"Başbakan gerçekdışı beyanda bulundu"
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, dokunulmazlıkların kaldırılmasının önünün açıldığı takdirde Başbakan, Maliye Bakanı ve diğerlerinin yargılanmamasının kamuoyuna "izah edilebilecek bir gerekçesi kalmayacağını" belirtti. Kart, Başbakan 'dokunulmazlıkları kaldıracağı konusunda halkına gerçek dışı beyanda bulundu ve bu noktada da TBMM'yi manevra alanı olarak kullandı' görüşünü dile getirdi.
Tolga YenigünTBMM’de dokunulmazlık üzerine yaptığı açıklamalar ve çalışmalarla öne çıkan CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, dokunulmazlık sürecinin, “AKP yönetimi ve Başbakan'ın yönetim karakteristliğini gösteren ve demokrasiyi istismar eden anlayışlarını göstermesi bakımından önemli” olduğunu söyledi. Başbakan’ın halkına doğru konuşmayan, halkın ve kamuyonun beklentilerini taleplerini demogojik yöntemlerle istismar eden bir anlayışa sahip olduğunu vurguladı. CHP’li Kart, milletvekili dokunulmazlığını kaldırmak için AİHM’ye kadar gittiği sürece ilişkin Cumhuriyet Haber Portalı’nın sorularını yanıtladı. Atilla Kart’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
- Milletvekillerinin ‘dokunulmaz’ olmasını nasıl yorumluyorsunuz?
AK: Milletvekili dokunulmazlığı ile kürsü sorumsuzluğunu yasama sorumsuzluğunu bir kere ayırmak gerekiyor. Biz yasama sorumsuzluğunu tartışmıyoruz. Yasama sorumsuzluğu elbete güçlendirilmeli, korunmalı milletvekili dokunulmazlığı ise özellikle Anayasa’nın 76. maddesi kapsamındaki suçlar açısından çok önemli. Nedir 76. madde milletvekili seçilme engeli teşkil eden suçları düzenleyen madde. İşin esası şudur milletvekili seçilme engeli teşkil eden 76. madde kapsamında kalan bir suç söz konusu ise o milletvekili mutlaka yargılanmalı. Niye? O suçtan mahkûm olduğu takdirde o milletvekilliği ile bağdaşmaz. Bizim ısrarla üzerinde durduğumuz bu. Nedir milletvekili o yüz kazartıcı suçlardan dolayı da gelişi güzel yargılanmamalı daha teminatlı yargılanmalı. Sözgelişi bir savcılar kurulu tarafından 3 kişilik savcılar kurulu tarafından sorgulaması kavuşturması yapılmalı. Yargılaması da yargıtayda yapılmalı daha teminatlı yapılmalı. Mahkûm olursa zaten o zaman milletvekilliği ile ilişiği elbette kesilecek mahkum olmazsa mesele yok.Tabii ki burada nedir elbette milletvekili o dokunulmazlık konusu olan dosyalardan yargılanırken de yine tutuklanmamalı gözaltına alınmamalı. Yani o asli görevini sürdürmeli milletvekili ama yargılanması da engellenmemeli yani zimmetten dolandırıcılıktan bir dosya varsa onu sırtında taşımamalı işin esası bu, özü bu bunu sağlaması gerekiyor. Bu çerçevede olmalı.
- Kendi isteğinizle dokunulmazlığınızı kaldırmak istediğiniz halde henüz bu yönde gelişme olmadı. Bu ilginç değil mi? Nasıl yorumluyorsunuz?
