Başbakan'dan dokunulmazlık açıklaması
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Benim dokunulmazlığı kaldıracağımın sözünü verdiğimi söylüyorlar. Dürüst olun dürüst. AK Parti programına bakarsan dokunulmazlıkla ilgili düşüncemizi orada görürsün." dedi.
cumhuriyet.com.trAKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Zafer Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmaya AKP hareketine gönül verdikleri, ''ak kadrodan'' hayır dualarını esirgemedikleri ve bu yola yüreğini koydukları için Kütahya halkına şükranlarını sunarak başladı.
''Elif dedim, be dedim, Kütahya ben sana ne dedim? Guş ganedi galem olsa yazılmaz benim derdim'' diyerek bir Kütahya türküsünden dizeler okuyan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bizi dert yollara düşürdü. Bu ülkenin derdiyle, milletimin derdiyle yollara düştük. Kütahyalı Evliya Çelebi nasıl 'şefaat ya Resulallah' diyeceğine, 'seyahat ya Resulallah' deyip yollara revan olduysa biz de hizmet dedik, millet dedik, memleket dedik, yollara düştük. 1299 yılında, burada, Kütahya'da, Domaniç'te toprağa atılan tohum büyüdü, filizlendi, koca bir çınar oldu. Bir dalı Dicle'ye, Fırat'a uzandı. Diğer kolu Tuna boylarını sardı. Bir diğer kolu Nil Nehri'ne kadar boy attı. Buradan yolculuğa başlayanlar Bağdat'tan Fizan'a, Sana'dan Saraybosna'ya, Kırım'dan Üsküp'e kadar her yere heybelerinde barış götürdü, adalet götürdü, hak ve hukuk götürdü, Türk insanının sevgisini, merhametini götürdü.''
Kütahya'nın Domaniç ilçesinin bir ''kuruluş''un şehri olduğunu ifade eden Erdoğan, aynı zamanda Kütahya'nın, Dumlupınar ile yeniden şahlanışın, kükreyişin, zaferin, kurtuluşun şehri olduğunu söyledi.
Bu nedenle Kütahya'nın kendilerinin ışığı ve esin kaynağı olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, buradan aldıkları ilhamla Türkiye'nin 81 vilayetine hizmet götürdüklerini, 780 bin kilometrekareye eser kazandırdıklarını ifade etti.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''En kuzeydoğuya gidin, Artvin'de eserlerimizi göreceksiniz. En güneydoğuya gidin, Hakkari'de eserlerimizi göreceksiniz. Edirne'ye, Muğla'ya gidin, AK Parti döneminde yapılmış yolları, konutları, okulları, üniversiteleri, adalet saraylarını bulacaksınız. Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan yolun tam iki katı uzunluğunda yolu, 11 bin 300 kilometre yolu Türkiye'ye, illerimize kazandırdık. Türkiye'yi hızlı trenle tanıştırdık. Medeniyetse buyur bunu biz yaptık. Türkiye'yi uçakla tanıştırdık. Türkiye'yi MARMARAY gibi dev ulaşım projeleriyle tanıştırdık. İnşallah 2013'te açılışını yapacağız. Girdim, tüpün içinde yürüdüm. İşi bitirdik. Onlar konuştu, biz yaptık, farkımız bu. 149 bin yeni dersliği Türkiye'ye kazandırdık. 78 yeni üniversite kurduk. Üniversitesi olmayan il kalmadı. Kentsel dönüşüm, değişim yarışı başlattık. 430 bin konut inşasına başladık, 300 bin konutu bitirdik, hak sahiplerine teslim ettik. Yoksullara, orta gelir grubuna, bütün halkımıza buyurun dedik. 10, 15, 20 yıl vadeyle konutlar yaptık.
Ekonomide Türkiye'yi tarihi rekorlarla buluşturduk. Küresel krizde en gelişmiş ülkeler küçülürken Türkiye ekonomisi 2010 yılının ilk çeyreğinde rekor düzeyde, yüzde 11,7 oranında büyüme kaydetti. Şimdi ne diyeceksin bu muhalefete? Halep oradaysa, arşın burada. Ama hala çıkıyorlar hangi yüzle konuşuyorlar anlamakta zorlanıyorum. Bunlar zaman zaman enteresan matematik de yapıyorlar biliyorsunuz. Mesela 2009'u falan gayet iyi toparlarlar. Toplamayı, çıkarmayı çok iyi bilirler ama matematiğin dilinde olan toplama, çıkarma değil, farklı bir dilde, onu anlatmayacağım. Sizler, evvelallah akıl erbabı olanlar bunu çok iyi biliyor.
