Başbakan Yıldırım'dan kadınlara pozitif ayrımcılık karına tepki

Başbakan Yıldırım, 'Kadınların Seçme ve Seçilme Hakkını Kazanmasının 82'nci Yıl Dönümü' etkinliğine katıldı. TBMM'de düzenlenen etkinliğe Başbakan Yıldırım yanı sıra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, Aile ve Sosyal Politikalar eski Bakanı ve AKP Denizli Milletvekili Sema Ramazanoğlu, Çevre ve Şehircilik eski Bakanı ve AKP Adana Milletvekili Fatma Güldemet Sarı ile AKP milletvekilleri de katıldı. 

TBMM'deki programda hitap eden Başbakan Yıldırım, kadınların en büyük hakları kendilerinin mücadele ederek, elde ettiğini belirtti. Kadının iş hayatındaki önemine de vurgu yapan Yıldırım, "Kadın erkek eşit, eyvallah; ama bir bütünün iki parçası. Bir olur, diğeri olmazsa eksik olur. Bakan olabilirsiniz, başbakan olabilirsiniz ama sonunda size bir bakan olmazsa hiçbir şey yapamazsınız. Kadınlarımız sadece erkeklere bakmıyorlar. Kadınlarımız, çocuklarımızı da hayata hazırlıyor. Kadınlarımız iş hayatında da önemli yerlere gelmeye başladı. Üst düzey yönetici olmuş çok başarılı kadınlarımız var. Siyasette adından söz ettiren kadınlarımız gittikçe artıyor. Kadınlarımızın demokrasimiz geliştikçe kendilerini ifade etme, özgüvenlerini kazanma yönünde önemli gelişmeler kat ettiğini görüyoruz" diye konuştu.

Yıldırım, Kadınlara yönelik iktidarları boyunca yaptıkları icraatları tek tek sayarak, "2016 yılında kadınlara pozitif ayrımcılık kararı da aldık. Buraya kadar iyiydi ama bu iyi değil. Şimdi pozitif ayrımcılık uyguladığımız zaman erkeklerimiz ne olacak? Kadınlarımız 'Bu zamana kadar siz öne çıktınız, biraz durun" diyebilirler, haksız da değiller' dedi.

Başbakan Yıldırım'ın konuşmasının öne çıkan bölümleri şöyle:

Bugün Türk kadınına seçme, seçilme hakkının verilmesinin 82'nci yıldönümü. Mücadele edilerek, bedel ödenerek kazanılan şeyler çok daha makbuldür. Türkiye Anadolu topraklarında genç Cumhuriyeti kurarken Kurtuluş Savaşımızda kadınıyla erkeğiyle hep birlikte mücadele ettik. İnsanları Sultanahmet Meydanı'nda heyecanlandıran, İstiklal Mücadelesi'nin ateşini yakan Halide Edip. Sevinçte de, üzüntü de beraberiz. Çünkü kadın erkek birbirini tamamlıyor. Kadın erkek eşit eyvallah ama bir bütünün iki parçası.

Bakan, başbakan olabilirsiniz ama sonunda size bir bakan olmazsa hiçbir şey yapamazsınız. Kadınlarımız sadece erkeklere bakmıyorlar, çocuklarımızı da hayata hazırlıyorlar, iş hayatında da önemli yerlere gelmeye başladı. Üst düzey yönetici olmuş çok başarılı kadınlarımız var. Siyasette adından söz ettiren kadınlarımızın sayısı artıyor. Kadınlar için en büyük mücadeleyi, hakları kendileri veriyor. O mücadele olmadan sonuç olmaz. O mücadeleyi görüp gerekli adımları atmadan olmaz. Onu da demokrasiyi özümseyen ve kadınlarımızın beklentilerini yerinde, zamanında gören idarecilerle olur.

Burada bir korumacılık, bir ayrımcılık asla kabul edilemez. Kadına esasında kota ayırmak belki bilinçlenmemiş, yeterince demokrasi anlayışını geliştirmemiş ülkelerde düşünülebilir. Benim kişisel tercihim kadınlara kota değil, mücadele edeceği alanları açmaktır. Kota bir korumacılıktır. Kadın erkek bir olacağız, beraber olacağız, hayatın zorluklarını birlikte göğüsleyeceğiz, hayatın güzelliklerini de birlikte yaşayacağız.

"BURAYA KADAR İYİYDİ AMA BU İYİ DEĞİL"

Kadınların hakların güçlenmesi için anayasa değişikliğini biz yaptık. Medeni kanununda cinsiyet ayrımını biz ortadan kaldırıldık. Aile reisi erkeğin papucunu biz dama attık. Kadınlar soyadını kullanabiliyorlar. İstihdama yine daha fazla alan açılmasını biz yaptık. Kadın girişimcilere özel destekler hükümetimiz tarafından sağlandık. Bunun yanında 2016'da kadınlara pozitif ayrımcılık kararı da aldık. Buraya kadar iyiydi ama bu iyi değil. Şimdi pozitif ayrımcılık uyguladığımız zaman erkeklerimiz ne olacak? Kadınlarımız 'Bu zamana kadar siz öne çıktınız, biraz durun" diyebilirler, haksız da değiller.

Kadınlarımızın çektiği acılara dikkatinizi çekmek istiyorum ve bütün kadınlarımıza çağrıda bulunuyorum. Gelin Türkiye'den başlayarak bir vicdan hareketi başlatalım. Halep'teki acı çeken kadınların seslerini duyuralım. Artık hiçbir coğrafyada kadınlarımız ağlamasın diyerek yola çıkalım. İnsanlık dramına dikkat çekelim. Kin, nefret ve yıkıma karşı sevgiyi ve birlikteliği yayan bir hareket içinde olalım.