Ban Ki-Mun: Artık bıktık
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, "Uluslararası camia birlik olmalı. Bu birlik sayesinde eminim Esad ve Suriye hükümeti bu sorunu en kısa sürede çözmek için anlaşmak zorunda kalacak" dedi.
cumhuriyet.com.trBan Ki-mun, Gaziantep'de Islahiye kampındaki Suriyeli sığınmacıların misafir edildiği barınma merkezini ziyaretinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
BM, Kızıhaç, Kızılay gibi burada faaliyet gösteren tüm organizasyonlara teşekkür eden Ban Ki-mun, yardımlardan dolayı tüm kuruluşlara derin saygı duyduğunu belirtti.
Bugün önce Ürdün'deki Ez-Zateri kampını ziyaret ettiğini hatırlatan BM Genel Sekreteri, Islahiye'ye de mültecilerin çektiği zorlukları ve insanların umutlarıyla ilgili bilgi almak için geldiğini söyledi.
"İnsanların burada benimle birlikte paylaştıkları şeylerden dolayı gerçekten şaşkınlık yaşamaktayım" diyen Ban, "Burada tek amaçları sadece okula gidip ve kendi ülkelerine dönmek, orada mutlu ve güven içerisinde yaşamak olan iki çocukla tanıştım. Bana kendi ülkelerinde okula gitmek istediklerini söylediler. Bir çocuk 5, diğeri 6 yaşındaydı. Onlara ümitlerini kaybetmemelerini ve asla yılmamaları gerektiğini söyledim. Birçoğu gerçekten çok acı çekerek gelmişler" diye konuştu.
Göçe zorlanan insanların ülkelerinden kopup gelmelerinin kolay bir durum olmadığına dikkati çeken Ban Ki-mun, şöyle konuştu:
"Masum Suriyeliler bu başarısızlığın bedelini ödüyorlar aslında. Buraya dinlemeye geldim ama şunu da söylemek istiyorum; Suriye'deki katliam durmak zorunda, durması gerekiyor. Silahlı çatışma süreci çok büyük ölümlerle sonuçlanıyor, caddeler kanla bulanıyor. Tüm taraflara, özellikle Suriye tarafına katliamlarını durdurması çağrısında bulunuyorum. İnsanlık adına bu şiddeti durdurun. Uluslararası topluma ve aynı zamanda (BM) Güvenlik Konseyi'ne şu çağrıda bulunmak istiyorum, birlik olalım ve bu krizi en kısa sürede bitirmek için kararlı davranalım."
BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi El-Ahdar el-İbrahimi'nin Suriye'deki krize politik çözüm bulmak için çabaladığını anımsatan Ban Ki-mun, ziyareti sırasında kamptaki insani yardımlar konusunda gözlemlerde bulunacaklarını kaydetti.
Yaz aylarından itibaren Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin sayısında ciddi bir artış gözlendiğine işaret eden Ban Ki-mun, uluslararası topluma şu çağrıda bulundu:
"Temmuz ayından beri sığınmacı sayılarının arttığını görüyoruz ve bu sayı gittikçe yükseliyor. Suriye'de bu şiddetin ciddi anlamdaki artışı sığınmacıların sayısında da artışa neden olacaktır. Tüm üye ülkelere ve bölgedeki tüm ülkelere yardımlara devam etmeleri çağrısında bulunuyorum. İnsanlar acı çekerken lütfen gözlerinizi kapatmayın. İnsanlara yardım etmek zorundayız. Burada karşılaştığımız insanların hepsi anne, baba, kız kardeş, erkek kardeş. Onlar aslında bizim ailemiz. Lütfen ailemizin yanında duralım."
'Esed'i mektupla uyardım'
Ban, Suriye Devlet Bakanı Beşşar Esad ve ailesinin Suriye'den güvenli geçişinin sağlanması konusunda herhangi bir görüşme yapıp yapmadığının sorulması üzerine, bu konunun henüz uluslararası toplum tarafından tartışılmaya başlanmadığını belirtti. Ban, "Ben, gerçekleşmesi gereken ilk ve en önemli şeyin şiddete son verilmesi olduğunu söylüyorum. Daha sonra da, bu konuda Suriye halkının gerçek isteklerini yansıtan siyasi bir diyalog süreci bir an önce başlamalı" dedi.
Ban'a, Suriye'nin olası kimyasal silah kullanımı konusunda daha önce dile getirdiği endişeler hatırlatılarak, bu riski nasıl değerlendirdiği de soruldu. Ban Ki-mun, Suriye hükümetinin kimyasal silah kullanma hazırlığında olabileceğine dair bilgilerin bulunduğunu, ancak bu bilgilerin henüz teyit edilmediğini söyledi.
