"Başbakan'ın samimiyetini göreceğiz"

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, AKP'nin 12 Eylül 2010'daki Anayasa değişikliği referandumundan bu yana darbelerle hesaplaşmak için hiçbir adım atılmadığını ifade ederek, darbelere dayanak oluşturduğu söylenen TSK İç Hizmet Yasası'nın 35. maddesinin kaldırılması çağrısında bulundu.

cumhuriyet.com.tr

İnce, TBMM'de 12 Eylül askeri darbesinin yıldönümü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenledi. Açıklamasına, "Bugün birinci 12 Eylül'ün 31. yıldönümü, AKP 12 Eylül'ünün de 1. yıldönümü" sözleriyle başlayan İnce, "Aslında iki 12 Eylül'ün mantığı, yöntemleri, uygulamaları aynıdır. Her ikisi de Anayasa yapmıştır, haksız tutuklamalar yapmıştır, her ikisinde de işkence, haksız tutuklamalar, medyaya baskı vardır. İki 12 Eylül'ün amaçları aynıdır, amaçları baskıcı, otoriter bir rejim kurmaktır. Aslında Kenan Evren'le Recep Erdoğan aynı kişidir. Kenan Evren'le Recep Erdoğan'ın mantığı, düşünsel yapıları, zihniyetleri aynıdır" diye konuştu.

AKP'nin 12 Eylül 2010 referandumu öncesi dağıttığı bir kitapçığı okuyan İnce, Anayasa değişikliği ile 12 Eylül darbesinin failleri ve yardımcılarının yargılanacağının vaat edildiğini anımsatarak, "Bunların içinde 12 Eylül'ün Rize Belediye Başkanı Abdülkadir Aksu da var, YÖK kurucu üyesi Vecdi Gönül de var. Yani Kenan Paşa'dan, darbeleri yapan generallerden hesap soracaklar, bunların yardımcılarından da hesap soracaklarmış. Bu milleti böyle kandırdılar" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın referandum öncesi darbe döneminde idam edilenlerin mektuplarını okuyarak ağladığını kaydeden İnce, "İnsanları kandırdı Sayın Başbakan. Amacı yargıyı ele geçirmekti. O gözyaşları timsah gözyaşlarıydı" diye konuştu.

İnce, 2010 yılında Türkiye'de 418 kişinin işkence gördüğünü, "sahte belge üretimiyle" insanların tutuklandığını, 72 gazetecinin halen cezaevinde olduğunu, basılmamış kitapların toplatıldığını ifade etti. 12 Eylül darbesinin Meclis'i kapattığını belirten İnce, "Aslında şu anda 12 Eylül AKP'si de Meclis'i kapattı. Kanun Hükmünde Kararnamelerle Türkiye yönetiliyor. Meclis, milletvekilleri, yasama devrede yok" dedi.

"Hükümet eşeği aday gösterse oy veririm' diyen hakimlerimiz oldu"

"Geçen yıl 12 Eylül'de halkı kandıranlar, bugün 12 Eylül'de BOP'un eşbaşkanı olarak Arap ülkelerini teftişe gitti" diyen İnce, Anayasa değişikliği öncesi vaat edilip gerçekleştirilmeyenleri şöyle sıraladı:

"Referandum öncesinde Sayın Başbakan çocuk ve kadınlara pozitif ayrımcılık dedi. 1 yılda kadın ve çocuklara pozitif ayrımcılık geldi mi? Fişleme sona erecekti, fişleme katmerlendi. Özürlüler, şehit yakınları, gaziler pozitif ayrımcılıktan yararlanacaktı, hangi değişiklik oldu? Bu konuda hiçbir adım atılmadı. Kişisel veriler güvence altına alınacaktı, herhalde buna bu toplumda herkes gülüyordur. Memurlara toplusözleşme hakkı verilecekti, grev hakkının önündeki engeller kaldırılacaktı. Bunların hiçbirisi yapılmadı, çünkü bunlar bir kandırmacaydı. Amaç yargıyı ele geçirmekti, HSYK'yı, Anayasa Mahkemesi'ni ele geçirmekti ve bunlar oldu. Yargı ele geçirildikten, diz çöktürüldükten sonra bakın neler oldu; memur sürgünlerine yargı artık dur demiyor, diyemiyor. HES'lerle ilgili çevreyi koruyan mahkeme kararları artık çıkmıyor, 'Hükümet eşeği aday gösterse ona oy veririm' diyen hakimlerimiz var artık."

"TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin değiştirilelim"

İnce, 29 Temmuz 2010'da darbelere meşruiyet oluşturduğu söylenen TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin değiştirilmesi için bir kanun teklifi verdiklerini kaydederek şöyle konuştu:

"AKP'nin yüreği yetmediği, samimi olmadığı için bu kanun teklifi yasalaşmadı. Şimdi 12 Eylül'ün yıldönümünde İç Hizmet Kanunu'nun 35. Maddesi'nin değiştirilmesiyle ilgili kanun teklifini bugün Meclis Başkanlığı'na verdim. Şimdi AKP'yi göreceğiz, bu CHP'nin teklifi. Siz bunu yeterli bulmuyorsanız gelin değiştirelim, buna, eleştirilere açığız. Meclis'in açıldığı ilk gün gelin bunu yasalaştıralım. AKP ve Başbakan'ın samimiyetini burada görmüş olacağız. Geçen dönem bu yasayı geçirmediler, bakalım gerçekten samimiler mi? Kenan Evren ve darbecilerle hesaplaşacaklardı. Seçimden 5 gün önce şov yaptılar biliyorsunuz. Kenan Evren mahkemeye gitmek yerine, savcı Kenan Evren'i ziyaret etmişti. Bir yılda hiçbir hesaplaşma olmadı. Şimdi kanun teklifi ortada. Başbakan'ın yüreği varsa gelsin bunu yasalaştıralım."

İnce, AKP'den CHP'ye yöneltilen "İsrail'in avukatlığını yapıyor" suçlamasıyla ilgili olarak AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in Milli Eğitim Bakanı olduğu dönemde yayımladığı "İsrail mallarını boykot etmeyin" genelgesi gönderdiğini açıkladığını anımsatarak "Bundan iyi avukatlık olur mu diye sormuştum, hiçbir yanıt alamadım. Bunu tekrarlayacağım, Meclis açılınca İsrail'in avukatı olan Hüseyin Çelik'in diğer uygulamalarını da sizinle paylaşacağım" dedi.

Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan İnce, "Abdullah Öcalan'ın İstanbul'da bir cezaevine nakledilmesi konusunda Talabani'nin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sinirlioğlu'nun ziyareti sırasında olumlu görüş aldığına yönelik haberleri nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Hükümet ile Abdullah Öcalan'ın arası gayet iyidir. Daha önce biliyorsunuz İmralı'ya nem alıcı duvar kağıtları döşemişlerdi. Sağılıyla yakından ilgileniyorlardır Hükümet'in değerli yetkilileri. Ben bu tutuklama ve hukuksuz uygulamaların Ergenekon'du, Fenerbahçe'ydi, aklınıza kim geliyorsa gazeteciler, profesörler, doktorlar, bütün bu yelpazenin genişlemesinin nedeninin Abdullah Öcalan'a af çıkarmak olduğunu, onun için toplumdaki zemini hazırlamak için bunların yapıldığını söylemiştim. Sayın Başbakan bazen AKP Genel Başkanı, bazen Başbakan olarak görüşüyordu, bazen o görüşmüyordu, devlet görüşüyordu. Bu açıklamaların hepsi ortadayken iyi bir işbirliği içinde olduklarını düşünüyorum. Bunun için de şaşırmıyorum. Daha özel şartlar da hazırlayabilirler."

"Arınç açıklama yapmalı"

İnce, Yalova'daki Atatürk Evi'ne yapılan fuhuş baskını da değerlendirirken Atatürk Evi'nin yönetiminin Ankara'da olduğunu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın oraya atanan yöneticileri yakından tanıdığını ifade ederek "Benden 10 kat fazla o tesisi kullanıyor, belki 100 kat. Ben o tesis kurulduğundan beri toplam 10 kez gitmemişimdir. Ama Bülent Arınç'ın 100 kereden fazla gittiğinin iddiasına girebilirim. Tatillerinin çoğunu orada geçirir. Orayı ezbere biliyor. Atamaları o yapıyor. Dolayısıyla Bülent Arınç her şeyi en ince ayrıntısıyla biliyor. Kendisinin bu konuda açıklama yapması lazım. Her bayram orada. Bu sorunun muhatabı Bülent Arınç'tır" diye konuştu.

AA'ya tepki

İnce, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik söylediği "Temiz alnımı pis dudaklarınla kirletmem" sözleriyle ilgili olarak "Hikmetyar'ın dizinin dibinde oturanların, fakir fukaranın, garip gurebanın hakkını yiyenlerin alnı temiz olamaz" şeklinde bir yazılı açıklama yaptığını, ancak bu açıklamayı Anadolu Ajansı'nın yayınlamadığını belirterek şöyle konuştu:

"Buradan ilk kez söylüyorum; haddini bilsinler, terbiyeli olsunlar, adam olsunlar, ajans olsunlar. Böyle bir hakları yok. Orada nelerin döndüğünü, insanların nasıl emekli edildiklerini, nasıl kadrolaşma içine girdiklerini biliyoruz. Anadolu Ajansı AKP'yi koruma mekanizması değildir. Böyle bir hakları yok. Sana ne, sana mı kaldı, çok sertmiş, yayınlayamazmış. Onun sorumluluğu bana ait. Onu ben söylerim, sen geçersin. Bu bir uyarıdır kendilerine. Borazanlık kurumu değildir Anadolu Ajansı, böyle bir hakları yok."