"Başbakan, TOKİ'yi 8 yıl önce göreve çağırsaydı 51 kişi ölmezdi"
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Elazığ'daki depremi değerlendirirken, ''Sayın Başbakan, TOKİ'yi 8 yıl önce göreve çağırsaydı bugün 51 kişi yaşıyor olacaktı'' dedi.
cumhuriyet.com.trBDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Elazığ'daki deprem bölgesinde kendilerinin de incelemelerde bulunduklarını, yurttaşların sorunlarını dinlediklerini söyledi.
Kışanak, Türkiye'nin büyük bölümünün aktif deprem kuşağında olmasına, ülkede önemli bir afet yönetimi ve birikiminin bulunmasına rağmen en küçük doğa olayında bile hükümetin hazırlıksız yakalandığını öne sürdü.
Depremlerin yol açtığı kayıplarda depremin büyüklüğü kadar, önlemlerin zamanında alınmamasının da etkili olduğunu belirten Kışanak, Elazığ'da yaşanan son depremin, bunun somut örneği olduğunu ifade etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, deprem bölgesinde yeni konutlar yapılması için TOKİ'ye talimat verdiğini söylediğini anımsatan Kışanak, ''Sayın Başbakan, TOKİ'yi 8 yıl önce göreve çağırsaydı, bugün 51 kişi yaşıyor olacaktı'' dedi.
Dünya Kadınlar günü
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayan Kışanak, kadınların yaşadığı sorunlara değindi. Kadınlara yönelik şiddetin günümüzde de devam ettiğini kaydeden Kışanak, ''Töre ve namus bahanesiyle işlenen kadın cinayetleri, kadınlara yönelik cinsel saldırılar, tecavüz ve tacizler, küçük yaştaki kız çocuklarının zorla evlendirilmesi, kadınların anadil ve eğitim hakları da dahil olmak üzere bütün yaşamsal haklarının ellerinden alınması, savaşlarda yoğunlaşıp meşrulaşan erkek şiddeti, göç, yoksullaşma bugün hala kadınların toplumsal, kamusal ve özel alanda eşit ve özgür olmalarının önünde engel olmaya devam ediyor'' diye konuştu.
Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye'de 3 kadından birinin şiddet gördüğünü anlatan Kışanak, Türkiye genelinde yüzde 39 olan kadına yönelik şiddet oranının Kuzey Doğu Karadeniz'de yüzde 53'e kadar çıktığını kaydetti. Kışanak, yasalarda iyelileştirmeler yapılsa dahi, toplumsal yapıyı dönüştürecek ciddi politikaların hayata geçirilemediğini ifade etti.
''Ölümler ardından ağlamak, hayıflanmak, tabutlar arkasında yürümek kadının kaderi değil'' diyen Kışanak, şunları söyledi:
''Her kadın cinayetinde, her şiddet vakasında, kadının her gözyaşında, ahında devletin, toplumun sorumluluğu var. Bu sorunların tek muhatabı Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı olarak algılanmamalıdır. 15 bakanlık, 25 bakan var ise her bir bakanlık kadın sorununun çözümü, erkeğin dönüşümü için özel çaba göstermeli, Sayın Başbakan da öncelikli olarak sorumludur. Kadın karakola başvurduğunda, şiddet algısı toplumun eleştirilen genelinden daha farklı olmayan polis ve jandarmayla karşılaşıyor. 'Kocandır sever de döve de' anlayışı azımsanacak bir durum değil. Kadınlara yönelik şiddetin cinsiyetçi ve milliyetçi saldırıların artmasında ve meşrulaşmasında, medyanın rolü büyük önem taşıyor. Medyadaki cinsiyetçi dilin dönüştürülmesi için mücadele etmek kadın mücadelesi açısından oldukça önemlidir.''
Bölgede ''koruculuk sisteminin kadın hakları üzerinde önemli bir tehdit olduğunu'' iddia eden Kışanak, burada kadınların gördüğü şiddetin önemli bir bölümünün, korucuların baskı ve tehditleriyle gerçekleştiğini öne sürdü.
BDP olarak kadınların yaşadığı sorunların yakın takipçisi olacaklarını anlatan Kışanak, 2010 yılı içinde kadınların karar, yönetim, temsil organlarına eşit dağılımını sağlamak amacıyla gerekli düzenlemelerin yapılması için bir kampanya başlatacaklarını bildirdi.
Başbakan Erdoğan'ın, Şanlıurfa'da yaptığı konuşmada ''bölücü terörü destekleyen analar'' ve ''evladını kaybeden anneler yerine kendinizi koyarak düşünün'' şeklinde ifadeler kullandığını anlatan Kışanak, ''O analar evlatlarını, eşlerini, kardeşlerini yitirdiler ama barış söyleminden vazgeçmediler. Sayın Başbakan, önce kendisi acı çeken kadınlarla empati kurmalı. Sayın Başbakan en azından kadınların arasına girmesin. Biz, sorunlarımızla başetmenin yollarını buluruz'' dedi. Kışanak, ''daha önemli, daha önemsiz'' diye acıyı sınıflandırmanın yanlış bir tutum olacağını, acının ancak paylaşılabileceğini ve da ona saygı duyulabileceğini ifade etti.
Gültan Kışanak, Türkiye'de kadınların sorunlarının daha iyi bir şekilde çözülebilmesi için ''Kadın Erkek Eşitliği'' adı altında bir bakanlık kurulabileceğini, bu bakanlığın, konuyla ilgili koordinatörlük görevini yürütebileceğini söyledi.
Belçika'daki operasyon
Belçika'da düzenlenen operasyona değinen Kışanak, bu operasyonun, basın özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına bir saldırı olduğunu öne sürdü. Operasyonun içinde Türkiye'nin de yer aldığını savunan Kışanak, şunları kaydetti:
''Daha da ötesi, iddialar bu operasyonun Türkiye, ABD ve Irak üçlü mekanizma toplantısında kararlaştırıldığı yönündedir. Operasyonun hemen ardından Sayın Dışişleri Bakanı'nın Belçika hükümetini kutlaması da bu açıdan oldukça manidardır. Çok açık görülmektedir ki, AKP Hükümeti açılım adı altında yürüttüğü tasfiye politikasını çok yönlü olarak sürdürmektedir. Hükümete seslenmek istiyoruz. Belçika operasyonu karşılığında kime hangi tavizi verdiniz? Operasyonun özellikle ABD'deki Ermeni tasarısının görüşmelerine denk getirilmiş olması bu açıdan oldukça dikkat çekicidir. Tasarının Türkiye'de yaratacağı tepki, Belçika operasyonuyla dengelenmek istenmiştir.''
Grup toplantı salonunda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle sıralara karanfiller bırakıldı. Genel Başkan Selahattin Demirtaş, yanındaki kadın milletvekillerine karanfil verdi.