Genel Sekreter, "Ancak, eğer böyle bir durum varsa, o zaman bu insanlık adına acımasız bir suç teşkil eder" diye konuştu. Birkaç ay önce Suriye Devlet Başkanı Esad'a bir mektup yazarak söz konusu silahları hiçbir şart altında kullanmaması gerektiği konusunda uyarıda bulunduğunu belirten Ban, Suriye'nin Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'ne (OPCW) üye olmadığını anımsattı.
Esad'a iki gün önce bir mektup daha göndererek, kimyasal silahların kullanılmasının doğurabileceği korkunç sonuçlar konusunda kendisini uyardığını ifade eden Ban, OPCW'nin genel sekreteriyle de bir görüşme yaparak bu konuyu araştırmanın muhtemel yollarını tartıştığını söyledi. Ban, "Ancak, bu konuda henüz bir planımız yok" ifadesini kullandı.
'Açık kapı politikası memnuniyet verici'
Türkiye'nin, Suriye'deki insanlık dramına müdahale konusunda yalnız bırakıldığına dair eleştirilere ilişkin görüşünün sorulması üzerine Ban Ki-mun, Türkiye'ye sayıları 135 bini aşan sığınmacıyı misafir ettiği için minnet duyduğunu söyledi.
Ban, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk halkının ve hükümetinin merhamet ve sevgiyle dolu büyük kalpleri var. Türk hükümetinin açık kapı politikasını, Suriye'den gelen tüm sığınmacıları koşulsuz olarak kabul etmesini minnetle karşılıyorum. Bu saygı duyulacak ve memnuniyet verici bir tutum."
Bu konuda BM'nin insani yardım konusuyla ilgilenen tüm kuruluşlarını harekete geçirdiğini dile getiren Ban, "Bugün burada gördüklerim beni hem çok etkiledi, hem cesaretlendirdi. Türkiye'nin, ilgili kuruluşlarla ortaklaşa çalışarak bu kampı ne kadar etkili bir şekilde kurduğu görülüyor" diye konuştu. "BM'nin daha cömert bir desteğe ihtiyacı var" diyen Genel Sekreter, uluslararası topluma yaptığı destek çağrısını yineledi.
Türk hükümetinin, Suriyeli sığınmacılar için son 21 ayda neredeyse 1 milyar dolar harcadığını kaydeden Ban, Türkiye'nin yanı sıra Ürdün, Lübnan ve Irak'ın da bu süreçte kendi ulusal kaynaklarını kullandıklarına dikkati çekti.
Ban, sığınmacılar için böylesine insani bir iş yapan bu ülkelerin uluslararası toplum tarafından desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. Soruların ardından Ban, basın mensuplarına da teşekkür ederek, medyanın bu krizin, çekilen acıların ve maddi kaynakların yetersizliğinin dünyaya duyurulması konusunda önemli bir rol üstlendiğini söyledi.
Ban'ın çadır kentteki incelemeleri
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, basın toplantısından önce barınma merkezinde misafir edilen Suriyelilerle bir araya geldi. Önce kamptaki sahra hastanesine giden Ban, burada tedavi gören Suriyelileri ziyaret etti. Ban, hastaneye bebeğiyle gelen Suriyeli bir annenin sorunlarını dinledi.
Ardından çadırları ziyaret eden Ban, buradaki sığınmacılarla da yakından ilgilendi, yaşlı bir kadınla sohbet etti. Ban Ki-mun, kamptaki incelemelerini tamamlamasının ardından Ankara'ya hareket etmek üzere İslahiye'den ayrıldı.
Konuşmasının ardından Ban Ki-mun, Gaziantep'den ayrıldı.
Gaziantep'te ziyaret edeceği İslahiye'de kampında sığınmacılarla bir araya gelen Ban Ki-mun, Ankara'da, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya gelecek.
Ankara'daki görüşmelerde Suriye, Irak ve Filistin konuları üzerinde durması beklenen Ban Ki-mun, Bağdat'ta son dönemde Türk hükümetine yönelik sert eleştirileriyle dikkat çeken Başbakan Nuri El Maliki ile de bir araya gelmişti.
Gül, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun kabul etti
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'u kabul etti. Çankaya Köşkü'nde basına kapalı gerçekleşen görüşme yaklaşık 50 dakika sürdü.