Küresel krizde IMF'den yardım alan ülkeler bile bellerini doğrultamadı. IMF'den tek kuruş kredi almadan, yardım almadan küresel krizi atlattık, atlatıyoruz. Bizden önce MHP, DSP, ANAP vardı. İkisi tarih oldu. Biri yaşıyor ama inanıyorum ki tarih olacak. Niye, çünkü dürüst değil. Zaten MHP'ye oy veren kardeşlerimin şu anda çok farklı düşündüğüne inanıyorum ve bunu biliyorum. Bizi IMF'ci diye suçlarken gittiler onlar o zaman iktidardayken 30 milyar dolar IMF'den borç aldılar. 23,5 milyar dolar IMF borcu devrettiler bize.''
"Sevdamız millet, kararımız evet"
İktidara gelmelerinin ardından DSP-MHP-ANAP hükümetinin bıraktığı borcu ödemeye başladıklarını belirten Erdoğan, şu anda 7 milyar dolar borç kaldığını ifade etti.
Erdoğan, ''Bu MHP çıkıyor meydanlarda konuşuyor, hangi yüzle konuşuyorsun?'' dedi.
Milli banka olan Merkez Bankasını kendilerinden önceki hükümetin bitirdiğini belirten Erdoğan, AKP hükümeti olarak kamu net borç stokunu da artırdıklarını söyledi.
3 Kasım 2002 seçimlerinin hemen öncesinde İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda endeksin 7 binler seviyesine kadar düştüğünü kaydeden Erdoğan, 1 Kasım 2002'de endeksin 10 bin 217 seviyesinde olduğunu hatırlattı.
Şu anda ise kriz öncesi dönemi dahi aşmış durumda olduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, dün İMKB'nin 60 bin 662 endeks puanına ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine geldiğini ve rekor kırdığını söyledi.
Türkiye'nin tüm dünyada itibarını yükselttiklerini ve Türkiye'yi tüm dünyada mağdurların sesi, mazlumların umudu haline getirdiklerini belirten Erdoğan, ''İşte şimdi çok daha büyük bir adım atıyoruz. Demokrasi yolunda, özgürlük yolunda, evrensel hukuk sistemi yolunda şimdi çok daha büyük bir değişimi gerçekleştiriyoruz. 12 Eylülde gür bir sesle 'demokrasiye evet' diyoruz. 12 Eylülde 'özgürlüğe evet' diyoruz. 12 Eylülde 'büyük Türkiye'ye evet' diyoruz. 12 Eylülde gençlerimiz, çocuklarımız için 'aydınlık bir geleceğe evet' diyoruz. Sevdamız millet, kararımız evet'' dedi.
"Dokunulmazlıkla ilgili düşüncelerimiz parti programında"
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Benim dokunulmazlığı kaldıracağımın sözünü verdiğimi söylüyorlar. Dürüst olun dürüst. AK Parti programına bakarsan dokunulmazlıkla ilgili düşüncemizi orada görürsün. Orada ne yazar, tüm 657'ye tabi olanlar, yargı, silahlı kuvvetler, tüm memurlar, aynı şekilde milletvekilleri, hepsinin dokunulmazlıklardan arındırılması halinde 'evet'. Bizim düşüncemiz bu ama kalkıp da siyasetçiye dokunulmazlığı kaldır, ondan sonra da biz siyasetçiyi birilerinin eline mahkum edelim. Kusura bakma, bunun altında hangi tezgahın yattığını biz çok iyi biliriz. Onun için bu oyuna bizler gelmedik, gelmeyiz'' dedi.
