mevlana olarak karşılamakta, federasyoncu Kemal Burkay'ı mihmandar olarak kabul etmekte, Öcalan'ın yol haritasını adım adım uygulamaktadır. Senin tavsiye aldığın, vatanseverler olabilir mi? Mihmandarların, tavsiye aldıkların olsa olsa Oslo'da masada oturduklarındır. Bugün Başbakan'ın yol arkadaşları, yol haritasının mimarları millet değil, Öcalan'dır, Kandil'dir, İmralı'dır. Şimdi görevden aldığı İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, 'ben birilerinin işine çomak soktum, birilerinin oyununu bozdum, bu adamı bozun diyerek talimat verildi' diye söylüyor. Ey Sayın Başbakan, bu talimat size mi ulaştı? Talimat nereden geldi? İmralı'dan mı, Erbil'den mi, Kandil'den mi? Bugün artık AKP ve BDP koalisyonu Meclis'te ana dilde savunma adı altında milletimizin dilini değiştirmek için ortak kanun tasarısı hazırlıyor, bir de istemediği bakanların da görevden alınmasını sağlayabiliyorsa, AKP'ye oy veren kardeşlerimin bu gelinen tablodan ibret alması gerektiği gayet açık ve net. Bugün bir İçişleri Bakanı, İmralı ile yapılan müzakereler sonucunda görevden alınıyorsa, milletin bunu bilme hakkı vardır. Anlaşılan o ki İdris Naim Şahin terörle, bölücülükle mücadele konusunda ortaya koyduğu tavrın kurbanı olmuştur. İmralı, Kandil için kurban edilmiş olduğu gözükmektedir.''
'Milleti götürüyorsun bir kıyamete'
Başbakan Erdoğan'ın ''kendi göbeğimizi kendimiz keseriz'' dediğini ifade eden Vural, ''Göbek bağı İmralı'da sanki. Onun muhatabı artık İmralı. MHP'ye dil uzatıyor, ona gül veriyor.'' dedi. Vural, Başbakan Erdoğan'ın MHP'nin milliyetçilikle ilgili ifadelerine yönelik rahatsızlık içinde olduğunu öne sürerek, şöyle konuştu: ''Ne demiş Sayın Genel Başkanım, 'bu milletin adı Türk milletidir demiş. Niye rahatsız oluyorsun? Bu milletin adı Türk milleti, bayrağımız da ay yıldızlı Türk bayrağı. Ne yapacaksın? 'Türkiyeli bayrağı' mı yapacaksın? Kafalarında bu da var. Millet millet diyor da ne milleti, milletin adını bir söyle. Cumhurbaşkanlığı forsu, ne yapacaksın? Irkçı diye Türk bayrağının ismini mi değiştireceksin? Sen Türk'ün ne olduğunu bilmiyorsun bir kere, bihabersin. Türk kelimesini ırkçılığa, etnik kimliğe indirgeyerek, bu milletin ortak kimliğini yok etmek isteyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Şu anda halihazırda yapılmış 26 ülkede 58 Türk Şehitliği var. Ne yapacaksın? Şehitliklerin ismini mi değiştireceksin? Kendine gel. Binmişsin bir fitne fesat alametine, milleti götürüyorsun bir kıyamete. Tarih bizi böyle yazmış. Muhammed İkbal Peygamber Efendimiz'i rüyasında gördüğü zaman, elindeki şişeyi görüp 'ne getirdin bana, ne güzel kokuyor' dediği zaman, 'sana Çanakkale'de, Trablusgarb'da şehit olan Türk askerlerinin kanını getirdim' diyor. Ne yapacaksın? İnsaf, yeter artık. Kalkmış bir de şehitliklerden bahsediyor. Bunlar Türk askeri. İster Diyarbakırlı olsun, ister Bağdatlı olsun, ister Bosna Hersekli olsun; bunlar Türk askeri. Sayın Başbakan 'Türk' demek, 'Anadolu'nun Müslümanlaşması' demek. 'Türk' demek, 'Haçlılara karşı savaşan Kılıç Arslan' demektir. 'Diyojen'i Malazgirt'te yerle bir eden, bu toprakları vatan yapan Alparslan' demektir. 'Niğbolu' demektir, 'Kosova' demektir, 'Varna' demektir, 'İstanbul'un fethi' demektir, 'Çanakkale' demektir, 'Sakarya' demektir."
'Türkiye bir home ofis değil'
Türk milletini milli kimliğinden ayırmak isteyen zihniyetin ''Türkiyelilik kimliğinin altında millet olmuşuz'' dediğini kaydeden Vural, ''Türkiye bir home ofis değil ki. Bu millet kültürüyle, değerleriyle, inancıyla, diliyle, acılarıyla, sevinçleriyle, zorunluluklarıyla burayı vatan yapmış bir millettir. 'Ya şurada bir kalayım' diyenlerin ülkesi değil, vatan burası, otel değil, vatan'' dedi.
Milli kimlik yoksa ortak tarih ve kültürün de olmayacağını ifade eden Vural, Lozan Anlaşması'nı göstererek, bu metinde 'Türk ahalisi', 'Türk tebası', 'Türk toprağı', 'Türk bayrağı' ifadelerinin geçtiğini söyledi. Vural, ''Biz yedi düvele böyle kabul ettirdik'' ifadesini kullandı.
Vural, Başbakan Erdoğan'ın Yunanistan'daki Batı Trakya Türkleri için ''Müslüman azınlık'' ifadesini kullandığını belirterek, bu ifadenin doğrudan doğruya Yunanistan'ın ifadesi olduğunu kaydetti. Vural, ''Yunanistanlıların kendi fikri doğrultusunda demeç veriyor, bu milletin ortak kimliği, milli kimliği doğrultusunda oluşturduğu Türk milleti kavramını da 36'ya bölüyor'' dedi.
Vural, AKP'nin BDP ile bir anayasa çalışması yaptığını öne sürerek, oysa kendilerinin birlikte bir anayasa yapmak için yola çıktıklarını vurguladı. Başbakan Erdoğan'a birilerinin dayatma yaptığını, Erdoğan'ın da bu dayatmayı Meclis'e yapmaya çalıştığını iddia eden Vural, ''MHP olarak biz o sözün arkasındayız. Mutabakatla bir anayasa çıkartmak için bütün fikirlerimizi ortaya koyuyoruz. Böyle bir mutabakat olmadan AKP'nin bu dayatması, BDP, KCK ile birlikte bir anayasa çalışmasını Türk milletine dayatması, mutabakata ihanettir, verdikleri sözlerin arkasında durmamak demektir. AKP bir mutabakat arayışı içinde değil demek ki'' diye konuştu.