Banka yöneticilerinin cari açık endişesi
Banka yöneticilerine göre cari açık önümüzdeki üç ay içinde artacak. Cari açık dışında tüm makroekonomik göstergelerden umutlu olan banka yöneticilerinin yüzde 22'si geçen yılın aynı dönemine göre önümüzdeki üç aylık dönemde cari işlemler açığının önemli ölçüde artacağına dikkat çekti.
cumhuriyet.com.trBankacılık sektörü yöneticileri arasında cari açığın önemli ölçüde artacağı beklentisi güçlendi. 2010 Banka yöneticilerinin yüzde 22'si cari işlemler açığının geçen yılın aynı dönemine göre önemli ölçüde artacağına dikkat çekerken, yüzde 68'i cari işlemler açığının üç ay içinde artacağı görüşünü dile getirdi. Böylece bankacılık sektörü yöneticilerinin yüzde 90'ı önümüzdeki üç ay içinde cari açığın artacağı yönünde görüş bildirdi. Bütçe açığı konusunda görüş ayrılığına düşen banka yöneticilerinin yüzde 45'i bütçe açıkları düşecek derken, yüzde 29'u açığın artacağı, yüzde 25'i aynı kalacağı görüşünü savundu.
BDDK, 68 üst düzey banka yöneticisi tarafından cevaplanan Temmuz-Eylül 2010 dönemi Bankacılık Sektörü Yönetici Kesimi Beklenti Anketi'ni açıkladı. Ankete göre ekonomik büyüme ve makroekonomik göstergelere ilişkin olumlu beklentiler artarak devam ederken, özellikle GSMH kredi hacimleri ve bankacılık sektörü aktif büyüklüğünde artış beklentisine sahip katılımcı sayısındaki artış dikkat çekti. Diğer taraftan, ticari ve bireysel kredilerde takibe dönüşme oranındaki artış beklentilerinin düşüş göstermesi, bankacılık sektörü riskliliğindeki azalma ve faiz oranlarına ilişkin durağan beklenti ekonomik iyileşmenin devam edeceğine ilişkin diğer olumlu göstergeler olarak saptandı. Katılımcıların bir önceki anket döneminde var olan hem makroekonomik hem bankacılık sektörü göstergelerine ilişkin olumlu beklentileri, önümüzdeki 3 aylık dönemde de devam edeceğine işaret etti.
Cari açık hariç tüm beklentiler olumlu
Makroekonomik göstergelere ilişkin beklentilere bakıldığında, cari açık haricinde tüm beklentilerin olumlu yönde olduğu görüldü. Özellikle TÜFE de artış bekleyen katılımcı oranının yüzde 57'den yüzde 10'a düşmesi dikkat çekti. Makroekonomik göstergelerden GSMH'da katılımcıların, yüzde 32'si önemli ölçüde olmak üzere, yüzde 98'i artış, yüzde 2'si azalma beklerken, bütçe açığında yüzde 29'u artış, yüzde 25'i aynı kalma, yüzde 45'i azalma beklediğini ifade etti. İç borçlanma faiz oranında yüzde 12'si artış, yüzde 79'u aynı kalma, yüzde 59'u azalma beklediğini dile getirirken bu anket dönemindeki tek olumsuz beklenti "cari açığın artacağı" beklenti oldu. Beklenti bir önceki anket döneminde yüzde 79 iken bu anket döneminde, yüzde 22'si önemli ölçüde olmak üzere, toplam yüzde 90'a çıktı. Cari işlemler açığının artacağına dair tahminlerin, ekonomik genişlemenin bir sonucu olarak artacak olan, ara mal ve enerji talebine dayandırıldığı düşünüldü.
