Başbakan'dan itiraf geldi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Van'da yaşanan deprem felaketinin ardından yardım faaliyetlerinin eksik kaldığı eleştirilerine yanıt verdi. Erdoğan "İlk anda gerçekten ilk 24 saatte bu konuda biz başarısızlık oldu, kabul ediyoruz" itirafında bulundu. Erdoğan ayrıca depremden siyasi rant elde etmek isteyen ve ayrımcılık yapanları da "lanetlenmiş" sözüyle kınadı.

cumhuriyet.com.tr

Partisinin AKP Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına Van'da yaşanan depremde hayatını kaybedenlere başsağlığı dileyerek başladı. Depremin olduğu andan itibaren kendisinin ve hükümet üyelerinin bölgeye gittiğini belirten Erdoğan Van'da ve Erciş'te çalışmaları yerinde gördüklerini, bütün kurum ve kuruluşların seferber edildiğini söyledi.

Erdoğan depremde hükümetin ve kurumların başarısız olduğu yönündeki eleştirilere de yanıt vererek "Böyle anları kendileri için hala siyasi ranta dönüştürmenin gayreti içine olanlar var. Tabi çirkin olan bu hele hele böyle bir deprem felaketinin olduğu anda bütün imkanları ile seferber olan bir devlet var bir hükümet var. Bütün kurumları ile kuruluşları ile ilk andan itibaren orada. 99 depremini yaşayanlar bilir. Deprem mahalline gelemeyen bir iktidar vardı bir hükümet vardı. Ama şu anda neredeyse kabinenin 4'te biri orada seferber olmuş vaziyette, devletin bütün kurumları seferber olmuş vaziyette" diye konuştu.
 

'Dünyada otomata bağlanmış değil'

Erdoğan, bölgeye yapılan yardımları rakamları ile aktardığı konuşmasında bu sabah itibariyle depremde hayatını kaybedenlerin sayısının 461, yaralı sayısının ise bin 352 olduğunu söyledi. Depremin ardından Kızılay tarafından bölgeye 17 bin 836 çadır gönderildiğini kaydeden Erdoğan "Aslında bu çadırlar bu olaya yetecek miktarda çadırlardır. Fazlasıyla yetecek miktardadır. Ama ne yazık ki olay kontrol dışına çıkınca bu çadırlar yetmez bir durum arz ediyor. Ondan sonra bakıyorsunuz televizyonlar 'çadır yok şu yok bu yok' diyor. İlk anda gerçekten ilk 24 saatte bu konuda biz başarısızlık oldu, kabul ediyoruz. Burada bir eksiğimiz oldu. Ama bu tür olaylarda bu kadar eksikle bu kadar eksik de bu kadar hata payı da olacaktır. Bu dünyanın her yerinde otomata bağlanmış bir olay değil. Herkes görevini biliyor. Ama tabi ki bölgedeki bütün mevcut depolarda yeteri kadar çadır veya katalitik soba olmayabilir. Farklı depolardan buralara yine bu çadırlar geldi geliyor" dedi.

'Ben bunları lanetli olarak görüyorum'

Başbakan Erdoğan, deprem felaketinin ardından bazı TV kanallarında ve sosyal paylaşım sitelerinde söylenen ırkçı ifadelere de tepki gösterdi. Erdoğan yaşanan felaketlerin, acıların, ölümlerin, yıkımların tüyler ürpertici bir ayrımcılık vesilesi olarak kullanılmasını şiddetle reddettiğini ve kınadığını belirterek şunları söyledi: "Sosyal paylaşım sitelerinde, bazı televizyon ekranlarında, bazı gazete köşelerinde, hatta fısıltı yoluyla sağda solda dile getirilen, ayrımcılığa ilişkin her ifade, her tavır, her imanın insanlık dışı ve vicdansızlıktır. Ben bunları lanetli olarak görüyorum. Bakınız kardeşlik kara günde belli olur. Bir taraftan barışa ihtiyacımızın olduğu böyle bir günde 'bunu fırsata dönüştürelim' diyeceksin; öte taraftan kalkıp meydanda naralar atacaksın. Bu nasıl bir barış anlayışıdır? Bu nasıl bir kardeşlik arayışıdır? Burada bile fırsatçılığı kendisine hedef ihdas edilen bir anlayış var. Bakınız böyle bir günde, böyle bir sıkıntılı anda, askerimizi mayın tuzağında vurmak isteyen anlayış ve o anlayışın uzantılarının bu ülkede kardeşlik duygusu olabilir mi? Her şey bu kadar açık, net ortada. Bunun neresinde kardeşlik var, bunun neresinde barış var, bunun neresinde bu acı günün acısını birlikte paylaşmak var. Böyle bir şey söz konusu değil. Ben bir başbakan olarak 74 milyonu Van için seferberliğe davet ediyorum. Biz devlet olarak her imkanı seferber ediyoruz 'Van'ı, Vanlı kardeşlerimizi elbette aç, açık bırakmayacağız' diyoruz. Bingöl'e nasıl anında müdahale ettiysek, Erzurum'a Bursa'ya, Elazığ'a, Simav'da nasıl anında ulaştıysak; Van'a da ulaştık ve orada da yaraları biz saracağız,biz saracağız."