Dünyaca ünlü masal yazarı Ezop'un Kütahyalı olduğunun söylendiğini belirten Başbakan Erdoğan, 'Ezop'un çok güzel bir masalı var' diyerek ''Tilkinin canı üzüm yemek istemiş, asma dalına uzanmış, üzümü alamamış, boyu yetmemiş garibimin. 'Bu üzüm zaten koruktu' demiş'' masalını anlattı.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Evet. Tilki erişemediği üzüme 'koruk' der, kedi de erişemediği ciğere 'murdar' der. İşte Türkiye'nin ulaştığı seviyelere hayalleri dahi erişemeyenler şimdi çıkmış bizim ürettiğimiz hizmetlere, bizim ürettiğimiz eserlere çamur atmaya çalışıyorlar. 'Yolsuzluk' diyerek, 'usulsüzlük' diyerek iftira atıyorlar. Aynaya baksınlar aynaya. Yolsuzluk görmek istiyorlarsa aynaya baksınlar, usulsüzlük görmek istiyorlarsa aynaya baksınlar. Bir dönem İstanbul'u yönettiler, bu CHP yönetti. İstanbul'u nasıl ne hale getirdiklerini bilirsiniz.
Bunlar Kocaeli'yi yönettiler. Kocaeli'de yolsuzluk bataklığından çıkamadılar. Kocaeli Barajı sebebiyle AK Partili belediye şu anda hala borç ödüyor. Onların maalesef yatırımdaki sıkıntılarını, yolsuzluklarının bedelini şu anda benim Kocaeli'ndeki vatandaşlarım ödüyor. Bu milleti kimin yoksullaştırdığını, kimin yokluğa mahkum ettiğini, bu ülkeyi on yıllar boyunca kimin geri bıraktığını görmek istiyorlarsa önce aynaya baksınlar, önce kendi geçmişleriyle yüzleşsinler. Bu millet onların dönemlerini unutmadı, bu millet CHP'nin, MHP'nin koalisyon ortağı oldukları dönemlerde bu ülkeye neler yaşattıklarını unutmadı. Bunlar memleketi yönetirken devlet dairelerinde kaloriferler yanmazdı. Paltoyla devlet dairesinde oturulurdu. Şimdi bunlara doğalgazı getirdik, doğalgazla ısınıyorlar.
Bugün dünden farklı ne söylüyorlar Allah aşkına? Türkiye'nin önüne nasıl bir vizyon koyuyorlar, bileniniz var mı? Popülizm yapmayı yenilik diye sunuyorlar. CHP'de yaşanan tıkanıklığı popülizm yaparak, fakir-fukara edebiyatı yaparak aşacaklarını zannediyorlar. Bu millete iki anahtar dağıtanlar çok oldu bu memlekette. Bu anahtarların hangisine benim vatandaşım sahip oldu söyler misiniz?
Önemli memleket meselelerinde somut bir öneri getirmeden demagoji yapmayı siyaset zannediyorlar. AK Parti'ye hakaret etmeyi, iftira etmeyi muhalefet zannediyorlar. 7,5 yıl boyunca muhalefet yapmak adına tek söyledikleri dokunulmazlık, başka bir kelime öğrenmediler. Bunu da sadece popülizm olarak yaptılar. Benim dokunulmazlığı kaldıracağımın sözünü verdiğimi söylüyorlar. Dürüst olun dürüst. AK Parti programına bakarsan dokunulmazlıkla ilgili düşüncemizi orada görürsün. Orada ne yazar, tüm 657'ye tabi olanlar, yargı, silahlı kuvvetler, tüm memurlar, aynı şekilde milletvekilleri, hepsinin dokunulmazlıklardan arındırılması halinde 'evet', bizim düşüncemiz bu ama kalkıp da siyasetçiye dokunulmazlığı kaldır, ondan sonra da biz siyasetçiyi birilerinin eline mahkum edelim. Kusura bakma, bunun altında hangi tezgahın yattığını biz çok iyi biliriz. Onun için bu oyuna bizler gelmedik, gelmeyiz. Şimdi diyoruz ki gelin en büyük dokunulmazlığı kaldıralım. Gelin önce 12 Eylül anayasasıyla dokunulmazlık zırhına bürünenlerin dokunulmazlığını kaldıralım. Milletvekili dokunulmazlığını ağızlarına sakız yapanlar, 7,5 yıldır muhalefet yapmak adına başka tek cümle üretemeyenler şimdi 12 Eylülcülerin üzerindeki dokunulmazlık zırhının kalkmasına 'hayır' diyorlar.''