Başbakan kadeh kaldırdı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da görev yapan büyükelçilere verdiği iftar yemeğinde, Türkiye'nin AB'ye girmeye hazır olduğunu söyledi. Erdoğan, Vatikan Büyükelçisi'nin Şerbet dolu kadehine su bardağını kaldırarak karşılık verdi. Deniz Feneri yolsuzluğu ile ilgili açıklamalarıyla gündeme gelen Almanya Büyükelçisi Eckart Cuntz ise yemeğe katılmadı.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ankara’da görev yapan büyükelçilerle iftar yemeğinde buluştu. Yemeğe 79 büyükelçi, 20 uluslararası kuruluşun temsilcisi, bakanlar ve milletvekilleri katıldı.

Başbakan Erdoğan, büyükelçilere iftar yemeğindeki konuşmasında, AB ile müzakereler çerçevesinde 7 fasılda görüşmelerin sürdüğünü anımsattı.

Fransa'nın dönem başkanlığında da 2 faslın açılmasını beklediklerini anlatan Erdoğan, "Ne yazık ki AB tarafının fasıllar konusunda bizimle aynı hızda olmadığını görüyoruz" dedi.

Türkiye'nin bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini ifade eden Erdoğan, takvimi net olarak ortaya koyduklarını, AB tarafının her defasında sadece 2 fasıl açma gibi bir tavır benimsediğini, böylece süreci yavaşlattığını gördüklerini kaydetti. Erdoğan, "AB üyesi ülkelerden ne tür açıklamalar yapılırsa yapılsın, ne tür engeller çıkarılırsa çıkarılsın, biz kendi iç düzenlemelerimiz yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Türkiye'nin AB üyeliğinden kazançlı çıkacak olan, sadece Türkiye değil, AB'nin kendisidir" dedi.

Dünya barışına, uzlaşmaya katkı sağlamak amacıyla imkanları harekete geçirmeye çalıştıklarını kaydeden Erdoğan, "Özellikle AB eğer küresel bir aktör haline gelmek istiyorsa, medeniyetler arasında bir ittifak adresi olmak istiyorsa, bir siyasi değerler bütünü, bir değerler birliği olarak hareket edecekse Türkiye, Birlik'teki yerini mutlaka, ama mutlaka almalıdır" dedi.

Erdoğan, "Kıbrıs'ta her zaman çözüm isteyen, çözüm için uğraşan taraf biz olduk" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diyoruz ki 24 Nisan 2004 referandumunda ne yaptınız, önce bunu söyleyin. BM, AB ne teklif etti, Güney Kıbrıs ne yaptı, Kuzey ne yaptı? Kuzey, Annan Planı'na 'evet' dedi, Güney 'Hayır' dedi. Siz 'evet' diyenden yana olacaktınız. Oldunuz mu? Olmadınız, tam aksine ne yaptınız? Yine 'hayır' diyenin yanında oldunuz. 'Hayır' diyeni ödüllendirdiniz, 'evet' diyeni cezalandırmaya devam ediyorsunuz. Ve orada kalıyor. Kaldı ki alt yapısıyla şusuyla busuyla, AB'ye girmeye hazır bir ülke varsa o da Türkiye'dir. Diğerlerini bu noktada AB'ye girmeye hazır bir ülke olarak göremezsiniz. Tek şeyleri var o da şu, İşte Güney Kıbrıs'ın 650-700 bin nüfusu var. Türkiye geldiği zaman 70 milyon ile gelecek. Kolay değil. Tek ellerindeki enstrümanları bu. Tamam da o zaman baştan kapıyı açmamış olsaydın. Kapıyı baştan niye açtın. Bütün bunlara rağmen, şu anda 5 milyon vatandaşımız Avrupa'da yaşıyor. Zaten fiili bir durum var. Vatandaşlarla da irtibat halindeyiz. Biz bu sürece aynı kararlılık ile devam edeceğiz."

 

Davetten notlar

Başbakan Tayyip Erdoğan büyükelçilere verdiği yemekte AB Komisyonu Türk Delegasyonu Başkanı Marc Pierini, Irak, Katar Vatikan, Fransa, Arjantin ve Azerbaycan büyükelçileriyle aynı masayı paylaştı. Davette, çeşitli din ve mezhepten kişilerin oluşturduğu Antakya Medeniyetler Korosu, Türkçe, Arapça, Latince, Ermenice ve İbranice ilahiler okudu.