'Artık bıktırdınız'

Erdoğan, çok büyük acılar yaşandığını ve kış mevsimi nedeniyle biraz sıkıntıların yaşanabileceğini belirttiği konuşmasında kimseye ayrımcılık yapılmadığına vurgu yaptı. Erdoğan, "Bunu Elazığ'da da kardeşlerim yaşadılar. Ama buyursunlar Elazığ'ı bir araştırsınlar, Erzurum'u bir araştırsınlar. Oralarda bu iktidar nasıl anında müdahale etti, nasıl yeni şehirler oluşturarak kardeşlerinin, vatandaşlarının yanında yer aldı, bunu açık ve net görmek mümkün. Bir ayrımcılık yapılmadı. Bu Kürt müdür, Türk müdür, Zaza mıdır denmedi; 'benim insanımdır, benim vatandaşımdır, beni halkımdır' denildi ve bu işlere böyle ulaşıldı. Çünkü biz yaradılanı Yaradandan ötürü sevdik. Biz bu millete hizmetkar olduk, başka bir derdimiz yok. Ama bunu lütfen farklı yerle çeken zihniyetlere sesleniyorum: 'artık bu işten vazgeçin. Artık bıktırdınız, yeter. Bundan vazgeçin. Buna çanak tutan medyaya da sesleniyorum; lütfen artık bizler de bunlara çanak tutmaktan vazgeçin" diye konuştu.

 

'Gün, birlik ve beraberlik gücünü gösterme günüdür'

Erdoğan, televizyon yayınlarında deprem sonrası Van'ın köylerine hiçbir devlet yetkilisinin ulaşmadığı yönündeki yayınları eleştirerek daha ilk geceden bölgeye gittiğini bütün köylerdeki durum raporlarını aldığını söyledi. Yurttaşlara spekülatörlere fırsat vermeyin çağrısında bulunan Erdoğan, bir taraftan enkaz kaldırırken diğer taraftan da yatırımların devam edeceğini söyledi. "Gün, Türkiye düşmanlarına millet düşmanlarına kardeşlik ve dayanışma yoluyla birlik ve beraberlik gücünü gösterme günüdür" diyen Erdoğan bu hafta içinde yeniden Van'a gideceğini ve çalışmaları yerinde izleyeceğini de sözlerine ekledi.
 

'Van depremi turnusol kağıdıdır'

Başbakan Erdoğan acı üzerinden siyaset yapılmayacağını en güçlü savunan kendileri olduğuna vurgu yaptığı konuşmasında, depremin ardından ilk saniyelerde devleti hükümeti suçlayan enkaz kaldırmak yerine fitne çığırtkanlığı yapanları milletimin özellikle Doğu, Güneydoğulu kardeşlerimin takdirine havale ettiğini söyledi. Erdoğan "Van depremi bir turnusol kağıdıdır. Bölgeye yatırım gelmemesi, huzur kardeşlik gelmemesi için yıllardır mücadele edenler deprem esnasında da devlet yardımı ulaşmasın diye elinden gelen provakasyonu yapıyorlar. Yaptıkları bu. Güya çıkacak 'bakın devlet gelmedi' diyerek bölge insanını tahrik edecek. Ölümler umurunda değil. Yıkılan evler sönen ocaklar umurunda değil. O harap olmuş ocaklar üzerinden rant devşirmeye çalışıyorlar" diye konuştu.
 

'Polis taşlayanlar ortada yoklar'

Erdoğan İstanbul, Ankara, Konya başta olmak üzere diğer illerdeki belediyelerin Van'a yardım ulaştırdığını ancak bölgedeki belediyelerin aciz kaldığını da sözlerine ekleyerek şöyle devam etti: "Polis taşlamak, asker taşlamak, Molotof atmak, sağı solu yakıp yıkmak için anında organize olanlar bakıyorsunuz afet anında şu anda ortalıkta yoklar. Benim milletim şunu da görsün; askeri, polisi, jandarması orada mağdur vatandaşımın yardımına koşarken terör örgütü saldırılarına devam ederek hem de Van'ın ilçelerinde mayın tuzakları kurarak ne kadar kanlı bir şebeke olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu alçaklığa verilecek en net cevap dayanışmadır, kucaklaşmadır. Terör örgütü ve onun uzantılarının ayrıştırmak için her türlü tahriki denediği bu millet Van depremi vesilesiyle nasıl bir ve bütün olduğunu kardeş olduğunu tüm dünyaya gösterecektir."