Başbakan Erdoğan, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile görüştü
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile görüştü. Başbakanlık Resmi Konutu'ndaki görüşme yaklaşık 50 dakika sürdü.
Davutoğlu, Ban Ki-Mun ile görüştü
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Dışişleri Bakanlığı Konutu'nda bir araya geldi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan BM Genel Sekreteri, bugün İslahiye'de Suriyeliler'in barındığı kampları ziyaret ettiğini hatırlatarak, Suriyeliler'in ülkelerinde ne kadar zor bir hayatları olduğunu ve özgürlük, refah ve insanlık onurunu elde edebilmek için evlerinden kaçmak zorunda kaldıklarını gördüğünü söyledi.
Ban, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Türk halkının Suriyeliler'e gösterdiği misafirperverlik ve cömertlikten dolayı şükranlarını ilettiğini söyledi. Toplam 14 farklı kampta kalan Suriyeliler'in sayısının 135 bini geçtiğini, 70 binden fazla kişinin de kamp dışındaki yerlerde kaldığını belirten Ban, bunun Türkiye'ye güvenlik açısından büyük zorluklar ve finansal yük getirdiğini söyledi.
Ban, bugün Suriyeli ailelerle buluşarak onlara Türk halkının ve BM'nin güçlü desteğiyle bir parça olsun umut aşılamak istediğini kaydederek, "Türk hükümetinin cömert yardım elini uzatması nedeniyle şükranlarımı iletmek isterim" dedi. Türkiye'nin açık sınır politikasını da takdirle karşıladığını ifade eden Ban, BM'nin yardımlar için çalışacağını ifade etti ve uluslararası camiaya da acil insani yardım yapması çağrısında bulundu.
Ban, Türkiye'nin BM'nin birçok konuda güçlü bir ortağı olduğunu söyledi ve böyle bir ortağa sahip olmaktan dolayı gurur duyduklarını belirtti. Ban, Davutoğlu ile görüşmesinde Somali, Kıbrıs, Filistin gibi birçok konuyu ele aldıklarını ifade etti. Türkiye'nin Filistin konusundaki tutumunu takdir ettiğini vurgulayan Ban, Davutoğlu'nun BM Genel Kurulu'nda Filistin'in üye olmayan gözlemci devlet statüsü kazandığı oylamadan önce yaptığı "tutkulu" konuşmayı da takdirle hatırladığını söyledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun küresel alanda çok aktif olduğunun altını çizen Ban, "Bugün kendisiyle Suriye'de şiddetin nasıl durdurulacağı ve bu sorunun çözülmesi için tarafların Suriye halkının gerçek isteklerini içeren bir siyasi süreci yansıtacak diyalog sürecine nasıl gireceğine yardım etme konusundaki stratejik yaklaşımları ele aldık" dedi.
Uluslararası camianın ve Suriye halkının isteğinin bu olduğunu vurgulayan Ban, Erdoğan ve Davutoğlu'nun diplomatik çabalarını bir kez daha takdir ettiğini söyledi. Ban, BM ve Arap Birliği'nin Suriye Özel Temsilcisi Ahdar İbrahimi'nin da konu üzerinde çalıştığını, ancak tüm çabalara rağmen şiddetin devam ettiğini söyledi.
'Artık bıktık'
Bunun bir an önce durmasını isteyen Ban, Suriye konusunda hala umutlu olup olmadığının sorulması üzerine, "Dünyadaki tüm özgürlük ve barış isteyen insanlar adına söyleyebilirim ki, devam eden bu şiddetten ve uluslararası camianın Suriye halkına barışı getirmek adına yaşadığı acizlikten bıktık. 21 ay oldu ve 40 binden fazla insan öldü. Artık uluslararası camianın BM'nin, özellikle de Güvenlik Konseyi üyelerinin bütünlüğü içinde, daha fazla çaba göstermesinin zamanı geldi" dedi.
Çabaların etkin şekilde sürdürüldüğüne işaret eden Ban, "Ben iyimserlik içinde çalışmalarıma devam ediyorum. Bu sorunun en kısa zamanda çözüme kavuşması için bıkkınlık yerine iyimserlikle ve olumlu düşünerek çalışıyorum. Bizim uluslararası camianın birliğine ihtiyacımız var" dedi.
Ban, "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Başbakan Erdoğan ile İstanbul'da yaptığı görüşmeden sonra tavrını değiştirdi. BM, Rusya'nın tavır değişikliğinden sonra bir girişimde bulunacak mı" şeklindeki soru üzerine, İstanbul'daki toplantının yankılarını yakından izlediğini belirtti.