AK: Milletvekilinin dokunulmazlığı, milletvekilinin şahsına verilmiş bir dokunulmazlık değil. Bir taraftan milletvekilinin yargılanma hakkı bir taraftan da onun bir kamusal boyutu var. Yani bir oranlılık ilkesi, dengesi dediğimiz olay yani milletvekilinin kalkıp sadece kendi başına ben yargılanmak istiyorum demesi yeterli değil. Orada işte nedir Meclis’in aslında içtüzüğü ve anayasayı amacına uygun kullanması gerekir. Aslında bir şey söyleyeyim mi! Meclis gerçekten demokrasiye inanan bir Meclis olsa kendi iradesiyle hareket eden bir Meclis olsa hükümetin tahakkümüne talimatlarına boyun eğmeyen bir Meclis olsa. Bu dediğim ölçüleri yeni bir yasal, anayasal düzenlemeye gerek kalmadan yine uygulanır hale getirilebilir. Çünkü iç tüzük ne diyor. dosyanın durumuna göre delil durumuna göre değerlendir diyor. Bunun anlamı şudur bunun anlamı biraz evvel söylediğim yüz kızartıcı nitelikteki suçlama olup olmaması. Ama bizim Meclis ne yapıyor 2 dönemdir toplam 515 dosya var. İşte gün batımından sonra konuşmayı da onda dokunulmazlığını kaldırmıyor nitelikli dolandırıcılığı da kaldırmıyor. Yanlış olan bu yani Meclis kendi iradesiyle hareket etmiyor. Hükümetin talep ve talimatları doğrultusunda hareket ediyor. Sistem burada tıkanıyor. Bunu aşabilmek için ne yapmak gerekir. Anayasal ve iç tüzük anlamında o dediğim anlamda. Anayasa'nın 76. maddesi kapsamındaki suçlar yönünden dokunulmazlık kalkacaktır. Yargılama devam edecektir şeklinde düzenleme yapmak gerekiyor. Bu düzenleme yapılmadığı içindir ki siyasi iktidarlar kendi konjoktürlerine göre bu yetkilerini kötüye kullanıyorlar. Olayı sadece milletvekilinin şahsi olarak dokunulmazlığını kaldırıp kaldırmaması noktasında kilitlemek doğru değil. O zaman o fotoğrafın bütününü görmemiş olursunuz. Türkiye gerçeğinde olay nedir Türkiye gerçeğinde olay şudur. Ben ve benim konumumdaki milletvekillerinin dokunulmazlığı neden engelleniyor? Bunların önü açıldığı takdirde, benim hakkımdaki suçlama basit nitelikteki bir suçlama. Bunların önü açıldığı takdirde Başbakan ve Maliye Bakanı ve diğerlerinin yargılanmamasının kamuoyuna izah edilebilecek bir gerekçesi kalmıyor. İşin esası bu.
- Dokunulmazlığın kalkması konusunu AİHM'ye taşıdığınız süreç hakkında bilgi verir misiniz?
AK: Şimdi mahkeme ne yaptı talebimizi kabul etti biliyorsunuz. 2. Daire kabul etti, hükümet temyiz etti. Hükümetin temyizi üzerine işte Büyük Daire duruşma yaptı. Şimdi o incemeyi yapıyor. Biz tabi Büyük Daire’nin onama kararı vermesini talep ediyoruz. Hükümet ise Büyük Daire’nin bozma kararı vermesini talep ediyor. Ben umutluyum. Büyük Daire kararından umutluyum. Onama kararı çıkacağı beklentisi içindeyim bunların gerekçelerini izah ediyoruz, uzun uzadıya. Eğer onama kararı çıkarsa bunun hukuki ve siyasi sonuçları olacaktır. Yani hem yasal, anayasal düzenleme yapmak noktasında. Meclis’in ve hükümetin sorumluluğu süreci başlayacaktır. Avrupa Konseyi'nde Bakanlar Komitesi, İcra Komitesi devreye girecektir. Bu değişikliklerin ve bu uygulamanın yapılması için. Bu bizim siyasi tarihimizde ve hukuki tarihimizde gerçekten bir dönemeç teşkil edecek bir olay. Bu işin adını çok net olarak koymuş olacağız. Bu beklentinin, bu çabanın içerisindeyiz.
- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2002 seçimlerinden önce dokunulmazlıklarını kaldıracağını söylemişti. Başbakan’ın seçim vaadini yerine getirmemesi ve bu sözün üzerine gidilmemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
AK: Değerlendirmesi anlattıklarımın içinde mevcut. Başbakan halkına doğru konuşmayan, halkın ve kamuyonun beklentilerini taleplerini demogojik yöntemlerle istismar eden bir anlayışa sahip. Başbakan halkına gerçek dışı beyanda bulundu ve bu noktada da TBMM'yi manevra alanı olarak kullanıyor. Görev ve yetkisini bu anlamda kötüye kullanıyor. Yani fotoğraf bu kadar açık Başbakan'ın bu konuda dürüst olmadığı, diğer bir çok konuda olduğu gibi bu konuda dürüst olmadığı halkı yanılttığı ortaya çıktı bunun da sebebi gayet açık. Cumhurbaşkanı hakkında sahtecilikten dava varsa, Başbakan hakkında kalpazanlıktan dava varsa, Maliye Bakanı hakkında naylon faturadan, vergi kaçakçılığından dava dosyaları varsa. AKP’nin 30'a yakın milletvekili hakkında yüz kızartıcı nitelikte dosyalar varsa. AKP'nin 22. dönemdeki bürokratlar yani Milli Eğitim Bakanlığı bürokratı bakın, Başbakanlık müsteşarı Çevre ve Orman Bakanı, Sağlık Bakanlığı müsteşarı bunlar hakkında yargı kararlarını uygulamamaktan dolayı onlarca dosya var. Milli Eğitim Bakanı müsteşarı hakkında 40 tane dosya var. Yani lütfen beni hoşgörün bakın siz bunları okuduysanız bu haberlerinizi çıkarabilirsiniz ordan. TBMM kanun kaçaklarını sığınma mercii haline gelmiştir diyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz. O komisyon geekçelirinden dilekçelerinden bunları çıkarın. Kayıt açık yani 22. dönemdeki bürokratlara suç işletiyor bu hükümet. 40 civarındaki kararı uygulamıyor Milli Eğitim Bakanı'nın müsteşarı sen kalkıyorsun hükümet olarak onu 23. dönemde milletvekili yapıyorsun. Bu nedir kanun kaçaklarını dokunulmazlık zırhına büründürmektir bu.