Kredi faizlerinin aynı kalacağı beklentisi hakim
Ankette, fon kaynaklarına ve kredi faiz oranlarına ilişkin beklentilerin geçen anket döneminde olduğu gibi ağırlıklı olarak aynı kalma yönünde olduğu görüldü. Aynı kalacak beklentisi 3 ay vadeli TL mevduat faiz oranında yüzde 79, 3 ay vadeli döviz tevdiat hesapları (DTH) faiz oranında yüzde 71, TCMB bankalar arası para piyasası kısa vadeli faiz oranında yüzde 90, bankaların yurtdışı borçlanma faiz spreadinde ise yüzde 75 seviyesinde öngörüldü. Artacak beklentisi ise sırayla, yüzde 13, yüzde 28, yüzde 9 ve yüzde 15 olarak gerçekleşti. Kredilerin faiz oranlarına ilişkin beklentilere bakıldığında aynı kalma yönünde beklentiye sahip katılımcı oranı, konut kredilerinde yüzde 85, diğer tüketici kredilerinde yüzde 84, ticari kredilerde yüzde 82, kredi kartlarında ise yüzde 84 seviyesinde tahmin edildi. Artacak beklentileri ise aynı sırayla yüzde 12, yüzde15, yüzde 16, yüzde 6 olarak gerçekleşti. Hem ticari hem bireysel kredi hacimlerinde, GSMH ve bankacılık sektörü aktiflerinde büyüme beklentileri ile uyumlu bir şekilde, artış yönündeki beklentiler hakim oldu. Kredi hacimlerinde artış beklentisine sahip katılımcı oranı konut kredilerinde yüzde 90, taşıt kredilerinde yüzde 54, ticari kredilerde yüzde 88, KOBİ kredilerinde yüzde 91 ve kredi kartlarında yüzde 81 seviyesinde öngörüldü. Kredi hacimlerine ilişkin cevaplarda takipteki tüketici kredisi ve ticari kredi hacimlerinin artacağına dair beklentilerin önceki anket dönemlerine göre önemli düşüş göstererek sırasıyla yüzde 50 ve yüzde 43 olarak gerçekleşmesi dikkat çekti. Kredi hacimlerini etkileyebilecek en önemli faktörlerin sorulduğu sorularda, bir önceki anket döneminde olduğu gibi, ticari krediler için ticari iç talepteki artma veya azalma, bireysel krediler için ise tüketim talebindeki artma veya azalma faktöründen etkilenebileceği ifade edildi.
Aktif büyüklüğün artacak beklentisi güçlendi
Bankacılık sektörü aktif büyüklüğüne ilişkin artış beklentisine sahip katılımcı oranı, kredi hacimlerindeki artış beklentilerine uyumlu olarak, yüzde 96 oranında artış olarak gerçekleşti. Sektörün karlılığına ilişkin beklentilerde ise katılımcıların yüzde 29'ı azalacağını, yüzde 53'ü karlılığın aynı kalacağını ve yüzde 19'u ise artacağını belirtti. Anket katılımcılarının yüzde 71'ü en fazla artış göstermesini bekledikleri fon kaynağı olarak mevduatı gösterdi. İkinci sırada yüzde 16 ile sermaye piyasaları geldi.
Yabancı sermaye payının aynı kalacağı beklentisi hakim
Bankacılık sektöründeki yabancı sermaye payının yüzde 84 oranında aynı kalacağı beklenildi. Bankacılık sektörünü ve sektöre olan güveni en fazla etkilemesi beklenen faktörlerin sorulduğu sorularda makroekonomik gelişmelerin önde geldiği
Görüldü. Ancak, önceki anket dönemleri ile karsılaştırıldığında siyasi gelişmelerin önemli görülme oranının azaldığı dikkat çekti.
Katılımcıların yüzde 65'i risklerin aynı kalacağını söyledi
Sektörün riskliliğine ilişkin soruda ise banka yöneticilerinin yüzde 34'ü riskliliğin artacağını, yüzde 65'i ise aynı kalacağını beklediklerini ifade etti. En önemli risk kaynağı olarak ise katılımcıların yüzde 47'si kredi riskini, yüzde 34'ü ise faiz riskini gördüklerini belirtti. Anket sonuçlarından, bankacılık sektörü yöneticilerinin önümüzdeki üç aylık dönemde GSMH, kredi hacimleri ve aktif büyüklüğü gibi göstergelerde olumlu gelişmeler olmasını, faiz oranlarının yatay bir seyir izlemesini, karlılığın durağan bir görünüm arz etmesini ve riskliliğin önceki dönemlere göre artmamasını bekledikleri sonuçlarına ulaşıldı. Risk kaynaklarına ilişkin soruya verilen cevaplara bakıldığında anket katılımcılarının yüzde 47'sinin kredi riskini, yüzde 34'ünün faiz riskini en önemli risk kaynağı olarak değerlendirdiği görüldü. Bir önceki anketin verilerinde kredi riski yüzde 50 ile en önemli risk kaynağı olarak görülmekteydi. Faiz riskinin en önemli görülme oranının geçen anket döneminde yüzde 49 iken bu anket döneminde yüzde 34'e düşmüş olması dikkat çekti.