'Birlik olursa Esad anlaşmak zorunda kalacak'
Ban, toplantıdan sonra "yeni fikirler ve stratejilerin" konuşulduğunun ifade edildiğini hatırlatarak, şu aşamada uluslararası camianın birlik olmasının önemini vurguladı.
Ban, "Bu birlik sayesinde eminim ki, Esad ve Suriye hükümeti bu sorunu en kısa sürede çözmek için anlaşmak zorunda kalacak. Şiddetten çok fazla insan acı çekti. Bu durumun devam ettiğini daha ne kadar görmek istersiniz? Lütfen kamplara gidin. Ben Ürdün'deki ve Türkiye'deki kampları ziyaret ettim. Bir günde iki kamp gördüm. Onbinlerce insanı vardı bu kamplarda ve hepsi çardırlarda yaşıyor. Hepsi BM ve uluslararası camianın çalışmaya devam etmesini, sorunun çözülmesini ve evlerine dönmek istiyor" diye konuştu.
Davutoğlu: Genel Sekreter büyük çaba sarfetmiştir
Dışişleri Bakanı BM Genel Sekreteri'nin Türkiye'yi yakından tanıyan biri olarak her zaman Türkiye ile ilgili konularda yakından meşgul olduğunu söyledi. Suriye için gösterdiği duyarlı tutum nedeniyle Ban'a teşekkür eden Davutoğlu, Ban'ın bizzat İslahiye'deki kampa giderek mültecilerin durumunu yakından gördüğünü söyledi.
Davutoğlu, Suriye'de siyasi olarak başlayan sorunun büyük bir insanlık krizine ve iç savaş niteliğine büründüğünü belirterek, Ban'ın bugün Ankara'da yaptığı görüşmelerde başta Suriye konusunun detaylı olarak ele alındığını kaydetti.
Davutoğlu, "Hepimizin hedefi Suriye'de akan kanın durması ve Suriye halkının iradesi doğrultusunda bir siyasi değişim yaşanması. Bu konuda sayın Genel Sekreter çok büyük çaba sarfetmiştir. Krizin her aşamasında elinden gelen bütün gayreti göstermiştir. Ancak BM bir bütün olarak Suriye konusunda maalesef gereken kararlı tutumu sergileyemediği için, ortak bir tutum ortaya çıkamadığı için BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye'deki krizin derinleşmesinin önüne geçilememiştir" dedi.
BM ile krizin aşılması için temas halinde olduklarını ifade eden Davutoğlu, Suriye konusundaki gelişmelerle ilgili Ban'dan bilgi aldıklarını ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ziyareti sonrası ortaya çıkan diplomatik gelişmelerle ilgili bilgi aktardıklarını söyledi.
Filistin konusunda teşekkür
Davutoğlu, ayrıca Filistin'in BM Genel Kurulu'ndaki oylama sonucunda üye olmayan gözlemci devlet statüsünü kazanması konusundaki tutumu nedeniyle Ban'a teşekkür ettiklerini belirtti. BM'nin Filistin konusunda daha aktif bir tutum sergilemesini ümit ettiklerini dile getiren Davutoğlu, "Bundan sonra Filistin'de mümkün olan en kısa sürede barışın sağlanması ve Filistin halkının hak ettiği devletine kavuşması için çabalarımızı sürdüreceğiz" dedi. Ban ile görüşmesinde Somali konusunu da ele aldıklarını bildiren Davutoğlu, Türkiye'nin BM ile birlikte Somali için büyük çaba sarfettiği kaydetti.
'Ban, Üsküdar şarkısını söyleyebilen bir fahri İstanbulludur'
Davutoğlu, Ban ile İstanbul'un bir BM merkezi haline gelmesi konusunu da görüştüklerini söyledi. Davutoğlu, "Birçok BM kuruluşunun İstanbul'da bölge ofisi kurması söz konusu. Bu konuda verdiği destek nedeniyle kendisine teşekkür ediyoruz. Kendisi zaten biliyorsunuz Üsküdar şarkısını söyleyebilen bir Koreli olarak fahri İstanbulludur. İstanbul'un bu yeni konumuna da büyük destek vermektedir. Biz İstanbul'u küresel bir barış merkezi haline getirmeye kararlıyız" dedi. BM'nin birçok ofisinin İstanbul'da açılması için gerekli çalışmaları yürüttüklerini bildiren Davutoğlu, verdiği destek dolayısıyla Ban'a teşekkür etti.