- Hükümetin dokunulmazlığın kalkması konusundaki çekinceleri sizce nelerdir?
AK: Mersin Milletvekili ile ilgili dosyayı, onu alın değerlendirin. Ali Er ile ilgili olayı yazıyoruz çiziyoruz. Şanlıurfa milletvekili Ramazan Başak ile ilgili olayı alın yani bunlar nedir milletvekilinin saygınlığını, ciddiyetini güvenilirliğini ayaklar altına alan olaylardır. Yani bunları işte artık siz gazeteci kimliğinizle bunların yorumunu değerlendirmesini, sorgulamasını yapın yani. Bu süreç, dokunalmazlık süreci AKP yönetimini ve Başbakanın aslında yönetim karakteristliğini gösteren sistemi ve demokrasiyi istismar eden anlayışlarını göstermesi bakımından üzerinde önemle durulması gereken bir süreçtir.
- Dokunulmazlığın fikir düzeyinde olması Meclis kürsüsünden belirtilen görüşlerle sınırlı kalması gerektiği konusunda genel bir kanı var siz bu görüşü hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
AK: Kürsü sorumsuzluğu dokunulmazlık kavramı değildir bu iki kavramı birbirine karıştırmayın. Kürsü sorumsuzluğu mutlaktır bunun tartışılacak bir yanı yok o konumuzun dışında. Bunu başbakan ve hükümet çevreleri bilinçli olarak onu kürsü sorumsuzluğunu da işin içine katıyorlar. Onun tartışılacak bir yanı yok. Biz yüz kızartıcı nitelikteki dosyalardan dolayı milletvekilinin yargılanıp yargımanmaması olayını tartışıyoruz. Bu iki kavarma çok farklı yani.
- Dokunulmazlık zırhı kalksa bile siyasilerin yargılanmasında sıkıntılar yaşanıyor geçmişte birbirlerini aklayan siyasi liderlere bile tanık olduk. Son olarak AKP iktidarı Necmettin Erbakan’ı kayıp trilyon davasında affetti. Sizce siyasilerin yargılanmasındaki zaafların önüne nasıl geçilir?
AK: Bu tabii ki bir kere işbaşındaki hükümetin demokrasiye inanması gerekir. Şu anda eksik olan bu, temel olay bu. Bunun ötesinde de bu dokunulmazlıklar konusunda, özellikle yüz kızartıcı suçlar konusunda anayasal ve paralelinde de iç tüzük anlamında mutlaka düzenleme yapılması gerekir ama şu parlemento aritmetiği içinde bu tabii ki çok zor görünüyor. İşte bunu halkımıza anlatmaya çalışıyoruz. Bu sonuçta yine seçim yoluyla demokrasi yoluyla elde edilebilecek bir sonuç bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bir taraftan demokrasi içerisinde halletmeye çalışıyoruz bir taraftan da yargı prosedürü içinde bunun adını koydurmak istiyoruz. Bunun ölçüsünü bunun düzenlemesini sağlamak istiyoruz. İşte benim AİHM'deki davanın hedefi de bu. Ordan onama kararı çıktığı takdirde bunun hukuki ve siyasi sonuçları olacak derken bunu kastediyoruz. Orada bir süreç başlayacak yani hükümet AİHM kararı karşısında, TBMM AİHM kararı karşısında daha fazla direnemeyecek. Bunu sağlamaya çalışıyoruz.