'Gecekonduları biz yıkacağız'

Başbakan Erdoğan depremde yıkılan binalara da dikkat çekerek yıkılan yapıların ihmal kurbanı olduğuna vurgu yaparak "Belediyeler de müteahhitler de denetim elemanları da bu ihmalin cinayetle eş anlamlı olduğunu görmek durumundadır" dedi. Başta İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere büyükşehirlerde gecekonduları yıkacaklarını söyleyen Erdoğan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bir çalışma içine gireceklerini belirterek şehirlerde kaçak yapı ve gecekondularla ilgili yetkiyi tamamen bakanlığa alacaklarını ve bu gecekonduları yıkacaklarını söyledi. Başbakan Erdoğan şunları kaydetti: "Bu tür binalarını değiştirmeyen, bunları yıkmayanlara sormadan kamulaştırmayı yapıp bunları biz yıkacağız. Bedeli ne olursa olsun. Oy verirmiş, vermezmiş biz bunu dinlemeyeceğiz. Bu tabloları defaatle yaşamaktansa iktidarı kaybetmek çok daha hayırlıdır. Onun için biz bu adımları atıyoruz. Depreme dayanıklılık noktasında çok daha hesaplarımızı ciddi yapıp yoğun bir şekilde bu şehirleşme adımlarını atacağız. Vatandaşlarımıza senin bu binanın enkaz bedeli budur gel buraya gir 20 yıl vade ile otur. Ne istiyorsun 2 daire, al sana 2 daire. Ama oturacağın yer artık burası. Senin oturduğun yerde biz yarın bir musibetle karşı karşıya kalamayız. Bunlara artık evet diyemeyiz. Çünkü artık bunlardan bir değil, iki değil, üç değil bıktık. Hem bunlar söyleniyor. Çıkmış dün bazıları kendini bilmezler 'Vali istifa'. Vali mi veriyor bunların ruhsatını. Kim bilir hangi belediyeler verdi. Hangi müteahhitler verdi. Hangi odalar hangi mühendislik bürolarından yapım iznini aldı. Dert başka. Onun için bunlara fırsat vermeyeceğiz. Onun için başta büyükşehirlerimiz olmak üzere, İstanbul, Ankara, İzmir tüm bu gecekondular kaçak binalar şimdiden haberi veriyoruz. Lütfen bizim bu çağrılarımıza kulak versinler. Müteahhitle anlaşacağım yok. Ramazan'da Ankara'da bazı gecekondu bölgelerin dolaştım. 'Efendim işte biz TOKİ'ye veremeyiz. Müteahhit arıyoruz'. Şimdi biz artık müteahhit falan bekleyemeyiz. Hemen müdahaleleri yapacağız. Hem şehirlerimizi güzelleştireceğiz. Hem de buraları sağlam, güvenilir konutlarla donatacağız. Bunun başka çaresi yok. Onun için de süratle bunun yasal düzenlemesini de yapacağız"

'Barzani'ye aba altından sopa gösteriyor'

Konuşmasında Çukurca'daki saldırıya ve daha sonrasında yürütülen operasyonlara da dikkat çeken Başbakan Erdoğan, terör örgütünün Milli Birlik ve Beraberlik Projesi'nin ardından hedefine hükümeti koyduğunu söyledi. Başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin terör örgütünün tuzağına düştüğünü belirten Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun saldırıların ardından hükümeti istifaya çağırdığını hatırlattı. Bu ifadelerin terör örgütünü yüreklendirdiğini, paye verdiğini söylen Erdoğan şöyle konuştu: "Bu açıklamaların ardından bir Kılıçdaroğlu klasiği yaşanıyor. 'Ben öyle bir şey demedim' diyor. Hatasını telafi etmek için bir gazeteye demeç veriyor. Orada daha büyük bir skandala imza atıyor. Bizim Irak Bölgesel yönetimi ile yaptığımı görüşmeleri kastederek 'kimse öyle bir hayale kapılmasın. Barzani'yi orada yaşatmazlar' diyor. Peşmergeler burada seferber edilsin açıklamalarımızı böyle değerlendiriyor. Sen bu sözünle kimi tehdit ediyorsun? Kimin adına kimi tehdit ediyorsun? Kime yol gösteriyorsun, kime akıl veriyorsun? Allah aşkına böyle düşüncesizlik, böyle patavatsızlık olur mu? Türkiye Cumhuriyeti'nin anamuhalefet partisi genel başkanı böyle sorumsuz bir açıklama yapabilir mi? Önce hükümeti istifaya çağırarak terör örgütüne paye vermek isteyen ardından da terör örgütü adına Barzani'ye aba altından sopa gösteren bir anlayış, terörle mücadeleye ne kadar destek verebilir. Ne diyorlar 'biz çözüm önerisi getiriyoruz, hükümet dinlemiyor' diyorlar. Bu anlayış, bu mantık, bu tavır terörle mücadeleye aklı başında çözüm önerisi getirebilir mi? Lütfen hangi çözüm önerisini getirdin, başım gözüm üstüne bir açıkla. Bugüne kadar biz bunlardan bir çözüm önerisi almadık, duymadık. Medyada gezen tespitler nelerse bu. Bunun dışında bir şey yok. Tek başımıza da kalsak biz bu mücadeleyi sürdüreceğiz."